Amaçları Türkiye'yi bölmek
Abone olTerör örgütü DHKP-C'nin pişman olan üyesi Yusuf Poyraz, örgütün tüm amaçlarını ortaya koydu. Poyraz, "Türk-Kürt ayrımı yok! Asıl amaç Türkiye'yi bölmek!" dedi.
ÖRGÜTLERİN AMACI TÜRKİYE'Yİ BÖLMEK, ASLINDA KÜRT AYRIMCILIĞI YOK
İzmir'in merkez Konak İlçesi'nde Valilik ve emniyet binası önünde üzerine benzin dökerek kendisini yakan yasadışı DHKP-C örgüt üyesi Yusuf Poyraz, örgüte girdiği ve eylemlere katıldığı için pişman olduğunu belirterek, örgütün liselerde okuyan gençleri hedef seçtiğini söyledi. Poyraz, "Örgüt benim hayatımı kararttı. Bir hiç uğruna kendimi canlı bomba yaptım, ama pişmanım" dedi.
Mart 2004 tarihinde Valilik ve Emniyet Müdürlüğü'nün bulunduğu binaya girerek üzerine benzin döküp kendisini yakan DHKP-C örgüt üyesi Yusuf Poyraz (29), yasadışı örgüt PKK ve DHKP-C hakkında açıklamalarda bulundu. 11 yaşında HADEP üyeleri tarafından sokaktan alınarak beyninin yıkandığını söyleyen Yusuf Poyraz, "11 yaşında sokakta bali çekerken bir grup HADEP'li genç beni sokaklardan kurtararak içlerine aldı. 2 yıl tedaviden sonra beynimi yıkayarak PKK'nın varlığı ve amaçları anlatıldı. 17 yaşında PKK elemanları beni Romanya-Macaristan yakınlarında bir dağa götürdü ve askeri kampta silahlı eğitim aldım. Daha sonra PKK adına siyasi faaliyetler ve eylemlerde bulunmak için 5 arkadaşımla beraber çeşitli illere gittim. Para desteği tamamen örgüt tarafından karşılanıyordu" dedi.
Romanya'da bir toplantıda Abdullah Öcalan'a küfür ettiği için hakkında infaz kararı çıkınca kaçtığını ifade eden Poyraz, "Abdullah Öcalan'a küfür edince üst düzey örgüt yöneticileri tarafından 3 gün boyunca sorgulandım. Örgütte benim hakkımda infaz kararı çıkınca izimi kaybettirdim. Daha sonra Bükreş Büyükelçiliği'ne giderek örgüt tarafından öldürüleceğimi söyledim. Mit elemanları ve Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, 3 gün boyunca beni sorguladı. Sorguda 100'e yakın üst düzey yetkilisinin adını vererek, sığınakları ve uyuşturucu trafiği hakkında itiraflarda bulundum. Daha sonra Mit ve polis beni karayoluyla İzmir'e getirdi. 1 yıl sonra Edirne DGM tarafından örgüt üyesi olmak suçundan hakkımda dava açıldı ve 4 yıl cezaevinde yattım. Cezaevinden çıktıktan sonra İzmir'e geri döndüm" diye konuştu.
