Ankara kızarmak üzere! Uzmanı uyardı: Böyle giderse yakında Ankara'da yasaklar geri gelecek
Abone olAnkara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Balık, Ankara’nın vaka artışında ‘sınırda’ olduğunu belirtip uyardı Balık’a göre kentte bir rehavet görüntüsü var ve bu durum bir sonraki değerlendirmede bizi ‘riskli’ hatta ‘yüksek riskli’ iller kategorisine sokabilir.
Koronavirüsle mücadelede yeni dönem devam ederken, 'kırmızı' kategoride olmadığı için bazı yasakların kalktığı illerde gevşeme başladı. Bu şehirlerden birisi de başkent Ankara oldu. Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, kritik uyarılarda bulundu ve Ankara’nın ‘sınırda’ olduğunun altını çizdi. Balık’a göre kentte bir rehavet görüntüsü var ve bu durum bir sonraki değerlendirmede bizi ‘riskli’ hatta ‘yüksek riskli’ iller kategorisine sokabilir.
İşte Balık’ın, Hürriyet'e yaptığı açıklamadaki Başkent için önemli uyarıları ve önerileri:
Ankara riskli sınıra yakın...
Riskin yüksek olduğu kırmızı ve turuncu renkle gösterilen illerimizde durum daha ciddi olmasına karşın, Ankara da sınırda. Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan verilere göre 100 binde 35 ve altı vaka sayısı olduğu için Başkent, şu an ‘orta riskli’ iller arasında.
- Ancak ‘yüksek risk’ olarak kabul edilen ve 100 binde 36-100 arası vaka kategorisinin de çok uzağında değil. Eğer bu günlerde kişisel tedbirlerimizde bir gevşeme olursa, 15 gün sonra yeniden bu verilere baktığımızda riskli bölge statüsüne geçmiş olabilir.
Kuralsızlık böyle devam ederse...
- Kuralsızlık devam ederse, Ankara birden ‘yüksek riskli’ iller arasına bile girebilir. Benim ilk normalleşme adımlarıyla birlikte Ankara’da yaptığım gözlem, ‘ciddi anlamda salıverme duygusu içerisinde hareket edildiği’ yönünde. Burada kentimizi korumak ve tabloyu daha da aşağıya çekmek için 3 önemli yapılacak görev var.
Riskli illere giriş çıkış denetlenmeli
- Birincisi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dediği ‘dinamik denetleme’nin uygulanması. Yerel yöneticiler ve halk iç içe olarak sıkı denetim yapılmalı yani şehirdeki risk oluşturabilecek etkenleri tespit edip ona göre önlem alınmalı. Yöneticilerin, gözlemlerine göre mücadele tedbirlerini geliştirmeleri gerekiyor. Riskli illere giriş çıkışın da denetlenmesi gerek.
Lokantalara hızla girip çıkın...
İkinci önemli konu, kişilerin alacağı bireysel tedbirler. Normalleşme sürecinden ön plana çıkan yerlerin başında restoran ve lokantalar geliyor. Lokantalardan yemeğimizi olabildiği kadar kısa sürede ve olabildiği kadar hızlı yiyerek çıkmalıyız. Yemek yemediğimiz anlarda da maskemizi doğru takarak durmalıyız. Toplu taşıma ve kalabalık iş yerlerinde kurallara uyulup uyulmadığı da denetlenmeli. Kapalı ortam havalandırması ve metrekareye düşen kişi sayısı da mutlaka seyreltilmeli.
Uymazsak haklarımız elimizden alınır
Her şeyi merkezi otoriteden bekleyemeyiz. Madem toplumdan bir gevşeme beklentisi geldi, bu haklarımızın elimizden alınmaması için kurallara uymamız gerekiyor. Üçüncüsü de aşılama. Toplumda hızla yaygınlaşması gerekiyor. Aşılama yaygınlaştığında ne kadar etkili olduğunu daha da net bir şekilde anlayacağız. Ancak aşı olsak bile virüsü bulaştıracağımızı düşünüp, dikkatli davranmalıyız.”