Aman Allahım! Bu nasıl açıklama
Abone ol"Bir yerin dibine sokmadıkları" kalmış diyeceğiz ama "sokmuşlarda." Uğur Dündar ekibinden 'utanılacak' açıklama.
İNTERNETHABER/İSTANBUL
Elbette biri sizin hakkınızda bir takım iddia ve ithamlarda bulunursa yanıt hakkınız kutsaldır. Bunun için de yazılı açıklama yapmak doğaldır. Ama bu öyle bir açıklama ki okuduğumuzda "hiç yakıştıramadık" doğrusu... Ne Arena ekibine ne de onların başı olan Uğur Dündar'a yakıştı bu açıklama...
UĞUR DÜNDAR NİYE İMZA ATMADI?
Bir şeye daha takıldık...
Açıklamanın altındaki imzalara...
Gazeteci Ulvi Yanardağ'ın itham ettiği kişi Uğur Dündar'dı...
Ona yanıt olarak gelen açıklamadaki imzalar ise Arena koordinatörü ve muhabirlerine ait...
Neden Uğur Dündar imzası yok?
Böyle bir metne imza atmaya çekinir mi cesur yürekli Uğur Dündar?
Yoksa bu açıklamadan haberi mi yok?
Ya da tasvip mi etmedi ekibinin yazdıklarını?
Eğer öyleyse ondan onaysız çıkabilir mi bu açıklama ortaya?
Hiç yakışık almadı doğrusu...
YERİN DİBİNE SOKMUŞLAR
Konuyu kısaca özetleyelim sizlere... Ulvi Yanardağ 45 yıllık bir gazeteci. Arena'nın istihbarat şefiydi. Uğur Dündar ile yolları ayrıldı, daha doğrusu kibarca kovuldu. Yanardağ, tazminatını almak için Dündar'a dava açtı. Bu davaya dair de bir haber hazırlayıp medya sitelerine gönderdi.
İşte bu hak arayışı onu hedef haline getirdi. Yanardağ'a yanıt Arena ekibinden geldi. Öyle bir açıklama ki "Meslekte 45 yılı devirmiş emektar bir gazeteciyi, mesai arkadaşlarını, abi dedikleri kişiyi yerin dibine sokacak" türden...
AĞIR CÜMLELER!
Neler dememişler ki Ulvi Ağabeyleri için...
-Kendisi saat 11’e doğru gelir, gazeteleri okur, at yarışlarını oynar, saat 16 sularında da “hadi bana eyvallah” diyerek, içki içmeye gider.
-At yarışlarından fırsatı olduğun da ise masanın başında uyuklar, kaç kez Arena’ya gelen konuklarımız Ulvi Yanardağ’ı uyuklarken gördü...
-(...)Hele sarhoş olduğu, dilinin zor döndüğü zamanlar-nasıl azarladığına tanık olmayan kimse yok.
-Alacağını umduğu tazminat, kumar borcunu temizlemeye yetecek mi? -Kendisinin ciddi boyutta iki önemli hastalığı var; biri içki, diğeri ise at yarışları ve kumar...
-Bir parça yüzü olan kızarır, utanır!... Bir parça kendisini bilen insan, şu sözü işitecek noktaya gelmeden, izin isteyip efendice gitmesini bilirdi.
İŞTE O AÇIKLAMANIN TAM METNİ
Vefa ve nankörlük
Ulvi Yanardağ’ın anlamakta zorlandığı gerçekler.. Arena ekibinden zorunlu bir açıklama…
Bu sektörde kimse kimseyi sırtında taşımaz, vefa göstermez. Ancak vefanın ne olduğunu Uğur Dündar, Ulvi Yanardağ’a yıllarca gösterdi... Nankörlüğün ne olduğunu da, yine sağolsun Ulvi Yanardağ gösterdi...
Birincisi, arena ekibinde çalışan hiç kimse sigortasız ve sosyal güvencesiz değildir, maaşlarını da hakettikleri gibi son kuruşuna kadar alırlar, hem de zamanından önce.
