Anayasa Mahkemesi’ne tam destek
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesine yönelik eleştirilerine sert çıktı.<br/>B...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli,
Başbakan Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesine yönelik eleştirilerine sert
çıktı.
Başbakan Erdoğan’ı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Daha düne kadar Anayasa
Mahkemesi’ni göklere çıkarıyorlardı, şimdi Anayasa Mahkemesi iki
karar verdi diye bir numaralı düşman. Anayasa Mahkemesi niye var?
Anayasaya aykırı durumlar varsa iptal etmek için var. Siz bir yasa
çıkarsınız, anayasaya aykırı mı değil mi? Anayasa Mahkemesi bunu
denetler. Bireysel başvuru hakkı da geldi, niye getirdiler biliyor
musunuz? Çıktı Başbakanlık koltuğunda oturan zat, ’Twitter falan
hepsinin kökünü kazıyacağız’ dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin
devletinin gücü hukuk devleti olmaktan geçer, baskıcı devlet
olmaktan geçmez. Mahkemelere talimat verdi, ’Twitter’ı yasaklayın’.
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldı. 25 Mart’ta da
Youtube için konuştu. Mahkeme kararı olmadan TİB, Youtube’u
yasakladı. Avrupa ayağa kalkmış, ’Türkiye’de ne oluyor’ diyor.
’Totaliter bir demokrasi olamaz’ diyor" ifadelerini kullandı.
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararları değerlendiren Kılıçdaroğlu,
"Biz Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara saygı duyarız. Ama Adalet
Akademisi ile ilgili karar eksiktir. Bizim başvuruda bulunduğumuz
gün yürürlüğünü durdurması lazım" dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararların milli kararlar olmadığı
yönünde tartışmaların olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, adaletin,
hukukun, ahlakın evrensel kavramlar olduğunu ve bu kavramların
milliyetçiliğinin olmadığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, kimsenin
mahkemenin verdiği kararları ’milli veya milli değildir’ şeklinde
değerlendiremeyeceğini savundu.
DEVLET BAHÇELİ
MHP lideri Bahçeli ise, ”Anayasa Mahkemesi, AKP hükümetinin HSYK’yı
sinsi emellerine tam manasıyla alet etme çabasının önüne geçmiştir.
Bu, isabetli bir karar, millet vicdanını rahatlatan bir sonuçtur.
Kısaca söylemek gerekirse; Adalet Bakanı’nın Teftiş Kurulu Başkanı
ve yardımcılarını atama yetkisi, Adalet Bakanı’nın HSYK üyelerinin
hangi kurullarda, hangi görevleri yapacaklarını belirleme yetkisi,
Teftiş Kurulu Başkanı’nın Bakana karşı sorumlu olması, Adalet
Bakanı’nın üye tam sayısının salt çoğunluğunu bulması halinde HSYK
Genel Kurulu’nu toplama yetkisi, Adalet Bakanı’nın kurul üyeleri
hakkında soruşturma açma yetkisi, Adalet Bakanı’nın kurul üyeleri
hakkında dava açılmasına karar verme yetkisi, HSYK’da görev yapan
daire başkanlarının seçimini, tetkik hakimlerin, kurul
müfettişlerinin atanmasını düzenleyen hükümler iptal edilmiştir.
HSYK Kanunu’yla birlikte kurul bünyesinde çalışan personelin
tümüyle tasfiyesi sağlanmıştı. Yüksek Mahkeme bu haksız ve usulsüz
uygulamayı da iptal ederek adaleti bir nebzede olsa tamir etmiştir.
Ancak Anayasa Mahkemesi kararlarının geçmişe yürümeyeceği bilinen
bir husustur. Bu itibarla HSYK’da toptan tasfiye edilen kurum
çalışanıyla ilgili herhangi bir hukuki tedbirin, mağduriyetleri
giderici bir tasarrufun alınması şu haliyle mümkün görülmemektedir.
AKP hükümeti Anayasa’ya aykırılığı başından itibaren ortada olan
HSYK Kanunu’nda ısrar etmiş ve söz konusu kanun TBMM’de kabul
edilir edilmez geniş çaplı atama furyasına girişmiştir. Başbakan ve
Adalet Bakanı yangından mal kaçırırcasına yasa nedeniyle boşalan
HSYK kadrolarını hemen, gecikmeksizin yandaşlarla doldurmuştur. Bu
haliyle bakacak olursak Anayasa Mahkemesi’nin kararı HSYK’nın şu
anki tablosuna eski personelin hak ve hukuku açısından bir sonuç
doğurmayacaktır. Fakat Anayasa Mahkemesi’nin kararları geçmişe
yürümese de, ahlaki ilkelerin ve devlet terbiyesinin de aynı
şekilde olacağını kimse iddia edemeyecektir. Anayasa’ya aykırılığı
gün gibi açık olan düzenlemeden mağdur olanların, görevden el
çektirilen personellerin tekrar eski görevlerine iadeleri hukuki
bir zorunluluk değilse de, ahlaki bir yükümlülüktür” diye
konuştu.
(İHA)