ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI KILIÇ’TAN REFERANDUM ÖNERİSİ
Abone olAnayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yeni Anayasa’nın, 367’nin üzerinde oyla kabul edilse bile referanduma götürülmesi gerektiğini belirte...
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yeni Anayasa’nın, 367’nin
üzerinde oyla kabul edilse bile referanduma götürülmesi gerektiğini
belirterek, "Referanduma götürülürse Anayasa ile ilgili meşruiyet
sorunu en aza indirilmiş olur" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin 51.
kuruluş yıldönümü törenlerinin ardından gazetecilerin sorularını
cevaplandırdı. Kılıç, yeni anayasa yapım çalışmalarıyla ilgili
değerlendirmelerinin sorulması üzerine, “Yeni anayasayla ilgili
konuşmamda da ifade ettiğim gibi üç temel ilkenin çok önemli
olduğunu söyledim. Birincisi, bildiğiniz gibi insanlık onuru, yani
anayasanın felsefesinin, ruhunun, temelinin insan onuru olması
gerektiğini ifade ediyorum. Çünkü insan onuru doğuştan eşit olarak
yaratılan, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de birinci madde
olarak belirtilmiş çok önemli değer. Ben insanlık onuru dışındaki
bütün değerlerin bununla izah edilebileceğini ve bu çerçevede,
bunun verdiği imkanlar ölçüsünde düzenlemesi gerektiğini
düşünüyorum” dedi.
TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE VURGU
İkinci önemli ilkenin, temel hak ve özgürlüklerin teminat altına
alınması olduğunu aktaran Kılıç, bugün yaşanan sıkıntıların en
büyük kaynaklarından birisinin temel hakları sınırlandırma
ölçüleriyle ilgili olduğunu kaydetti. Temel hakların katalogunun
bütün dünyada aynı olduğunu dile getiren Kılıç, konuşmasına şöyle
devam etti:
“Bütün anayasalarda hemen hemen aynıdır. Ancak sınırlarda
farklılıklar var. Bende o sınırlardaki sorunların üzerinde biraz
durmak ihtiyacını hissettim. Sınırların biraz daha açık, net,
anlaşılabilir ve keyfi yorumlara meydan vermeyecek çerçeve
içerisinde düzenlenmesi gerektiğini söyledim. Bir diğer konu ise
güçler ayrılığının, kuvvetler ayrılığının net, açık bir şekilde
onunda birbirinden ayrılması gerektiğini ifade ediyorum. Bugün
sistem değişikliği ile ilgili olan öneriler ve projelerde buradaki
yaşanan sorunlardan kaynaklanıyor. Bence de doğrudur. Yürütme ve
Yasama organındaki bu vesayet ilişkisi, bu güçler ayrılığı ilkesini
maalesef gerçekleştiremiyor. Bununla ilgili bir anayasal değişiklik
ne şekilde yapılır onu bilmiyorum. Çünkü bu tamamen yasama organın
takdirinde olan bir hadise. Ancak bir anayasa değişikliği yapılmaz
ise belki siyasi partiler kanunda ve seçim kanunun da yapılacak
değişikliklerle bu konuda daha demokratik çözümler üretilebilir
diye düşünüyorum."
Anayasa Mahkemesi’nin 51. kuruluş yıldönümü töreninde yaptığı
konuşmada üstü kapalı çözüm sürecine değindiğinin hatırlatılması ve
çözüm süreci konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine ise
Kılıç, “Toplumda son yıllarda bu nefret kültürünün gelişmesini biz
de büyük bir endişeyle izliyoruz. Ben toplumda gelişen bu nefret
söylemlerinin bir çözümü olarak bunları öneriyorum. Bu söylemlerin
gerçekten en aza indirilmesi gerekiyor. Nefret söylemi maalesef bir
araya gelmemizi ve müzakere etmemizi ve diyalog kurmamızı
engelliyor. Bu engelleri ortadan kaldırmanın yolu da, bu nefret
söylemlerine daha az yer vermek suretiyle barışçı çözümleri konuşma
imkanına sahip olmamız” yanıtını verdi.
