Anayasa Mahkemesi Türk yargısının namusunu...
Abone olEski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Anayasa Mahkemesi Türk yargısının namusunu kurtardı" dedi.<br/>Ergenekon davasından tahliye olan es...
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Anayasa Mahkemesi Türk
yargısının namusunu kurtardı" dedi.
Ergenekon davasından tahliye olan eski Genelkurmay Başkanı emekli
Orgeneral İlker Başbuğ, Bodrum Turgutreis’te bir kitapevinde
“Suçlamalara Karşı Gerçekler” isimli kitabının imza gününe katıldı.
Başbuğ, imza gününde yoğun ilgi ile karşılaştı. Kitabını
imzalamadan önce basın mensuplarına açıklama yapan Başbuğ, Balyoz
davası Ergenekon davası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Başbuğ,
“Hatırlarsınız 7 Mart 2014 günü tahliye oldum. 26 ay cezaevinde
kaldıktan sonra tahliye olduğum günün akşamı cezaevinden çıkarken
şöyle söylemiştim; ‘Son arkadaşım, silah arkadaşım cezaevinden
çıkıncaya kadar mücadeleye devam edeceğim’ dedim. Bugün 21 Haziran
2014. Bugün mutluyum. Tabi bu mutluluğumun nedeni, yaşadığımız
süreçte değerli arkadaşım Işık Kolol, 2 gün öncede hepimizin
beraber mutluluğunu paylaştığımız şekilde Balyoz davasından tutuklu
bulunan 236 silah arkadaşım ve en sonunda Hanefi Avcı bildiğiniz
gibi tahliye oldu. Tabi bu tahliyeler bütün Türkiye’ye sevinç ve
mutluluk getirdi. Bu açıdan gerçekten mutluyuz. Ama unutmayalım ki
şuanda halen kamuoyunda casusluk davası olarak bilinen davalarda
İzmir ve İstanbul olmak üzere özellikle İzmir davasında 13 silah
arkadaşımız hala tutuklu. Ki bunlar gençler, üsteğmen, yüzbaşı,
binbaşı rütbesinde olan genç subaylardır. Ümit ediyorum ve
bekliyorum ki en kısa zamanda bu arkadaşlarımız da hürriyetlerine
kavuşacaklar” dedi.
“ANAYASA MAHKEMESİ TARİHİ BİR KARAR VERDİ”
Başbuğ, “7 Mart 2014’de yaptığım konuşmada ayrıca şunu söylemiştim;
‘O gün için yargı alanında ayakta kalan tek kurum Anayasa
Mahkemesi’ dedim. Anayasa Mahkemesi gerçekten belki bazıları haklı
olarak söyleyebilir, kararlarında geç kaldı diyebilirler ama buna
rağmen Anayasa Mahkemesi gerçekten bu dönemde tarihi bir dönem icra
etti. Bunun altını çizmek gerekir. Bu bir borçtur. Daha açık
söylemek gerekirse Anayasa Mahkemesi Türk yargısının namusunu
kurtardı. Yine sevinerek görüyoruz ki son dönemlerde Anayasa
Mahkemesi gibi bizlere güven veren diğer ağır ceza mahkemelerimizde
görmeye başladı. Tabi bu durum gelecek açısından bize ümit
vermektedir. Anayasa Mahkemesi’nin son kararı aslında Yargıtay’a
bir derstir. Verdiği karar bir noktada Ergenekon davası için
geçerlidir. Balyoz davasını Yargıtay’ın 9’uncu Ceza Dairesi 17
duruşma yaptı. Ama kamuoyunun dikkatine bir noktayı sunuyorum, 17
duruşmada avukatlara tek bir soru dahi sormadı. 17 duruşma
sonucunda Balyoz davasını hemen hemen onayladı. Şimdi soruyorum
acaba Yargıtay’ın özellikle 9’uncu Ceza Dairesi ve Başkanlığı ve
üyeleri bugün ne düşünüyorlar? Bunu merak ediyorum. Yine 7 Mart’ta
şunu söylemiştim; ‘Benim ve silah arkadaşlarımın hepimizin elleri
de, temiz yürekleri de temiz. O gün de bugün de aynı şeyi
söylüyorum, bizler adalet istiyoruz. Adalet deyince neyi istiyoruz?
Bu kumpası kuranların bulunup yargı önüne çıkartılıp, gerekli
cezaların verilmesini istiyoruz. Kumpası kuranlar ortada, açık.
