Analar ağlamasın...

Tüm çabalar kanı, gözyaşını, terörü ve şiddeti durdurmak için. Ateş düştüğü yeri yakar. Yıllardır on binlerce eve ateş düştü. Düşüyor.

Prof. Dr. Zakir Avşar zakiravsar@internethaber.com

Kendi çocuklarını dünyanın en korunaklı ülkelerinde, en önemli okullarda okutma çabası içinde olan terör baronları, gariban çocuklarının ellerine silah verip, öldürmeye ve ölmeye yolluyor…

Korku ve çaresizlik içindeki aileler terör baronlarına ses çıkaramıyordu. Giden evlatlarının ardından bakıyorlar, çaresizce bekliyorlar, içten içe yanıyorlar. Hazin hazin ağlıyorlar ama dertleri ile ölü gibi yaşıyorlardı…

Bir anne çıktı, HDP tarafından terör örgütüne gönderilen oğlunu HDP kapısında istedi. Önce anneyi itip kakmak istediler. Anne ısrar etti, diretti, oğlunu almadan gitmeyeceğini söyledi. Oğlunu dağdan indirtti.

O cesur, kahraman anne diğerlerine örnek oldu. HDP’nin önü, terör örgütünün hayatlarının baharında evlatlarını birer birer ellerinden almasına isyan eden ve evlatlarını geri isteyen ailelerle doldu bir anda…

Anneleri susturamıyorlar. Anneleri engelleyemiyorlar. Anneleri artık yürek yangınları ile baş başa bırakamıyorlar. Gözyaşlarıyla yaşatmayı başaramıyorlar.

Bu kez el yapımı patlayıcıları bir daha devreye soktular. Yedi sivil vatandaş öldü, on kişi yaralı.

İşin içinde yine HDP var. Kulp ilçe başkanı, Belediye başkanı gözaltına alınmış, açıklamalar diğer zanlı ve faillere de ulaşıldığı yönünde.

“Bunları neden görevden alıyorsunuz, yerlerine neden kayyım atıyorsunuz?” diyenlerin hala bir şey söylemeye yüzleri var mı, akılları ve vicdanları müsaade eder mi?

 “Mahkeme kararı olmadan görevden uzaklaştırma olmaz”, “Seçimle gelen ancak seçimle gider” söylemleriyle işin terör kısmını perdelemeye kalkışanların şimdi de söyleyebileceği bir söz olacak mı?

Perde gerisinde, kapalı kapılar arkasında işbirliği yapıp, terörist organizasyonu hem ülke içinde, hem ülke dışında bir psikolojik harekâtla şirin göstermeye çalışanların günlerden beri çığlıklarını duyurmaya uğraşan analara sessiz kalmaları,  yürekleri dağlanmış bu insanları görmezden gelmeleri, “HDP ile terörün ne alakası var!” umursamazlığını sürdürmeleri mümkün mü?

HDP önünde bekleyen ve evladını isteyen her anne diyor ki, “Evladımız buraya geldi, buradan bir daha evine dönmedi!”…

Her ana diyor ki, “Çocuklarımızı dağa, terör örgütüne bu binadakiler götürdü!”…

“Analar ağlamasın” diyenler, “Barış” diyenler, bu mu barış?

Yollara döşenen patlayıcılar mı?

Sivil ve silahsız insanları gözdağı vermek için, teröre baş eğdirmek için yok etmek mi?

Haydi, söyleyin şimdi, bu kadar ölüm, kan, şiddet, gözyaşı yetmedi mi, sizi ikna etmeye?

Hala bu terörist yapıya terörist dememek için uğraşacak mısınız?

“Ama”, “fakat”, “yani” gibi bahanelerle yandan yandan dolaşıp müttefikinizi yanınızda tutmaya çaba gösterecek misiniz?

HDP kapısında bekleyen annelere “Evlatlarınızı orada beklemeyin, devlette arayın!” kabilinden yüksek saçmalıklara devam edecek misiniz?

Sizlere “HDP oylarıyla bu koltuklarda oturuyorsunuz!” ayarı çekenleri kızdırmamak için her şeyi sineye çekmeye devam edecek misiniz?

Artık söyleyecek söz kalmadı…

Kulp’da hayatlarını kaybedenler, yaralananlar, evladının yolunu gözleyen anneler size söylenecek her sözü söylüyorlar…

Duymak isterseniz…