Aman dikkat! Hastalık belirtisi...
Abone olKonsantrasyon sorunu mu yaşıyorsunuz ya da uzun süre aynı yerde oturamıyor, bir toplantıyı takip etmekte zorlanıyor musunuz?.
Başladığınız bir işi bitiremiyor, öfke atakları geçiriyor,
aklınıza ilk geleni söyleme eğilimi mi gösteriyorsunuz?
Uzmanlar, bunları, stresli bir yaşamın sonucu olarak yorumlamak
yerine, çocukluk döneminde başlayan ve yetişkinlikte de devam
edebilen Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)
hastalığının belirtileri olabileceği uyarısında bulunuyor.
Tedavi edilmediğinde kişinin yaşam kalitesini düşüren, iş, ev başta
olmak üzere sosyal hayatını önemli ölçüde zedeleyebilen hastalığın,
uzman hekim kontrolünde tedavi edilmesinin mümkün olduğunu
vurgulayan uzmanlar, ilaç ve psikoterapinin etkin tedavi yöntemi
olduğunu belirtiyor.
Türkiye Psikiyatri Derneği Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
Bozukluğu Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü ve Trakya
Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Cengiz Tuğlu, yaptığı açıklamada, DEHB'nin çocukluk çağında
başlayan, etkisi tüm bir yaşama yayılabilen, süreğen bir
nöropsikiyatrik bozukluk olduğunu söyledi.
Toplumdaki DEHB yaygınlığının çocuklukta yaklaşık yüzde 8,
ergenlikte yüzde 6 ve erişkinlikte yüzde 4 olarak bildirildiğini
ifade eden Tuğlu, çocukluk çağında var olan dikkat eksikliği,
hiperaktivite ve dürtüsel davranışların ilk olarak okul çağında
fark edildiğini belirtti.
Tuğlu, ''Sınıfta oturamayan, oyunlarda arkadaşları ile yoğun
sorunlar yaşayan ve okuma faaliyetlerinde gecikebilen çocuklar
görece hızlı fark edilip tıbbi yardım almaları için
yönlendirilebilmektedir'' dedi.
Yaşam boyu devam eden dikkatsizlik, dürtüsellik ya da hiperaktivite
yakınmaları olan tüm erişkinlerde de DEHB tanısının akla gelmesi
gerektiğine işaret eden Tuğlu'nun verdiği bilgiye göre, Dikkat
Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu yaşama, kişiler arası ilişkilere,
okul ve iş dünyasına yansıyan olumsuz etkileri açısından toplumun
ve sağlık hizmetlerinin önemli sorunlarından birisini
oluşturuyor.
DEHB ister çocukluk ister erişkinlik döneminde olsun sadece
hastaları değil çevrelerini, ailelerini, ebeveynlerini de
etkiliyor. Riskli sağlık davranışları açısından tehdit altında olan
ergen ve genç erişkinlerde DEHB varlığında, sigara ve madde kötüye
kullanımı, yasal sorunlar, kötü akran ilişkileri, kendine güven
kaybı, okul ve iş başarısında düşüklük ve psikiyatrik eş tanılar
gözlenebiliyor. -
YAŞIN İLERLEMESİYLE BİRLİKTE GÖRÜLME SIKLIĞI
DÜŞÜYOR
Yaşın ilerlemesiyle birlikte görülme sıklığındaki düşüş,
hastalığın belirtilerinde azalma olduğuna işaret ediyor, ancak
belirtiler tamamen ortadan kalkmıyor. Azalma eğilimine rağmen
erişkin DEHB olan kişilerde bir işe başlayamama, iş yerinde
verimsizlik ve kötü zaman yönetimi, çok sayıda işe başlanmasına
rağmen bir çoğunu bitirememe, bir toplantı boyunca oturamama,
stresle baş edememe ve öfke atakları, aklına ilk geleni söyleme
eğilimi, kötü şoförlük sorunları ve evlilik ve sorumluluklarının
idaresi ile ilgili yoğun sorunlar sıklıkla ortaya çıkabiliyor.
Dikkatsizlik daha çok bireyi, diğer bulgular ise daha çok çevreyi
rahatsız ediyor.
Belirtilerini dışa vuran erkeklerin tersine kız çocuklar genellikle
olumsuz geri bildirimleri içselleştirme, özür dileme, uyum
sağlamaya çalışma, suçu üzerine alma ve kavga etmeme eğilimi
gösteriyor.
Beklentileri karşılamak için daha çok çalışarak ve
yetersizlikleriyle başa çıkarak başarılı öğrenciler olmayı lise
dönemine dek sağlayabiliyor, ama bozukluğun daha sessiz seyrediyor
olması ve bu nedenle müdahale edilebilir olan bir sorun alanına
gereken müdahaleleri yapamama kadınların yaşamına, özellikle
onların akademik gelişimlerine önemli zararlar verebiliyor. -
BAŞKA RUHSAL BOZUKLUKLAR, DEHB BELİRTİLERİNİ
GİZLEYEBİLİYOR
Çocuklar ve erişkinlerle yapılmış çalışmalara göre, karşıt olma,
karşı gelme bozukluğu, davranım bozukluğu, anksiyete bozuklukları,
duygu durum bozuklukları, öğrenme bozuklukları ve alkol-madde
kullanım bozuklukları olarak adlandırılan ruhsal hastalıklar da
psikiyatrik eş tanıları oluşturuyor.
Bu ruhsal bozukluklar, bazen DEHB belirtilerinin gizlenmesine ya da
ilaçlarla bir bozukluğu tedavi ederken diğerinde bozulmalar ortaya
çıkmasına yol açabiliyor. Erişkin dönemde başka ruhsal
bozuklukların eşlik etmesi ve erişkin yaşamının karmaşıklığı,
çocuklardan farklı olarak erişkin DEHB tedavisinde daha kapsamlı
tedavi yaklaşımlarının uygulanmasını gerekli kılıyor. DEHBİ'de ilaç
tedavisi uygulanırken, ilaçların erişkinlerde tıbbi ve ruhsal eş
tanıları gözeterek planlanması gerekiyor. Bundan sonra da
psikoterapi uygulanabiliyor.
Bu sorunu yaşayan kişilerin çoğu, yineleyen başarısızlıklar
yaşayabiliyor. Bu başarısızlık öyküleri ise kişinin kendi hakkında
olumsuz düşünceler geliştirmesine yol açabiliyor. Bu kişiler,
üstlendikleri görevler konusunda işlevsel olmayan düşünceler
geliştirebiliyor.
Ortaya çıkan bu olumsuz düşünce ve inançlar, var olan kaçınma
davranışlarını arttırabiliyor. Bunun sonucunda da kişiler, görev ya
da sorunla karşı karşıya kaldığında dikkatlerini daha çok
kaybedebiliyor.
DEHB ile ilgili güçlükleri çocukluklarından beri yaşayan kişiler,
hem erişkinlik döneminde benzer belirtiler sergiliyor hem de bazen
belirtiler gerilese bile çocukluk döneminde almış oldukları
hasarların yansımalarını yaşam boyu taşıyorlar. Önlenebilir
kayıplara engel olabilmek için rahatsızlık fark edildiğinde tüm
tedavi imkanları kullanılarak etkin bir tedavinin hızlı ve dikkatli
bir biçimde başlatılması gerekiyor.
Bunun sağlanması için DEHB belirtileri olanların öncelikle bir
psikiyatri uzmanına başvurması ve DEHB yakınmaları olan bireylerin
psikiyatri uzmanına yönlendirilmesi tavsiye ediliyor. (