Anadolu Ajansı'na çok suçlama!
Abone olCHP Manisa Milletvekili Sakine Öz Anadolu Ajansı ile ilgili bir soru önergesi verdi.
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, Gezi Parkı Eylemleri sırasında
taraflı haber yaptığını iddia ettiği Anadolu Ajansı ile ilgili
araştırma önergesi verdi. Sakine Öz'ün açıklamaları şöyle:
ANADOLU AJANSINDAN PİS KOKULAR YÜKSELİYOR
CHP Manisa Milletvekili Sakine ÖZ, basında Anadolu Ajansı’nın şirket sermayesi artırımı kararı sonrasında, ajansın yaklaşık yüzde 25’inin mevcut Genel Müdür Kemal ÖZTÜRK tarafından alındığı iddialarını araştırma önergesiyle Meclis’e taşıdı... Sakine ÖZ, bağımsız ve tarafsız kamusal haberciliğin adresi olarak kurulan Anadolu Ajansı’nda AKP kadrolarının ticari ve siyasi yollarla yuvalanmaya çalıştığını, ajansın özellikle Gezi Parkı direnişi sırasındaki taraflı habercilik anlayışının anayasaya ve temel haklara aykırı olduğunu savundu, Genel Müdür’ün hükümete açıkça yandaş duran twitter açıklamalarının Meclis tarafından araştırılarak gereğinin yapılmasını talep etti, tarafsız bir medyanın demokrasinin ve özgürlüklerin güvencesi olduğunun altını çizdi.
CHP Manisa Milletvekili Sakine ÖZ, Anadolu Ajansı hakkında
basında ve toplumun farklı kesimlerinde bir süredir devam eden
tartışmalara Meclis bünyesinde yanıtlar aranması amacıyla Grup
Başkanlığına sunduğu araştırma önergesi üzerine şu açıklamalarda
bulundu:
BAĞIMSIZ MEDYAYI MUMLA ARIYORUZ
“Anadolu Ajansı (AA), Kurtuluş Savaşımızdan Cumhuriyetimizin
kuruluşuna, ülkemizdeki belli başlı dönüşümlerin tümüne yakından
tanıklık etmiş önemli bir basın yayın organımız... Atatürk’ün
özellikle bağımsız bir basın anlayışının geliştirilmesi yönündeki
çabaları, Anadolu Ajansı’nın hukuki statüsünü belirledi.
Hükümetlere, devlete ve belli bir partiye doğrudan bağlı
çalışmaması istenen AA, bağımsızlığını elinde en önemli güç olarak
gördü...
Ne yazık ki, bugün geldiğimiz noktada, “hükümet-devlet”, “parti-devlet” ayrımları her alanda tümüyle ortadan kaldırılıyor. Bağımsız medyayı mumla arıyor, gazetecilerin sürekli işten atılma ya da hapislerde çürütülme endişesiyle karşı karşıya kalıyoruz.
GENEL MÜDÜR PATRON MU OLUVERDİ?
Anadolu Ajansı, tam da böyle zamanlarda kamusal ve tarafsız
haberciliğin adresi olacakken, birçok kirli iddianın adresi olma
noktasında ilerliyor. Ajans, bir şirket olarak sermaye artırımına
giderken, iddialara göre, Genel Müdür Kemal ÖZTÜRK’e şirketin yüzde
25’lik hissesi farklı gerekçelerle devrediliyor.
Şimdi, bu iddialar yenilir yutulur türden değil. Başta Başbakan
Yardımcısı Bülent ARINÇ olmak üzere, konuyla doğrudan ilgili
kişilerin susmaması gerek. Meclisimizin bu önemli kurum hakkında
acilen toplanarak bir Araştırma Komisyonu kurmasını talep
ediyoruz.
Anadolu Ajansı’ndan bugün gelen resmi açıklama, kamuoyunu tatmin
edecek nitelikte olmadığı gibi, kurum hakkındaki farklı kuşkuları
da gidermiş değil, neden mi?
Bizim bağımsız ve sözüne güvenilir bir medyaya ihtiyacımız var...
Özgür ve tarafsız haber almak her yurttaşın hakkı... Bir süredir
AA’nın demeçleri ve yayınları üzerine araştırmalar yürütüyoruz.
