Amerika Irak'ta rüzgar ekiyor
Abone olD.B. Tercüman yazarı Nuh Gönültaş, Irak'ta yaşananlarla ilgili dünya kamuoyunun nabzını ölçtü.
Iraklı direnişçilere, ülkesini savunan insanlara misket
bombaları ile saldırıyor, çocukların üzerine yaylım ateşi açıyor ve
bir defasında onlarcasını öldürüyor. Amerika, dünyanın ilk atom
bombasını kullanan tek ülkesidir. Hatta iki atom bombasını Hiroşima
ve Nagazaki'ye atarak bir defasında yüz binlerce insanın ölümüne
yol açmış kontrolsüz bir güçtür. Sovyetlerin çökmesinden sonra ise
dengesini yitirmiştir! Amerika'nın işgal ettiği Irak'ta dün
öldürdüğü ve adına "isyancı" denilen Iraklı vatanseverlerin sayısı
50'nin üzerinde. Bu durum her gün her gün tekrarlanıyor. Amerika
öldürüyor, öldürüyor. Buna karşılık tek tük Amerikan ve koalisyon
askeri ölüyor. Çünkü güç dengesi çok farklı. Mesela önceki gün
Felluce'de bir minareden Amerikan askerlerine açılan ateşte bir
Amerikan askeri ölürken, camideki Iraklılar ağır silahlarla yerle
bir edildi. Resmi rakamlar sekiz Iraklının öldüğünü söylüyor. Tabii
ki minare de yerle bir edildi. Bir camide kıstırılan kırktan fazla
isyancı Iraklının tamamen yok edilişini hatırlayın! Amerikan
askerleri "korkak" davrandıkları için en ufak bir şüphede ağır
silahlarla saldırıyorlar. Meşhur hadisedir, ABD Irak'ı işgal ettiği
sırada bir bayrak direğinin kaidesini tanımlamak için yazılan "El
Kaide" yazısını "El kaide" ile bağlantılı olabileceği gerekçesi ile
bombalayarak ortadan kaldırmıştı. Irak'ın işgali Amerika'nın işgale
kadarki en büyük müttefiki olan ülkelerde bile son derece antipatik
hale gelmesine yol açtı. Amerika ile dost olan Arap ülkeleri,
sadece halklar değil, devletler de Amerika'dan adeta "nefret"
etmeye başladı. Her yerde Amerika'nın yanlışlarından bahsediliyor.
Dün Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El Faysal Amerika'ya ağır
eleştiriler getiriyordu: "Faysal Amerika Birleşik Devletleri'nin
Soyvetler Birliği'yle savaştığı dönemde Taliban'a verdiği desteği
hatırlatarak 'Eğer Suudi Arabistan Ladin'in bugünlerde suçlu ise,
Amerika Birleşik Devletleri de şüphesiz bu suçun bir kısmını
üstlenmelidir." Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek de geçen hafta
içinde Ortadoğu'da Arapların, Amerika'nın Irak'a saldırısı ve
İsrail'in iki Hamas liderini suikastla öldürmesinden sonra ABD'den
'bugüne kadar hiç olmadığı kadar çok nefret ettiğini' söylemişti.
Le Monde'daki demecinde Mübarek, ABD'nin eylemlerinin Arap
dünyasında umutsuzluk, düş kırıklığı ve adaletsizlik duygusu
yarattığını ifade ediyordu: "Mübarek, başlangıçta bazı kişilerin
ABD'nin kendilerine yardım ettiğini düşündüğünü ve ortada bir
düşmanlık bulunmadığını ifade ederek, 'Irak'ta olanlardan sonra
bugüne kadar görülmemiş bir nefret oluştu ve Amerikalılar da bunu
biliyor." Hatırlarsanız, Ürdün Kralı Abdullah da Washington'un Orta
Doğu politikalarına yönelik kaygıları yüzünden geçen hafta Amerika
Birleşik Devletleri Başkanı George Bush'la yapacağı görüşmeyi iptal
etmişti. Kral Abdullah Bush ile Beyaz Saray'da bir araya gelecekti.
Oysa Ürdün'de Arap dünyasında Amerika'nın en yakın müttefiklerinden
biri. ABD'ye yönelik tepkiler Arap ülkeleri ile sınırlı değil.
İspanya'nın Irak'tan çekilmeyi kararlaştırmasından sonra, mesela,
ABD'nin Güney Doğu Asya'daki en yakın müttefiklerinden olan
Tayland'da bu konuyu düşünmeye başladı. Tayland'da yapılan bir
kamuoyu araştırması, halkın çoğunun Irak'taki Tayland askerlerinin
geri dönmesinden yana olduğunu gösterdi. Araştırmaya göre
Taylandlıların yaklaşık yüzde 60'ı askerlerin derhal geri
dönmesinden yana. 'Irak'a hiç asker göndermemeliydik' diyenlerin
oranı ise yaklaşık yüzde 40. Irak'ta halen 450'den fazla Tayland
askeri var ve Tayland Başbakanı Taksin Şinavatra ise askerlerinin
geri getirmek zorunda kalmaları halinde, Washington'un bu durumu
anlayışla karşılamasını umduğunu belirtiyor. Bölgede nefret ve
kandan başka hiç bir olumlu şeyle adı beraber anılmamaya başlayan
Amerika'nın uyandırdığı nefretin her geçen güç geometrik biçimde
arttığını göstermek için birkaç devlet başkanının demeci kafi
değilse, kendinize sorun, "Amerikalı deyince aklınıza nasıl bir
varlık geliyor?"