Ulvi Yanardağ’ın konumuna gelince... Uğur Dündar, “gün gelir hepimiz yaşlanır bu sektör tarafından dışlanırız. bir meslek büyüğümüzü kimse çalıştırmak istemeyebilir, bunca yılın hatırına biz destek olalım, sosyal yardımda bulunalım” diyerek Ulvi Yanardağ’ı yıllarca kelimenin tam anlamıyla sırtında taşıdı. Ulvi Yanardağ tamamen Uğur Dündar’ın kişisel kontenjanından, bir sosyal yardım projesi olarak arena’da oturmuştur!!
“Çalışmıştır” demiyoruz çünkü gerçekten oturmuştur. Bu oturmasının karşılığı olarak da uğur dündar her ay onun ailesinin rahatlıkla geçinebileceği imkanı kendi birikimlerinden sağlamıştır. Ulvi yanardağ, oturmasının karşılığı olarak, uğur dündar’ın cebinden, her ay kendisini gül gibi geçinderecek maddi yardımlar almıştır..
Aslında Ulvi Yanardağ bir parça ince fikirli, kendisini bilen, düşünceli biri olsa iş bu noktaya gelmeden çok daha önce, en az iki yıl önce, “bana artık müsaade. Bugüne kadar yaptıklarınız için çok teşekkür ederim!” deyip gitmeyi bilirdi.
Çünkü Ulvi Yanardağ’ın artık doğal sebeplerden dolayı çok normal olarak kulakları duymuyor, gözleri görmüyor. Arena ihbar hattına arayan ve haber vermek isteyen seyircileri –hele sarhoş olduğu, dilinin zor döndüğü zamanlar-nasıl azarladığına tanık olmayan kimse yok. Bu yüzden bazı önemli haberleri kaçırdığımız da oldu, hoşgördük. Hatta Uğur Dündar’a hiç yansıtmadık bile....
Kendisi saat 11’e doğru gelir, gazeteleri okur, at yarışlarını oynar, saat 16 sularında da “hadi bana eyvallah” diyerek, içki içmeye gider. Ha bu arada at yarışlarından fırsatı olduğun da ise masanın başında uyuklar, kaç kez Arena’ya gelen konuklarımız Ulvi Yanardağ’ı uyuklarken gördü, mahcubiyeti o değil, biz yaşadık.
Böyle bir insan star ana haber gibi son derece dinamik bir ortamda ne iş yapacaktı? Hangi haber merkezinde Ulvi Yanardağ’ın durumunda bir kişi çalışıyor? Ulvi Yanardağ Arena’dan ayrıldıktan sonra hangi haber merkezinde iş bulmuş? İş bulması mümkün mü? Bu sektörde onca parayı, sadece bir vefa duygusuyla ve oturmasının karşılığı olarak kim kime vermiş?
Ulvi Yanardağ, Uğur Dündar’ı mahkemeye vermiş, tazminat istiyormuş!... Bunu da deniz feneri yardımlarını hortumlamakla suçlanan, Arena”da otururken sabah akşam veryansın ettiği bir televizyon kanalında söylüyor... Sığınacak yer olarak onları buluyor! yazık!... Gerçekten çok yazık... İnsan vicdanını bu kadar köreltmemeli, akıldan bu kadar uzaklaşmamalı!..
Alacağını umduğu tazminatla, kumar borçlarını mı temizleyecek acaba? Alacağını umduğu tazminat, kumar borcunu temizlemeye yetecek mi? zira kendisinin ciddi boyutta iki önemli hastalığı var; biri içki, diğeri ise at yarışları ve kumar...
Ve bütün bunlara rağmen, Uğur Dündar bir efendilik daha yapıp, “Ulvi sen hergün Maltepe’den kalkıp gelme, star haber merkezinin işleyişi artık Arena’dan çok farklı. Ben yine sana her ay, geçinebileceğin parayı sosyal yardım olarak göndermeye devam edeyim” dedi. Kim kime yapar bunu? Bir parça yüzü olan kızarır, utanır!.... bir parça kendisini bilen insan, şu sözü işitecek noktaya gelmeden, izin isteyip efendice gitmesini bilirdi. ulvi yanardağ’ın yıllarca uğur dündar, tarafından himaye edilmesi, “iyilikten maraz doğar” sözünü ne yazıkki bir kez daha doğruluyor.
