Anayasa Mahkemesi’nden Ankara gar saldırısında karar
Abone olANKARA gar saldırısında yaralanan Hasan Kılıç’ın yaşam hakkının ihlal edildiği iddiası oy birliğiyle kabul edildi.
Kararda, “Koruyucu önlemleri almayan idarenin, olaydan sorumlu
olduğuna ilişkin uyuşmazlığın çözümü için gerekli delillerin
toplandığının İdare Mahkemesince verilen kararda ortaya
koyulmaması, mevcut delillerin değerlendirilmemesi nedeniyle yaşam
hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir” denildi.
DİSK, KESK, TMMOB, TTB tarafından çağrısı yapılan ‘Emek Barış Demokrasi Mitingi’nin yapılacağı Ankara Tren Garı kavşağında 10 Ekim 2015 günü iki ayrı patlama meydana gelmişti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük terör saldırısı olarak kayıtlara geçen saldırıda 95 kişi öldü, 246 kişi de yaralanmıştı.
Anayasa Mahkemesi Ankara Garı saldırısında yaralanan, sağ ayağında kalıcı hasar bulunan ve yüzde 19 engelli kalan Hasan Kılıç'ın, “Olayın idarenin kusuruyla meydana geldiğine ilişkin iddiaların değerlendirilmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasını karara bağladı.
Yüksek Mahkeme kararı
Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna,
Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının
usul boyutunun ihlal edildiğine,
Yaşam hakkının usul boyutunun ihlalinin sonuçlarının ortadan
kaldırılmlası için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir
örneğinin Ankara 6. İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine,
Başvurucunun tazminat talebinin reddine,
Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığı'na gönderilmesine
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Dosyada idarenin koruyucu önlem aldığına ilişkin delil yok.
Anayasa Mahkemesi kararında şu ifadelere yer verildi: Başvurucunun yaşamını koruyucu önlemleri almayan idarenin, yaralanmasına neden olan olaydan kusuruna istinaden sorumlu olduğuna ilişkin iddiaları yönünden uyuşmazlığın çözümü için gerekli delillerin toplandığının, İdare Mahkemesince verilen kararda ortaya koyulmaması, mevcut delillerin anılan kararda değerlendirilmemesi ve başvurucunun zikredilen iddialarının derece mahkemelerince verilen kararlarda karşılanmaması nedeniyle Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmiştir.