Amca kızına cinsel taciz şoku! Hayatı kabusa döndü: Her şey muhtarlığa gitmesiyle oldu meğer...
Abone olKAHRAMANMARAŞ’ta, “Nitelikli Cinsel İstismar” suçlamasından 12 yıl 6 ay hapis cezası alan 45 ay cezaevinde kalan 38 yaşındaki Mustafa B.'yi, avukatının mücadelesi sonrası alınan DNA testi kurtardı. Hukuk zaferi sonrası özgürlüğüne kavuşan Mustafa B., kendisi hakkında haksız beyanda bulanan ve 45 ay cezaevinde yatmasına neden olan amcasının kızı hakkında suç duyurusunda bulundu.
Kahramanmaraş’ın Çağlıyancerit ilçesinde o dönem 14 yaşında olan
amcasının kızına 2018 yılında “Nitelikli Cinsel İstismar” suçunda
bulunduğu iddiasıyla Mustafa B.'ye dava açıldı. O dönem
Şanlıurfa’da hamal olarak çalışan ve bayram iznine gelen Mustafa
B.’nin hayatı muhtarlığa gidince kabusa döndü. Çıkarıldığı mahkeme
tarafından 12 yıl 6 ay hapis cezası alan Mustafa B.’nin suçu
Yargıtay tarafından da sabit görülüp onanınca, hayatı zindana
döndü. 4 yıl kaçak hayatı yaşayan Mustafa B. 2012 yılında
yakalanarak cezaevine kondu. Çıkarıldığı her mahkemede suçsuz
olduğunu belirten Mustafa B.'nin imdadına ise avukat Serpil
Yabanoğlu yetişti. Yabanoğlu, davayı sonuçlandırarak, doğduktan
sonra ölen çocuğun babasının Mustafa B. olmadığını DNA testi ile
ispat ederek beraat etmesini sağladı.
Yaşadıklarını anlatan Mustafa B., “2008 yılında ben Şanlıurfa'da
hamaldım. Bayrama 2 gün kala Çağlayancerit ilçesine geldim. Babam
‘Oğlum sen geri gideceksin, bizim şu sağlık evraklarını senle
gezdirelim’ dedi. Babam ile muhtarlığa gittik. O esnada,
muhtarlıkta bulanan iki sivil polis beni sorduğuna şahit oldum. Ben
de benim deyince, ‘5 dakika gel dediler bir işimiz var dediler’
Beni de emniyete götürdüler. Emniyette bana o soruyu sordular. Ben
de hayır dedim. Ben böyle bir iş (suç) görmedim dedim. Benim
dosyamı Çağlayancerit ilçesinden Pazarcık ilçesine getirdiler”
dedi.
"45 ay yattım pardon diye içerden çıkardılar"
Gittiği her yerde kendine suçu sanki işlemiş gibi soru sorduklarını
belirten Mustafa B., “Orada savcı yine sordu soruyu. Ben yine cevap
vermedim. Çünkü ben yapmamıştım. Savunmama devlet tarafından atanan
avukat girdi. Olayın işlendiğine dair şüphe olunca ben 21 gün ceza
alarak Aksu cezaevine giriyorum. 21 gün yattım orada. 21 gün sonra,
kızın yaşını büyütüyorlar ve ben cezaevinden çıkıyorum. Dosyayı
Pazarcık’tan alıp Kahramanmaraş ikinci ağır ceza mahkemesine
veriyorlar. Benim bu olayların hiç birinden haberim olmuyor.
Davanın Pazarcık'tan kalktığından bile haberim olmuyor. Sonra
davamın ağır cezada olduğunu öğrendim. Tamam o zaman dedim avukata
güvendiğim için, davaya girmedim." dedi.