Mine Özbek-Arena Genel Koordinatörü
Hatice Demircan-Arena muhabiri
Serap Belet-Arena muhabiri
Elbette biri sizin hakkınızda bir takım iddia ve ithamlarda bulunursa yanıt hakkınız kutsaldır. Bunun için de yazılı açıklama yapmak doğaldır. Ama bu öyle bir açıklama ki okuduğumuzda "hiç yakıştıramadık" doğrusu... Ne Arena ekibine ne de onların başı olan Uğur Dündar'a yakıştı bu açıklama...
UĞUR DÜNDAR NİYE İMZA ATMADI?
Bu açıklama Arena'nın resmi sitesinde de yer alıyor. Bu da demektir ki açıklama Uğur Dündar'ın onayı ve isteği ile yapılmış. Gerçeklerin er meydanını yöneten Uğur Dündar imza atmayı unutmuş olabilir mi? |
Bir şeye daha takıldık...
Açıklamanın altındaki imzalara...
Gazeteci Ulvi Yanardağ'ın itham ettiği kişi Uğur Dündar'dı...
Ona yanıt olarak gelen açıklamadaki imzalar ise Arena koordinatörü ve muhabirlerine ait...
Neden Uğur Dündar imzası yok?
Böyle bir metne imza atmaya çekinir mi cesur yürekli Uğur Dündar?
Yoksa bu açıklamadan haberi mi yok?
Ya da tasvip mi etmedi ekibinin yazdıklarını?
Eğer öyleyse ondan onaysız çıkabilir mi bu açıklama ortaya?
Hiç yakışık almadı doğrusu...
YERİN DİBİNE SOKMUŞLAR
Konuyu kısaca özetleyelim sizlere... Ulvi Yanardağ 45 yıllık bir gazeteci. Arena'nın istihbarat şefiydi. Uğur Dündar ile yolları ayrıldı, daha doğrusu kibarca kovuldu. Yanardağ, tazminatını almak için Dündar'a dava açtı. Bu davaya dair de bir haber hazırlayıp medya sitelerine gönderdi.
İşte bu hak arayışı onu hedef haline getirdi. Yanardağ'a yanıt Arena ekibinden geldi. Öyle bir açıklama ki "Meslekte 45 yılı devirmiş emektar bir gazeteciyi, mesai arkadaşlarını, abi dedikleri kişiyi yerin dibine sokacak" türden...
AĞIR CÜMLELER!
Neler dememişler ki Ulvi Ağabeyleri için...
-Kendisi saat 11’e doğru gelir, gazeteleri okur, at yarışlarını oynar, saat 16 sularında da “hadi bana eyvallah” diyerek, içki içmeye gider.
-At yarışlarından fırsatı olduğun da ise masanın başında uyuklar, kaç kez Arena’ya gelen konuklarımız Ulvi Yanardağ’ı uyuklarken gördü...
-(...)Hele sarhoş olduğu, dilinin zor döndüğü zamanlar-nasıl azarladığına tanık olmayan kimse yok.
-Alacağını umduğu tazminat, kumar borcunu temizlemeye yetecek mi? -Kendisinin ciddi boyutta iki önemli hastalığı var; biri içki, diğeri ise at yarışları ve kumar...
-Bir parça yüzü olan kızarır, utanır!... Bir parça kendisini bilen insan, şu sözü işitecek noktaya gelmeden, izin isteyip efendice gitmesini bilirdi.
İŞTE O AÇIKLAMANIN TAM METNİ
Vefa ve nankörlük
Ulvi Yanardağ’ın anlamakta zorlandığı gerçekler.. Arena ekibinden zorunlu bir açıklama…
Bu sektörde kimse kimseyi sırtında taşımaz, vefa göstermez. Ancak vefanın ne olduğunu Uğur Dündar, Ulvi Yanardağ’a yıllarca gösterdi... Nankörlüğün ne olduğunu da, yine sağolsun Ulvi Yanardağ gösterdi...
Birincisi, arena ekibinde çalışan hiç kimse sigortasız ve sosyal güvencesiz değildir, maaşlarını da hakettikleri gibi son kuruşuna kadar alırlar, hem de zamanından önce.
Ulvi Yanardağ’ın konumuna gelince... Uğur Dündar, “gün gelir hepimiz yaşlanır bu sektör tarafından dışlanırız. bir meslek büyüğümüzü kimse çalıştırmak istemeyebilir, bunca yılın hatırına biz destek olalım, sosyal yardımda bulunalım” diyerek Ulvi Yanardağ’ı yıllarca kelimenin tam anlamıyla sırtında taşıdı. Ulvi Yanardağ tamamen Uğur Dündar’ın kişisel kontenjanından, bir sosyal yardım projesi olarak arena’da oturmuştur!!
“Çalışmıştır” demiyoruz çünkü gerçekten oturmuştur. Bu oturmasının karşılığı olarak da uğur dündar her ay onun ailesinin rahatlıkla geçinebileceği imkanı kendi birikimlerinden sağlamıştır. Ulvi yanardağ, oturmasının karşılığı olarak, uğur dündar’ın cebinden, her ay kendisini gül gibi geçinderecek maddi yardımlar almıştır..
Aslında Ulvi Yanardağ bir parça ince fikirli, kendisini bilen, düşünceli biri olsa iş bu noktaya gelmeden çok daha önce, en az iki yıl önce, “bana artık müsaade. Bugüne kadar yaptıklarınız için çok teşekkür ederim!” deyip gitmeyi bilirdi.
Çünkü Ulvi Yanardağ’ın artık doğal sebeplerden dolayı çok normal olarak kulakları duymuyor, gözleri görmüyor. Arena ihbar hattına arayan ve haber vermek isteyen seyircileri –hele sarhoş olduğu, dilinin zor döndüğü zamanlar-nasıl azarladığına tanık olmayan kimse yok. Bu yüzden bazı önemli haberleri kaçırdığımız da oldu, hoşgördük. Hatta Uğur Dündar’a hiç yansıtmadık bile....
Kendisi saat 11’e doğru gelir, gazeteleri okur, at yarışlarını oynar, saat 16 sularında da “hadi bana eyvallah” diyerek, içki içmeye gider. Ha bu arada at yarışlarından fırsatı olduğun da ise masanın başında uyuklar, kaç kez Arena’ya gelen konuklarımız Ulvi Yanardağ’ı uyuklarken gördü, mahcubiyeti o değil, biz yaşadık.
Böyle bir insan star ana haber gibi son derece dinamik bir ortamda ne iş yapacaktı? Hangi haber merkezinde Ulvi Yanardağ’ın durumunda bir kişi çalışıyor? Ulvi Yanardağ Arena’dan ayrıldıktan sonra hangi haber merkezinde iş bulmuş? İş bulması mümkün mü? Bu sektörde onca parayı, sadece bir vefa duygusuyla ve oturmasının karşılığı olarak kim kime vermiş?
Ulvi Yanardağ, Uğur Dündar’ı mahkemeye vermiş, tazminat istiyormuş!... Bunu da deniz feneri yardımlarını hortumlamakla suçlanan, Arena”da otururken sabah akşam veryansın ettiği bir televizyon kanalında söylüyor... Sığınacak yer olarak onları buluyor! yazık!... Gerçekten çok yazık... İnsan vicdanını bu kadar köreltmemeli, akıldan bu kadar uzaklaşmamalı!..
Alacağını umduğu tazminatla, kumar borçlarını mı temizleyecek acaba? Alacağını umduğu tazminat, kumar borcunu temizlemeye yetecek mi? zira kendisinin ciddi boyutta iki önemli hastalığı var; biri içki, diğeri ise at yarışları ve kumar...
Ve bütün bunlara rağmen, Uğur Dündar bir efendilik daha yapıp, “Ulvi sen hergün Maltepe’den kalkıp gelme, star haber merkezinin işleyişi artık Arena’dan çok farklı. Ben yine sana her ay, geçinebileceğin parayı sosyal yardım olarak göndermeye devam edeyim” dedi. Kim kime yapar bunu? Bir parça yüzü olan kızarır, utanır!.... bir parça kendisini bilen insan, şu sözü işitecek noktaya gelmeden, izin isteyip efendice gitmesini bilirdi. ulvi yanardağ’ın yıllarca uğur dündar, tarafından himaye edilmesi, “iyilikten maraz doğar” sözünü ne yazıkki bir kez daha doğruluyor.
Mine Özbek-Arena Genel Koordinatörü
Hatice Demircan-Arena muhabiri
Serap Belet-Arena muhabiri