Türkiye, basın geçmişi oldukça eski bir ülke. 1831 yılında
yayımlanan Takvim-i Vekayi ile başlayan basın, çok sesli hale
gelerek ve çeşitlenerek bugüne geldi. Basın tarihi konusunda uzman
olmadığım için bir tarih metni okumayacaksınız.
Zaman içerisinde radyo, televizyon ile çeşitlenen medya,
internet ile birlikte tamamen yeni bir forma dönüştü. Sosyal
medyanın da haber kaynağı olması ile daha da özgür bir alan
açıldı.
Peki, tüm bu değişim ve dönüşüm içerisinde geldiğimiz nokta
neresi?
Maalesef durum hiç de iç açıcı değil. Türkiye’de şimdiye kadar
ana akım kabul edilen medya neredeyse en itibarsız kurumların
başında geliyor. Bu da tüm ülkenin üzerinde ittifak ettiği bir
konu. Tuhaf bir şekilde ana akım medyada yazan bir kısım
gazeteciler, televizyon yorumcuları ve köşe yazarları da bu
itibarsızlıktan şikayet eder oldular. Gazeteciler, yorumcular, köşe
yazarları, siyasiler ve vatandaşlar bu itibarsızlığın farkındalar
ve açık seçik dile getiriyorlar. Hatta sosyal medyada en çok dalga
malzemesi bizzat medyanın kendisi.
Peki, nedenleri ne?
Bana göre, ilk neden finansal bağımlılık. Buna şimdilik bir
virgül koyup burada bırakacağım.
İkinci ve asıl sorun tarafgirlikte sınırların ihlali.
Elbette hepimiz gibi medya mensubunun da politik fikirleri,
tarafı ve ideolojik ajandası var. Herkes bu sübjektivizmin
gölgesinde yazar, yorumlar, haberleri öne çıkarır veya göz ardı
eder. Medyanın çeşitli olduğu ve gazetecilikte ahlaki sınırların
ihlal edilmediği bir düzlemde, bu durum normaldir. Ancak,
gazetecilik mesleğini icra eden emektarlar ve kalem erbabı
yeterince taraf (!) görülmeyip de kapı dışarı edilince, meydan
-moda tabirle- trol gazetecilere, habercilere ve genel yayın
yönetmelerine kaldı. Tarafgirlikte sınır tanımayan bu yeni gazeteci
tipi, televizyon ekranlarını, gazete köşelerini, internet
sayfalarını ve sosyal medyayı hakaret ve küfür alanına çevirdi.
Tarafgirlik bununla da kalmadı, haber diline sindi. Pespaye,
yanlı ve yalan haber o kadar çoğaldı ki insanlar hiçbirine itibar
etmiyor artık. Sosyal medyada yalan haberleri doğrulayan
fact-checking hesapları gazetelerden daha fazla takipçiye sahip. Bu
da doğal olarak medya itibarının aşınmasına hatta yerle bir
olmasına sebep oldu.
Peki yılların ana akım ulusal yazılı ve görsel medyası bu kadar
gözden düşünce ne oldu?
Tıpkı siyaset gibi medya da boşluk kabul etmez. Bu boşluğu
dolduracak mekanizmalar her zaman üretilir. Ana akım medyanın kapı
dışarı ettiği emektar ve birikimli gazeteciler interneti keşfederek
kendi medyalarını kurdular. Okuyucu/izleyici bulmakta da
zorlanmadılar. İnternetteki video paylaşım sitelerini seyircilerine
ulaşmak için kullanan gazeteci ve televizyoncular, açıkçası hem
daha özgür hem de daha nitelikli…
Artık sosyal medya fenomenlerinin yorumları bir televizyon
yorumcusundan daha çok kamuoyu oluşturuyor. Dolayısıyla ana
akım medya, bu haliyle çok uzun süre ana akım kalmayabilir.
Ulusal medyadaki niteliksizlik, yabancı yayın organlarının
Türkiye’de alternatif haber kaynağı olmasının da yolunu açtı.
Fox Tv ile Türkiye’de varlık göstermeye başlayan yabancı
medya organları daha sonra çeşitlendi. Rusya kaynaklı Sputnik,
sosyal medyada Türkçe haberleri en çok paylaşılan yayın
organlarından biri oldu. Son zamanlarda Almanya kaynaklı
Deutsche Welle gibi İngiliz Independent de Türkiye’de kapı dışarı
edilmiş gazetecilerle Türkçe yayın yapıyor. Operasyonel
trollerin yerine yabancı haber sitelerinin ciddi sesine kulak
kabartmak günün şartlarında daha makul gelebilir. Ancak, yabancı
haber kaynaklarına bağımlılık medya düzeni açısından oldukça
sorunlu. Bu medya organlarının bir kısmı ciddi bir birikim ve
geleneğe sahip olsa da bir kaç yıllık geçmişi olan da var. Yarın
ülke içeresinde operasyon becerisine erişmiş uluslararası medya
organlarına karşı korunaksız hale gelme ihtimali önemli bir sorun.
Bugüne kadar, bir telefonla yorumcu, gazeteci kovmayacak bir
gelenek inşa etmiş olması beklenen 'ana akım' ulusal medya, sosyal
medyada galiz küfürler eden veya siyasal partilerin mahalle
teşkilat başkanı gibi davrananlar tarafından yönetiliyor. Şu an
yerli yazılı ve görsel medya organları saygınlık açısından tam
anlamı ile iflas etmiş durumda . Alternatiflerin bir kısmı ise uzun
vadede yeni sorunlar doğurmaya gebe.