ANADOLU AJANSI AK PARTİ BÜROSU GİBİ
Özellikle Gezi Parkı direnişleri sırasında Anadolu Ajansı’nın
takındığı tutumun, Başbakan’ın açıklamalarıyla oldukça paralel bir
seyir izlediğini, polis şiddetini “meşru ve mazur”, direnişçilerin
gördüğü şiddeti ise “gayet normal” saymaya başladığını haberlerin
içeriklerinden rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Başbakan’ın Samsun ve Erzurum mitinglerinde kullandığı dili takip
edelim, ertesi gün Anadolu Ajansı’nın direnişçileri nasıl
etiketlemeye çalıştığını daha net görürüz. Başbakan, Samsun ve
Erzurum’daki parti mitinglerinde polis şiddetini “mazur”, polisi
hemen her koşulda “mağdur”, direnişçilerin gösterilerini ise “terör
yanlısı” ve “şiddet odaklı” göstermeye çalışıyor, Anadolu Ajansı
ertesi gün Ethem SARISÜLÜK ile ilgili haberini bu sözler
doğrultusunda yapıyor. Farklı içeriklerde haber hazırlamak isteyen
muhabirlere yazı yazdırılmıyor.
Anadolu Ajansı, Kızılay’da Gezi Parkı direnişi sırasında yaşamını
yitiren yurttaşımız Ethem SARISÜLÜK’ün yaralanma anı ve öncesine
dair haberinde, şüpheli polisin ifadesini vermesini ve savcılık
soruşturmasının bitmesini beklemedi. “Polisin eylemciler tarafından
sıkıştırıldığını ve göstericilerin arasında kalan polisin ateş
etmek durumunda kaldığını” iddia ederek polis şiddetini “orantılı,
ölçülü ve zorunlu” saymış, hukuk devletinde yargı kurumlarının
vereceği kararları ve sanık ile mağdur yakınlarının haklarını hiçe
sayan bir söylem geliştirdi.
Gezi Parkı direnişleri süresince, AA’nın izlediği habercilik
anlayışının “kamusal ve tarafsız habercilik”ten son derece
uzaklaştığı ortada... Bu habercilik anlayışı, “halkın haberleşme
özgürlüğü”nün iktidar partisi yanlısı haber içerikleri yoluyla
sınırlanmasıdır.
Doğru haber isteyene penguen izleten anlayış ile haberi çarpıtarak
ve taraflı veren ya da direnişçilerin taleplerine duyarsız kalan
bir kamusal habercilik arasında hiçbir fark yoktur.
Anadolu Ajansı yönetim kadrosunun AKP ile kurduğu bağlantılar da
kurumun habercilik anlayışında büyük sorunların doğduğunu
kanıtlıyor. AA’nın yönetim kadrosundan bazı yetkililerin, sosyal
medyadaki açıklamaları da tam bir skandal...
GENEL MÜDÜR AKP'NİN AMİGOSU MU?
Genel Müdür Kemal ÖZTÜRK, geçen hafta, 16 Haziran’da, Kazlıçeşme
mitingi için “twitter” üzerinden yaptığı çağrıda, yurttaşlarımızı
AKP’nin Kazlıçeşme mitingine davet etti ve aynen şunları yazdı:
“Dün Ankara mitinginde sessiz kalan BBC, CNN, AP ve diğerleri
Taksim’de müdahale olunca birden canlı yayına geçti.
BugünmilyonlarKAZLIÇEŞMEDE”
Genel Müdür amigoluk da mı yapıyor, çığırtkanlığa mı başladı..?
Onun bu ifadeleri, ajansın resmi sitesinde de yer bulan “sosyal
medya politikaları” ilkeleriyle tümüyle çelişiyor. Bakın, ajansın
resmi sitesinde ne yazıyor:
“Anadolu Ajansı çalışanları; siyasi tercihlerini belli etmezler
veya bu nitelikteki bir oluşumun ya da kesimin propagandalarına yer
vermezler.”
Bülent ARINÇ NE İŞ YAPAR?
Şimdi, bakalım Anadolu Ajansı’ndan sorumlu Başbakan Yardımcısı
Bülent ARINÇ, kurumun ilkelerine tümüyle aykırı hareket eden,
haberciliği halka değil, öncelikle partiye hizmet sayan genel müdür
hakkında işlem mi başlatacak, yoksa onu baştacı mı yapacak?
Bülent ARINÇ, Anadolu Ajansı’nın getirildiği şu durumdan ve
iddialardan habersiz mi, burnu kurumdan yükselen pis kokuları
almıyor mu; ARINÇ, yaşı ilerledikçe duyu organlarını yitirmeye mi
başladı? Yoksa tüm bunların farkında ve çarkın içinde olup da
bilmezlikten, duymazlıktan mı geliyor?