Fazla aramaya gerek yok. İşte başta Zekeriya Özler’den, Ali Fuat
Yılmazler’lerden. Bu görev her şeyden evvel iktidara, hükümete,
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne düşüyor. Bugün Genelkurmay
Başkanıyken yaşanan olaylara ilişkin o günlerde söylediğim bütün
hususların bugün gerçek çıkmasından dolayı mutluyum. Hatırlayın
dedim ki; ‘Allah Allah diye ordusuna taarruz ettiren silahlı
kuvvetler, Allah’ın evi camiyi bombalayamaz’ dedim. Bugün bu
iftiranın, bu iddianın yalan olduğu ortaya çıktı. Genç teğmenler
kalkıp kendi komutanlarına suikast düzenlemeye girişmezler dedim.
İddianamede böyle bir suçlama bu teğmenlere yöneltilmedi ve bugün
hepsi serbestler. Ama bunların hepsi eziyet çekti. Poyrazköy’de boş
lav silahlarını asker gömmez dedim. Bunu biri gömdü dedim. Hanefi
Avcı dün ne dedi, dikkat ettiniz mi? İstihbarat alanında çalışmış
bir polis şefi olan Hanefi Avcı dün bu konuyla ilgili, ‘Bunları
bulanlar, bunları gömenlerdir’ dedi. Bundan daha açık bir ifade
olur mu? Komploları arayacağız, bulacağız diyenlere bundan daha iyi
ipucu, ifade olur mu? Bunları polis buldu. Genelkurmay Başkanlığı
döneminde yine şu ortaya çıktı. İltica ile Mücadele Eylem Planı
diye bir planın hazırlandığı iddia edildi. Bu özel yetkili
mahkemede bu konuyu inceledi. Herkes inceledi. Ama böyle iddia
edilen bu planın Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlandığına
dair en ufak bir emareye bugüne kadar erişilemedi. İnternet andıcı
bir suç belgesi değildir dedik. Bugüne kadar kimse çıkıp da bu
internet andıcı bir suç belgesidir diyemedi. Bakın ben 7 Mart 2014
günü cezaevinden çıktım. O süreçte çeşitli yerlerde burada olduğu
gibi insanlarımızla, Türk milletiyle karşı karşıya geldim.
Halkımızl,a milletimizle karşı karşıya geldiğimiz her yerde yakın
bir ilgi sevgi, saygı gördüm. Bugün halkımı, milletimi, Silahlı
Kuvvetleri de temsil eden bir kişi olarak kendimi görüyorum. Bu
açıdan çok mutluyum. Bugün görüyorum ki ben ve Silahlı
Kuvvetleri’ndeki arkadaşlarımız Türk milletinin gönlünde, yüreğinde
çok güzel bir yerde. Öyle bir yer ki ben bu yeri hiçbir yere hiçbir
makama değişmem” diye konuştu.
CHP VE MHP’NİN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLARAK EKMELEDDİN İHSANOĞLU’NU
GÖSTERMESİ
CHP ve MHP’nin ortak Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na
yönelik bir soru üzerine Başbuğ, "Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu
isim olarak tanıyorum. Son bulunmuş olduğu görev nedeniyle
tanıyorum. Ancak bugün bulunulan nokta itibariyle Sayın
İhsanoğlu’nun düşünce yapısını, Türkiye’nin iç ve dış sorunlarına
yönelik neler düşündüğünü, eğer Cumhurbaşkanı olarak seçilirse
nasıl bir Cumhurbaşkanı olarak davranacağına yönelik bilgilerim
yok. Bu nedenle gerçekten şimdi Sayın İhsanoğlu ile ilgili ne
aleyhinde ne de lehinde bir yorum yapmak istemem. Ama bu noktaları
özellikle ifade ettim. Gerçekten düşünce yapısını bilemiyorum.
Değer ölçülerini bilemiyorum. Özellikle önümüzdeki süreçte Türkiye
ciddi iç ve dış sorunlarla yüz yüzedir. Bu süreçte Cumhurbaşkanlığı
makamı önemli bir rol oynayacak. Buna dikkat etmemiz lazım. Yani
Türkiye kritik bir süreçten geçiyor. Bu normal bir Cumhurbaşkanlığı
süreci değil. Buna dikkat etmemiz lazım. Ciddi iç sorunlarımız var.
Ciddi dış sorunlarımız var. Cumhurbaşkanı bu sorunlarımıza yönelik
olarak elbette önemli rol oynayacak. Dolayısıyla eğer Sayın
İhsanoğlu gerçekten Cumhurbaşkanı olarak seçilirse
Cumhurbaşkanlığına yönelik nasıl davranacağına yönelik net
bilgilerim olmamakla birlikte değerlendirme yapabilecek durumda
değilim" dedi.
(İHA)