Anıtkabir defteri kaldırılsın
Abone olAnıtkabir defterine sıradışı yazılar olay oldu. Sabah yazarı Engin Ardıç yeni bir polemiğin fitilini ateşledi.
Bu çok konuşulacak öneri Sabah yazarı Engin Ardıç'tan geldi.
Norveç'te yaşayan hem Türk hem de Norveç vatandaşı olan K.K (17) ve
S.U (18), Anıtkabir Hatıra Defteri'ne "Mıstık" diye yazınca olay
olmuştu.
Olayı hatırlatan Sabah yazarı Engin Ardıç, bugünkü yazısında Anıtkabir defterinin kaldırılmasını istedi. İşte o yazı...
Kılıçdaroğlu iktidara gelince çanımıza ot tıkayacakmış... Bunu
demeye getirdi... Aman o gelmeden biz yazacağımızı yazalım, şunun
şurasında CHP hükümetine kaç gün kaldı ki...
Madem öyle, kendisini iyice sinirlendirecek bir konuya girelim de,
hoşuna gitmeyen gazeteleri yoketmek için demokratik bir bahane daha
bulsun...
Yazmak dedim, geçenlerde "Anıtkabir defterine yazı yazan
çocuklar" konusu yeniden gündeme getirildi.
Yurtdışında yaşayan on beş yaşlarında iki genç, tatile
geldiklerinde Anıtkabir'e gitmişler, ünlü deftere de
"ters" şeyler yazmışlardı hani... Gözaltına
alındılar, "ıslahhaneye" götürüldüler, mahkemede
iki yıla yakın yediler, on bir aya indirildi.
Norveç'te yaşayan çocuklar Türkiye'yi de İskandinavya gibi bir yer
sanmışlardı!
Anıtkabir defterine yazı yazmak serbestti ama aykırı olmamak
şartıyla.
Çocuklar "şaka yaptık, haylazlık etmek istedik"
diyorlardı ama Türkiye şaka kaldıran bir ülke de değildi.
Bendeniz de oldum bittim şu "Anıtkabir defterinin"
ne işe yaradığını anlayabilmiş değilim.
Yazılanlar belli, yazılabilecekler de belli, aksini yapmaya
kalkanın canına okuyorlar.
Öteden beri merak ettiğim, aşağı yukarı hepsi birbirinin kopyası ya
da benzeri olan o yazıları kimin okuyacağıdır...
Herhalde Atatürk geceleri yattığı yerden kalkıp okuyacak
değildir!
Pek pek, tören günlerinde, yazıyı yazan kişinin arkasından koşup
not alacak ve hemen gazetesine geçecek muhabirin işine yarar.
Gazete okuru da pek aydınlanır, Anıtkabir'e gidenlerin Ata'ya ne
kadar bağlı olduklarını görüp sevinir.
Gerçekten de, "bağlıyız, izindeyiz" gibi
basmakalıp laflardan başka neler olabilmiştir o yazılanlar?
Bir de "şikâyet" tabii, genellikle iktidar
muhalefeti, muhalefet de iktidarı "Ata'sına
şikayet" eder. Atatürk de onları cezalandırır
herhalde.
Böyle böyle kaç yüz, kaç bin defter birikmiştir elli yedi yıldır
Anıtkabir depolarında? Bunları kim okumakta, kim
incelemektedir?
Gelin şu anlamsız defteri kaldırın.
Böylece "aykırı" şeyler yazılmasını da önlemiş
olursunuz.
Ya da yalnızca "devlet büyükleri" geldiği zaman
falan çıkarın.
Ben Napoleon'un mezarına dört, belki beş kere gittim, ortalıkta
defter mefter görmedim. Washington şehrini bilenler söylesinler,
Lincoln anıtında defter var mı? Bolşevikler, Lenin mozolesine
defter mi koymuşlardı? General Franco'nun mezarında defter
imzalayan oldu mu?
Ya da tam tersine, iyice suyunu çıkarın, Anıtkabir'i her ziyaret
edene bir de "plaket" verin. Nasıl fikir?
Bekliyorum bakalım, şimdi gene kaç ahmak, böyle dedim diye beni
"Atatürk düşmanlığıyla" suçlayacak?
Son bir soru: Sayın Kılıçdaroğlu, beni çarmıha mı gerdireceksiniz,
kazığa mı oturtacaksınız, yoksa oramdan tutup tavana mı asacaksınız
iktidara gelince? Bileyim de, ona göre hazırlanayım!