"DNA testini isteyeceğim"
Mustafa B. "Mahkeme sonrası çalışmaya Adanalara pamuk toplamaya
gittim. Her sene sonrası ben gelip mahkeme günü mahkemeye girmek
istiyorum, avukatım yine gerek yok sen girme diyordu. Karar
mahkemesine geliyorum, bu arada yedek olarak tuttuğum avukatım
‘Gerek yok gelmesin’ diyor. Karar mahkemesine abimler giriyor. Bu
arada ben Mersin'deyim, bana telefon ederek, 12 sene 6 ay ceza
yediğimi söylediler. 4 yıl kaçak gezdikten sonra tutuklandım. Yeni
bir avukat istedim. Serpil hanım geldi. O zaman dedi ben bu DNA
testini isteyeceğim. Çocuğun DNA testini çıkacağız dedi. Ben de
tamam çıkartın hocam dedim. Bu bayağı bir süreç uğraştı. Uğraşınca
sonuç geldi. DNA’ya göre çocuğun anası kendisi ama babası yok. Ben
kendime güvendiğim için DNA testini istedim. 45 ay içeride yattım
pardon diyerekten beni içerden çıkarttılar” diye konuştu.
“Çok ağır bir suçtu”
Davanın kendisine geldiğinde M.B.'nin içeride yattığını belirten
Avukat Serpil Yabanoğlu ise, “Müvekkilim 2008 yılından bu yana
başlayan bir cinsel istismar soruşturması sonunda almış olduğu ceza
kesin kararlı 12 yıl 6 ay hapis cezası ile mahkumiyeti onadı.
Yargıtay tarafından da kesinleşmiş bir karar olan süreç içerisinde
kendisi cezaevinde yatmaktaydı. Cezaevinde infazı
gerçekleştiriyordu. Ben o süreç dahilinde müvekkilim ile herhangi
bir hukuki temasım olmadı. Avukatı da değildim. Birçok çeşitli
meslektaşlarımız dosyada, Mustafa'nın vekili olarak temsil
haklarını kullanmışlardı. Bana geldiğinde dosya, artık kesinleşmiş
ve infaza başlamış bir dosyaydı. Suçu ağır bir suçtu” şeklinde
konuştu.
“Yargıtay kararı onamıştı”
“Nitelikli cinsel istismar suçuydu ve artık Yargıtay’da bu suçun
gerçekleştiğini vermiş olduğu onama kararı ile bir kez daha teyit
etmişti” diyen Yabanoğlu, “Dosya kapsamında, mağdure o tarihlerde
yargılama sırasında bir doğum yapıyor ve bir bebek dünyaya geliyor.
Fakat dünyaya geldiği gün bebek vefat ediyor. Yargılama dosyası
içerisinde açıkçası talep dahilinde taraf vekilleri tarafından bir
talepte olmadığı için mahkemece de böyle bir şey resmen göz önünde
bulundurulmadığından bir DNA testi yapılmıyor. Haliyle ortada bir
bebek var. Mustafa asla bu suçu kabul etmiyor ve böyle bir cinsel
istismar suçu işlemediğini, kendisinin mağdur olduğunu böyle bir
suçlama ile haksız yere cezaevinde yattığını söylüyor. Mağdurenin
de bir hakikati var, dünyaya gelmiş bir bebek var. Nihayetinde bu
bebek için yapılacak olan bir DNA testi, Mustafa'nın bu bebeğin
babası olup olmadığı gerçeğini ortaya çıkaracaktı." dedi.
"Mücadele ettik ve kazandık"
Yabanoğlu "Biz talepte bulunduk. Zor bir süreç geçirdik. Bebeğin
DNA’sı ile cezaevindeki Mustafa’nın DNA’sını karşılaştırması için
kan örneğinin Adli Tıp Kurumu'ndan bir talepte bulunduk. Örnekler
alındı, adli tıp kurumuna gönderildi. Ve o çok sevindirici, tüm
yargılamanın seyrini değiştirecek haber gelmişti. Çünkü DNA
testinin sonucunda Mustafa yüzde 99.9 bebeğin babası değildi. Yargı
sürecinde hukuki açıdan yapılan dosya hazırlama aşamasında
duruşmalar sırasında başvurularınızı hangi mercilere ne zamanın ne
koşulda yapılacağı bir iş takibi konusunda tek başına çalışmadım.
Tabii meslektaşlarım bu konuda bana çok yardımcı oldular. Bütün bir
ekip çalışmasıydı. Yüreklerini koydular. Onlarda inandılar hep
birlikte hem İnandık hem mücadele ettik ve kazandık” ifadelerini
kullandı.