Anayasaların
toplumsal mutabakat metinleri olduğu ezber haline
gelen, bir klişe laf.
Bu çağda
anayasaların sivil ve demokrat olmaları da
gerektiğide öyle.
Aklı başında
kimsenin bu özelliklere bir itirazı olmasa gerek.
Ama gelin görün
ki bu toprakların sakinleri için mevcut anayasamız üzerinde
mutabakat bir yana memnuniyet söz konusu bile değil.
Dindarlardan,Kürtlere,Alevilerden azınlıklara kadar herkes
ile sorunlu alanları olan,devletimiz ve onun ruhu bir
anayasamız var.
Sivil ve
demokrat özellikleri ön planda bir anayasa talebinin, akıl almaz
zorluklarla dolu olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Gerçekleşmesinin
zorluklarını varın siz tahmin edin.
İzmit Kartepe de
16-17 Kasım tarihlerinde yapılan “Yeni Bir
Anayasa” konulu Abant Platformu toplantısında kendi penceremden bunu bir
kez daha anlamış oldum.
Bu pencereden
bakınca samimi niyetlerle yeni bir anayasa yapımı noktasında gayret
eden anayasa taslak komitesi ve AKP"nin yanlış
anla(t)malar sayesinde getirilmek istendiği nokta,
ülkemizin her meselesini kilitleyen kısırlaştırıcı
zihniyetin bir ürünü.
Yol vermeyen,yol
açmayan ve yoldan çekilmeyen duvar kimlikli
zihniyetin.
Maalesef
“telaşsız” bir şekilde yapılmak istenen anayasa
çalışmaları, gücünü mevcut fiili durumdan alan çevrelerde ciddi bir
telaş başlattı.
Gayrı resmi
iktidarını anayasa ile koruma altına alan ve tanımlayan, muhtelif
bürokratik elitlerin telaşının, ülkeye ne tür bedeller ödetmeye
niyetli olduğunu düşünmek bile istemiyoruz.
Yaklaşık çeyrek
asırdır sağını solunu ellediğimiz ama ruhuna bir
türlü dokunamadığımız anayasanın, yakalanan bu süreçte tekrar
başka baharlara ertelenmesi,at izini it izine karıştırmada
mahir psikolojik harekatın başarısı olarak tarihe
geçecek.
Normal adli bir
davanın bile seneler sürebildiği bir ülkenin, hukuk devleti
olabilme adına,bütün kanunların anası mahiyetindeki Kanuni
Esasisini, bütün çarpıklıklarından uzak insanına yakışır hale
getirmesi lazım.
Ama gelin görün
ki Anayasa yapmak ve sorunlu alanları netliğe kavuşturmak,
mayınlı bir araziyi temizleme gibi bir
şey.
Bu yüzden bu iş
çok ihtimam gerektiriyor.
Daha ülke
sınırlarımızdaki soğuk savaş döneminin hediyesi “mayınlı
arazilerini” temizlemeyi başaramayan bir
ülkeyiz.
Zihin
dünyamızdaki mayınları temizleyip, geleceğe ümitle bakmamızı
sağlayacak bir mutabakat anayasası hiç olmadığı kadar avucumuzun
içinde.
Elimizdeki bu
fırsatın kıymetini bilen her uygar vatandaşın, bu hususta sesini
yükselterek talebini net olarak ortaya koyması lazım.