KILIÇDAROĞLU’NUN TÖRENE KATILMASI
Anayasa Mahkemesi’nin 51. kuruluş yıldönümü törenine CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığının hatırlatılması
üzerine ise Kılıç, şunları söyledi:
“Biz tabii ki anamuhalefet partimizin liderinin böyle bir mutlu
günümüzde bizi onurlandırmış olmasından büyük bir memnuniyet
duyuyoruz. Tabii ki Anayasa Mahkemesi anamuhalefet, iktidar,
bunların hepsi birbiriyle ilintili ve bağlantılı olan kurumlardır.
Dolayısıyla gelmeleri, görüşmemiş, birbirimizi ziyaret etmemiz
gayet normaldir. Normal olmalıdır. Bu diyaloglar kurulmalıdır. Biz
sorunlarımızı ancak konuşarak çözebiliriz. Basın aracılığıyla ya da
başka araçlarla konuşarak, görüşecek sorunları çözme imkanına sahip
değiliz. Bu nedenle ben bu tür birlikteliklerin çok önemli olduğuna
inanıyorum.”
Kılıç, konuşmasında yargısal hatırlatmalarda bulunduğunun,
özellikle Silivri’de devam eden davalarla ilgili
değerlendirmelerinin olduğunun hatırlatılması üzerine, “Konuşmamda
ifade ettiğim gibi maalesef uygulamayla ilgili sorunlar yaşamaya
devam ediyoruz. Bu uygulamalarla ilgili sorunlar konusunda
Anayasa’nın 90. maddesinin ve bireysel başvurunun ben toplumuz için
çok büyük bir imkan olduğunu düşünüyorum. Bu iki konuda eğer
başarılı bir uygulama sergileyebilirsek yargıdaki uygulamalarla
ilgili yaşanan bu sorunları en aza indireceğimiz kanaatini
taşıyorum” diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU İLE SOHBET ETTİ Mİ?
Kılıçdaroğlu ile ilgili konuşma fırsatı bulup bulamadığının
sorulması üzerine ise Kılıç, “Hayır. Bir sohbet etme imkanı oldu.
Aslına yukarıya bir çay içmeye çağırdık ve davet ettik. MYK
toplantısı için katılamayacağını ifade etti. Fakat uygun bir
zamanda ziyaret edeceğini ifade etti” dedi.
’Çözüm süreci kapsamında çekilmeyle ilgili yargısal bazı
eksiklikler görüyor musunuz?’ sorusuna ise Kılıç, “Doğrusu bu
siyasetin çok da doğrudan ilgilendiği bir konu. Bu konuda yargı
olarak biraz daha suskun olmaya, biraz daha mesafeli durmaya gayret
ediyorum. O nedenle ben bu konulara konuşmamda da dikkat ederseniz
yer vermedim. Daha dolaylı, biraz daha üstü kapalı mesajlarla bunu
aydınlatmaya çalıştım. Bu konuda çok fazla bir şey söylemek
istemiyorum” diye konuştu.
Kılıç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “silahları bırakıp
gitmezlerse güvenlik güçleriyle karşılaştıklarında, güvenlik
güçleri de görevini yapmazsa yargısal bir sıkıntı doğabilir”
açıklamasının hatırlatılması üzerine, “Bizim bu konuda herhangi bir
telkinimiz, herhangi bir önerimiz olmadı. Ama bu konular aslında
böyle açık açık medya önünde konuşulacak konular değil bence. Belki
bu konuları çözme yolları biraz daha sessiz ve sakin olmalı diye
düşünüyorum” şeklinde konuştu.
YENİ ANAYASA
Konuşmasında yeni anayasa ile ilgili referandum çağrısının
hatırlatılması üzerine de Kılıç, “Ben doğrusu eğer anayasanın
tümüyle bir değişikliği söz konusu olacaksa, isterse 367’nin
üzerinde konsensüs sağlansın, bence referanduma götürülmelidir.
Halkın önüne götürülmelidir. Bugüne kadar yaşanan Anayasayla ilgili
meşruiyet sorunu da en aza indirilmiş olur. Referanduma zaten
330-367 arasındaki bir sayıda gerçekleşirse kesin olarak gitmesi
gerekiyor. 367’nin üzerinde de olsa referanduma gitmesi gerekir
diye düşünüyorum” dedi.
(İHA)