Ameliyatsız Guatr tedavisi

Memorıal Hastanesi Nükleer Tıp Tanı Ve Tedavi Bölümü Prof. Dr. Cumali Aktolun'un konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Bu tedavi deneyimli ekipler tarafından uygun yöntemler kullanarak, yeterli doz ve bazı klinik hususlar dikkate alınarak yapıldığında daha sonra bir ameliyat ihtiyacı olmuyor. Ancak sınırlı bazı klinik durumlarda, radyoaktif iyot kullanmaksızın ameliyat olma zorunluluğu olabiliyor" dedi. Halk arasında söylendiği şekliyle zehirli guatrın tiroid bezesinin gereğinden fazla hormon salgılaması ile oluştuğunu bildiren Aktolun, hastalığın kalp çarpıntısı, ellerde titreme, avuç içlerinde terleme, istendiği halde kilo alamama, sıcağa tahammülsüzlük, uyku bozukluğu, aşırı sinirlilik, göz bebeklerinin ileriye çıkması gibi çok çeşitli bulgularla kendini gösterdiğini açıkladı. Guatr'ın , genel olarak çok geniş kapsamlı bir tıbbi isimlendirme iken halk arasında tiroidin tüm hastalıkları guatr olarak adlandırıldığını kaydeden Aktolun şöyle konuştu: "Türkiye'de tüm tiroid hastalıklarına paralel olarak Avrupa'nın en yüksek zehirli guatr sıklığına sahibiz. Zehirli guatr, hem verdiği bulgularla hem de kalp, göz ve metabolizma üzerinde yaptığı ikincil olumsuz etkilerle başka, daha ağır seyirli hastalıklara neden olmaktadır. Ayrıca, bu hastalığın tanısı ve tedavisi çoğunlukla tam olarak yapılamamakta, uzun sürdüğü için de hasta açısından çok ciddi maddi külfete neden olmaktadır. Sonuçta hastalık uzun sürdükçe yüksek tansiyon, kalp damar hastalığı, kalp büyümesi ve bunun da sonucunda kalp yetmezliği ve göz kapaklarının kapanmaması sonucunda kronik konjonktivit vs gibi daha ağır seyirli hastalıklar ortaya çıkmaktadır."