Anadolu sermayesinin yükselişi
Abone olGazeteci Yazar Mehmet Gündem’in, iş adamı İshak Alaton’un hayat hikayesini içeren kitap hayli çarpıcı tespitlerle dolu.
İş adamı İshak Alaton, Türkiye’de yeni bir burjuvazinin
doğduğunu belirterek, Türkiye’de uzun yıllar devam eden TÜSİAD’ın
egemenliğinin yanına TUSKON, MÜSİAD gibi daha büyük, daha yaygın,
kalabalık hareketler doğduğunu söyledi.
TÜSİAD üyelerinin sadece New York ve Paris gibi yerlerde
olmasına rağmen TUSKON üyelerinin Sibirya ormanlarında bile
faaliyet gösterdiğini anlatan Alaton, “Zamanın ruhu TÜSİAD’ın
elinden gidiyor. Anadolu sermayesinin yükselişi TÜSİAD
burjuvazisini er geç olması gereken yere çekecektir.” dedi.
Gazeteci Yazar Mehmet Gündem’in, iş adamı İshak Alaton’un hayat
hikayesini içeren anlatımlarına yer verdiği ‘Lüzumsuz adam-İshak
Alaton’ kitabında ünlü iş adamının çarpıcı anı ve tespitlerini
içeriyor.
Alaton, bu gün piyasaya çıkan kitapta, hayatında iz bırakan
olayları kitapta şu şekilde dile getiriyor.
"BAKAN SİZ YAHUDİSİNİZ DİYE HAVALİMANI İHALESİNİ
VERMEDİ"
“Yeşilköy Atatürk Havalimanı’nın özellleştirilmesi 1990’ların daha
başında konuşulmaya başlandı. Ve biz bu işe girdik ve en yüksek
fiyatı verdik. İhaleyi yapan komisyon Alarko’yu seçti. Ulaştırma
bakanı ile konuştuk, açık açık dedi ki 'Bunu sizin firmaya vermemi
önleyen bir baskı var, çünkü siz Yahudisiniz' …Nitekim ihaleyi
iptal etti.”
"TÜSİAD KİTAP YASAKLATMIŞ"
“Oğlum Vedat’ın yakın bir arkadaşı var, Emre Yılmaz. Sıra dışı bir
genç adam olan Emre yılmaz çok ilginç bir kitap yazdı. Emre,
zihinsel yaklaşım ve isyan duyguları içinde yazdığı “Genç İşadamına
Aforizmalar” kitabını yayınladı. İsim vermiyor ama işadamlarının ve
iş dünyamızın kirli gömleklerini arka arkaya ortaya çıkardı.
Haliyle iş dünyasından epey tepki çekti. Bir gün bana bir haber
geldi ki, Emre Yılmaz’ın kitabı yasaklanmış.. Bakanlık
yasaklamış…Yaşadığım felakete bakın ki bu kitabın yasaklanmasının
arkasında TÜSİAD’ın varlığın öğreniyorum. Öyle bir şok yaşadım ki,
bu kitabı yasaklatan merci TÜSİAD yönetimi…”
"AĞIRLIK MERKEZİ DEĞİŞİYOR"
“Görmek lazım ki yeni bir burjuvazi doğuyor Türkiye’de TÜSİAD ağır
topların olduğu bir kulüp olmakla birlikte ondan çok daha vasi, çok
daha büyük, çok daha yaygın, kalabalık yeni hareketler doğdu. İşte
TUSKON doğdu, MÜSİAD doğdu, yerel dernekler, vakıflar ve iş
grupları dünyanın dört bir tarafına yayılıyorlar. Ben artık
TÜSİAD’ın üyelerini sadece ya Paris’te ya New York’ta görüyorum ama
TUSKON’un üyelerini Sibirya’nın ormanlarında da görüyorum. Üzeyir
ile birlikte seyahat ederken Sibirya’nın küçük bir köyüne inmeye
mecbur olduk, Sahalin’e giderken. Burada kasabada iki tane Türk var
dediler, baktım ikisi de TUSKON üyesi. Orada ormanlardan ağaç
keserek Avrupa’ya satıyorlar. Adamlar Rusların ağaçlarını Avrupa’ya
satarak para kazanıyorlar. Bir TÜSİAD üyesini böyle görmedim. Ben
de bu seviyede bir girişimcilik yapmadım. Dolayısıyla zamanın ruhu
TÜSİAD ve çevresinin ellerinden de kaçıp gidiyor.Her şeye rağmen
iyi düşünmek istiyorum ve iyimser bir şey söylüyorum, Anadolu
sermayesinin yükselişi bizim TÜSİAD burjuvazisini er geç olması
gereken yere çekecektir. İleriyi görenler, yarının Türkiye’sini
inşa edenler bana öyle geliyor ki ötekiler olacak…”
"AK PARTİ KORKUSU İLE YAŞAYANLAR VAR"
“TÜSİAD çevresinin yaşadığı şey aslında bir kimlik krizidir. Bir
dönüşüm gerekiyor. Zannediyorum sokak bunun idrakinde, hayat bu
değişimi yaşıyor. Beni endişelendiren bu ağır toplar… Onların
gerçekten kopuk yaşadıklarını düşünüyorum. Yani hem dünde
yaşıyorlar hem toplumdan kopmuş yaşıyorlar. Kendi dünyalarında
yaşıyorlar, bir fildişi kulede yaşıyorlar. Washington’da şuben var,
Berlin’de şuben var, Paris’te şuben var. Nasıl bu kadar
demokrasiden uzak zihinsel bir tavrın olabilir?TÜSİAD bugünü
yakalamalı, dünyayı keşfetmeli, demokratik ve insan haklarına
saygılı bir dernek olmalı.”
"BAZI GAZETECİLER DÜŞMANCA DAVRANDI"
“O süreçte yıprandık ve bunda medyanın payı büyük oldu. Medyayı
açık bir şekilde eleştirmem lazım. Özellikle dönemin Milliyet
gazetesini ve o günü editörü Tuncay Özkan’ı… O bize büyük kötülük
yaptı, bizi çok hırpaladı. Hiç tanımadığım bir adam. Hiç
karşılaşmadım… Nedense bize garezi olmuş. Muhtemelen ırkçı ve
Yahudi düşmanı. Neden Üzeyir’i bu kadar yerden yere vurdu?
Cenazesini daha dün kaldırdık. Bunu hala izah edebilmiş değilim.
Üzeyir Garih öldükten sonra bir kampanya başlattı ve kendi ismiyle
yazılar yayınlamaya başladı. Her gün ama her gün Üzeyir’in
hayatıyla ilgili imalar, çirkinlikler, kötülükler yazdı.
Yahudiliğini hep ön plana çıkarttı. Rezilane bir kampanya.”