Amerikalı analistten cadı avı yorumu!
Abone olTürkiye'de yaşanan son durumu değerlendiren ABD'li düşünce kuruluşu asker güçsüz dedi. Ak Parti'nin cadı avı yapmaması gerektiğini yazdı.
ABD'li ünlü düşünce kuruluşunun analisti, Türk ordusunun
zayıfladığıyla ilgili bugüne kadar yazılanların aksine farklı bir
yorum yaptı: 'Türkiye'de son 50 yılda dört darbe yapılmış
olması ordunun zaten zayıf olduğuna ve siyasi iradesini topluma
kabul ettirmekte yetersiz kaldığına işaret ediyor. Her müdahaleden
sonra ordu yeni bir anayasa hazırladı, ancak siyasi arenada
karşısına çıkacak rekabeti önlemeyi başaramadı.'
Analize göre; Askeri bir mücadele ya da Ak
Parti’nin son tutuklamaları siyasi bir cadı avı olarak
kullanması Türkiye’nin politikasında ve piyasalarında
geleceği görünmez hale getirebilir
Foreign Affairs dergisini de yayımlayan Council of Foreign
Relations'ın internet sitesi CFR'da Ortadoğu uzmanı Steven Cook
imzasıyla yayımlanan bir makalede, Türkiye’de son iki haftada
yaşanmakta olan tutuklamaların ve gerginliğin, Türk politikasında
uzun zamandır büyümekte olan değişim dalgalarının bir işareti
olduğu ifade edildi.
Ak Parti, 2003 yılından bu yana ordunun özerkliğini sınırlamak için
adımlar atıyordu. Cook, sık sık Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çok
güçlü olduğuyla ilgili yorumlar yapıldığını hatırlatarak bu inancın
ordunun 1960’tan bu yana dört darbe düzenlemesinden
kaynaklandığını ifade etti. Ancak yazara göre bu
müdahaleler ordunun gücünden çok güçsüzlüğüne işaret ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana Türkiye’de
siyasetin yazılı olmayan bir kuralı var: Politikacılar ve
destekçileri Genelkurmay’ın tepkisini çekmemelidir. Aksi takdirde
hem koltuklarından olur hem de en azından geçici bir süre için
siyasetten yasaklanırlar. Dolayısıyla, pek çok hükümet, personel,
askeri bütçe ve silah alımı gibi askeri meselelerde de eğitim,
basın-yayın ve ulusal ekonomi gibi sosyal meselelerde de subayları
açık açık eleştirmeye çekinir.
“Hatta sivil siyasetçilerin üzerindeki askeri müdahale
tehdidi o kadar büyüktür ki politikacılar seçim kampanyalarında
bile subaylarla iyi ilişkiler kurabileceklerinin mesajını
verir” diyen Cook, 2003 yılında Ak Parti’nin seçilmesiyle
birlikte Genelkurmay’ın sivillerin kontrolü altına girmeye
başladığını ifade etti.
RTÜK, MGK, AVRUPA BİRLİĞİ
Ak Parti egemenliğindeki meclis, ordunun bütçe dışı fonlarının
denetim ve kontrolünü sağladı, Savunma Bakanlığı’nı savunma
harcamaları konusunda söz sahibi haline getirdi ve Radyo
Televizyon Üst Kurulu’ndaki askerleri kuruldan çıkardı.
Daha da önemlisi Milli Güvenlik Konseyi’ndeki (MGK) askerlerin
sayısı önemli oranda azaltıldı ve MGK Genel Sekreteri’nin kurulun
sivil üyelerinin arasından seçilmesi zorunluluğu getirildi. Konsey
ayrıca yürütme görevinden sıyrıldı ve bütçesi başbakanlığın
denetimine alındı.
Cook, bu önemli gelişmelere karşın ordunun MGK içindeki konumunun
düşürülmesini kabullenmeye zorlandığını belirtti ve subayların
Türkiye’de Avrupa Birliği reformlarına verilen desteğin
yüzde 77 olduğu göz önünde bulundurduklarını ve bu yüzden
kamuoyunda popülerliklerini kaybetmemek adına olaylara tepki
göstermediklerini ifade etti.
Yazara göre, subayların düzenli olarak Ak Parti’nin politikalarının
“karşıdevrimci” olduğunu iddia etmesine karşın Nisan 2007’de
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle ilgili tartışmalara
kadar taraflar arasında herhangi bir gerginlik yoktu. Cook,
bununla birlikte, Ak Parti’nin kapatılma davasının parti lehine
sonuçlanmasının ordunun liderliğindeki laik elitler için
büyük bir darbe olduğunu belirtti.
“Utanç verici olaylar serisi, ordunun kamuoyunun gözündeki duruşunu
daha da aşağılara çekerek Ak Parti’nin subayları sivil yönetimin
denetimi altına aldı” diyen Cook, son aylarda yaşanan
“Kafes” ve “Balyoz” tartışmalarına değindi. Yazar,
kamuoyunda Türk ordusunun her şeye kadir olduğu yönündeki
yaygın anlayışın hatalı olduğunun altını çizdi.
50 YILDA DÖRT DARBE
Silahlı Kuvvetler’in son 50 yıl içinde siyasete dört kez müdahale
etmek zorunda kalmasının askerin siyasi iradesini topluma
dayatmaktaki başarısızlığına işaret ettiğini savunan Cook,
askerin elinde silah gücü olsa da siyasi kontrolü sağlamak için
bundan daha etkin yollara ihtiyaç olduğunu belirtti.
Gerçekten de her müdahaleden sonra ordu yeni bir anayasayla
Kemalist düzeni korumaya çalışarak, yeniden müdahale yaşanması
ihtimalini düşürmeye çalıştı. Yine de Türkiye’nin siyasi
kurumlarının her seferinde yeniden şekillendirilmesi,
politik sistemin karşısına çıkacak rekabeti önlemeyi
başaramadı.
Cook, Obama yönetiminin Türkiye’yi Ortadoğu, Orta Asya, Kafkaslar
ve Güney Asya’da bir stratejik ortak olarak kabul ettiğini, ancak
Washington’ın “Türkiye içindeki siyasi karmaşanın
Ankara’nın bir müttefik olarak kapasitesini
düşürebileceğini” fark etmesi gerektiğini savundu.
CADI AVI GELECEĞİ GÖRÜNMEZ YAPABİLİR
Askeri bir mücadele ya da Ak Parti’nin son tutuklamaları siyasi
bir cadı avı olarak kullanması Türkiye’nin politikasında ve
piyasalarında geleceği görünmez hale getirebilir. “ABD,
hukukun üstünlüğünün ve Türkiye’nin demokratikleşmesinin öneminin
altını çizmeye devam etmeli” diyen Cook, her Ankara hem de
Washington için risklerin büyük olduğunu savundu.