TİCARET-DEVLET-SİYASET ÜÇGENİ
AA’nın habercilik anlayışı, Gezi direnişinde yaşanan birçok olayı
zamanında ve tarafsız yansıtmaktan uzak olduğu gibi, ajansın genel
müdürünün ajans ile kurduğu “ticari ilişki” iddiaları da, ülkemizde
“devlet-siyaset-ticaret” üçgeninin, “hükümet-devlet”
bütünleşmesinin ulaştığı düzey açısından son derece vahim bir
noktaya işaret ediyor.
Basında da yer alan iddialara göre; “AA’da yakın zamanda yapılan
sermaye arttırımı kararının ardından, ortada kalan yüzde 25.65
oranındaki hisse, AA Yönetim Kurulu kararı ile Hazine’ye devri ya
da satışı yerine, AA Genel Müdürü Kemal ÖZTÜRK’e satılmış, kurumun
genel müdürü, 12 bin 825 lira karşılığında, AA’nın dörtte birine
sahip olmuştur. Sayıştay’ın satışa karşı çıkan ve hisselerin
Hazine’ye devredilmesi gerektiğini belirten görüşüne karşılık,
AA’nın yeni paydaşı ve genel müdürü Kemal ÖZTÜRK, Sayıştay
raporuna, ‘KİT değiliz, bizi denetleyemezsiniz’ karşılığını
vermiştir. Ajansın eski Mali Müşaviri Arslan ATAMAN da ilgili
varislere hisseleri edinmek amacıyla başvurmuş ve gerekli parayı
yatırmasına karşın, bu satış işlemine izin verilmemiş, uzmanların
ifadelerine göre, ajansın dörtte bir oranındaki payı, Genel Müdür
Kemal ÖZTÜRK’e hukuka aykırı biçimde bağlanmıştır.
Anadolu Ajansı Kurumsal İletişim Müdürlüğü tarafından, 24.06.2013
tarihinde yapılan açıklamada geçen “... Konu, kanuni zorunluluğun
yerine getirilmesi ve hukuki bir belirsizliğin ortadan
kaldırılmasından ibarettir. Yapılan tüm işlemler ve düzenlemeler
kanunlara uygun bir şekilde ve ilgili taraflarla istişareler
edilerek gerçekleştirilmiştir” ifadesi ise, kuruma yönelik
tereddütleri ve eleştirileri ortadan kaldırmaya yeterli bir
nitelikten yoksundur.
AA’nın son döneminde yaşanan bu gelişmelerin ayrıntılarıyla
araştırılması Meclisimizin öncelikli görevlerindendir. Bağımsız bir
medya, demokrasinin günümüzde olmazsa olmazıdır. Anadolu Ajansı’nın
AKP’ye hizmet veren bir şube gibi çalıştırılması, içinde dolaşan
ticari ilişki ağlarının açığa vurulması, halkımızın vergilerinden
de beslenen kurumun tarafsız bir kimliğe kavuşturulması gerekiyor.
Bu konuda TBMM duyarsız kalamaz, toplumun talepleri karşısında
Meclisimiz sessiz kalamaz..!”
Öz'ün Meclis Başkanlığı'na sunduğu araştırma önergesi
şöyle:
Gezi Parkı direnişleri süresince, Anadolu Ajansı Türk Anonim Şirketi’nin (Anadolu Ajansı-AA) izlediği habercilik anlayışının “kamusal ve tarafsız habercilik”, “halkın haberleşme özgürlüğü”nün iktidar partisi yanlısı haber içerikleri yoluyla sınırlanması; hukuken devlet tüzel kişiliğinden özerk statüdeki şirketin kimliğiyle paralel biçimde faaliyet sürdürdüğü iddia olunan Anadolu Ajansı’nın haberlerinde üretilen söylemlerin “medya-iktidar” ve “medya-demokrasi” ilişkileri ve Anadolu Ajansı’nın kabul ettiği ilkeleri üzerinden incelenerek gerçek anlamda bir “tarafsız, kamusal yayıncılık anlayışı”nın tesisinin sağlanması; Anadolu Ajansı yönetim kadrosunun iktidar partisi ile kurduğu bağlantıların, kurumun habercilik anlayışında ve kamusal görev üstlenen yetkililerin tarafsızlık anlayışında yarattığı olası etkilerin belirlenmesi; Anadolu Ajansı’nın son döneminde hisse artırımı sırasında yaşandığı iddia edilen hukuksuzluklar konusunda ayrıntılı çalışmaların yapılması amacıyla, Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105inci maddeleri kapsamında, Meclis Araştırması açılması konusunda gereğini arz ederiz.