"ONLARA KARŞI HEP DİRENDİM VE DİRENECEĞİM"
PKK'nın infaz kararını öğrendikten sonra DHKP-C örgütüne geçtiğini kaydeden Poyraz, "Bir konserde İzmir'de DHKP-C'nin üst düzey yöneticileriyle tanıştım ve DHKP-C örgütüne girdim. Örgüt içerisinde silahlı hiçbir eyleme karışmadım. Ama kampta bomba eğitimi aldığım için örgüte boru tipi ve aküye bağlı olarak patlayan bombalar yaptım. Örgüt yaptığım bombaları, bankalar önüne ve üst geçitlere koyarak patlattı. Örgütün Türkiye'de hemen hemen her ilde binaları ve toplanma yerleri var. Bende buralara giderek toplantılara katıldım. Toplantılarda F tipi cezaevlerinde ölen yoldaşların kanını yerde bırakmama ve ölen 109 kişinin hesabını sorma planları yaptık. Örgütün İzmir sorumlusu Nuray Yılmaz ve diğer 5 arkadaş, benden örgütün adını duyurmak ve ölen 109 kişinin hesabını sormak için canlı bomba olmamı istedi. Bende canlı bomba yerine kendimi yakmak istediğimi söyledim. Toplantıdan 3 gün sonra bir evde çayıma bir ilaç katarak beni uyuttular. Daha sonra Valilik ve Emniyet Müdürlüğü binalarının bulunduğu binanın önünde üzerime benzin döktüler ve kendimi yakmamı istediler. Bende ilacın etkisiyle çakmakla ateşledim. Alevler içerisinde Valilik binasının kapısından içeri girerken, polisler bana engel olarak suyla beni söndürdü. Hastanede tedavi altına alındıktan sonra örgütün üst düzey yöneticileri benim işimi yarım bıraktığımı söyleyip, kendimi hastanede tekrar yakmamı istedi. Bende karşı gelerek onları şikayet edince 4 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Her zaman yanımda olan örgütün avukatları ve diğer elamanları beni hiç arayıp sormadı, sürekli bana haber göndererek kendimi şehit etmemi istediler. Ama onlara karşı hep direndim ve direneceğim" şeklinde konuştu.
"ÖRGÜTLERİN AMACI TÜRKİYE'Yİ BÖLMEK, ASLINDA KÜRT AYRIMCILIĞI YOK"
Yamanlar semtinde annesi ve kardeşleriyle oturan Yusuf Poyraz, İzmir'de iki kişinin canlı bomba olacağını ve yakında eylem yapacağını söyledi. Örgütün liselere kadar girdiğini belirterek anne-babalara seslenen Poyraz, "Benimle canlı bomba olan bir bayan arkadaş daha var. Onu öğretmeni örgüte soktu. Buradan anne ve babalara sesleniyorum. Çocuklarınıza sahip çıkın, arkadaş ve öğretmenlerini iyi tanıyın. Çünkü örgüt artık liselerde gençlerin beynini yıkıyor ve örgüte kazandırıyor. Ben pişmanım, aile düzenim ve sağlığım bozuldu. Benim canım yandı ama başka gençlerin canı yanmasın. Benim şu anda vücudumun her tarafı yanık. Tuvalete bile zor gidiyorum. Gençler benim durumumu görsün, ders alsın. Diğer örgüt üyesi arkadaşlarımın gittiği yol yanlış, onlarında en kısa sürede örgütten çıkmasını isterim" dedi.
PKK'nın ve DHKP-C'nin Türkiye'yi bölmeye çalıştığını söyleyen Yusuf Poyraz, "Örgütlerin amacı Türkiye'yi bölmek ve Kürdistan devleti kurmak. Ama aslında ben Kürt ayrımcılığı olduğuna inanmıyorum. Ben her yerde Kürtçe konuşuyorum. Polisler bile sorgumda Kürtçe konuştu. Ben inanıyorum ki,Türkiye'de Kürtçe konuşmak ve Kürt olmak suç değil ve engelleyende yok" diye konuştu.
İzmir'in merkez Konak İlçesi'nde Valilik ve emniyet binası önünde üzerine benzin dökerek kendisini yakan yasadışı DHKP-C örgüt üyesi Yusuf Poyraz, örgüte girdiği ve eylemlere katıldığı için pişman olduğunu belirterek, örgütün liselerde okuyan gençleri hedef seçtiğini söyledi. Poyraz, "Örgüt benim hayatımı kararttı. Bir hiç uğruna kendimi canlı bomba yaptım, ama pişmanım" dedi.
Mart 2004 tarihinde Valilik ve Emniyet Müdürlüğü'nün bulunduğu binaya girerek üzerine benzin döküp kendisini yakan DHKP-C örgüt üyesi Yusuf Poyraz (29), yasadışı örgüt PKK ve DHKP-C hakkında açıklamalarda bulundu. 11 yaşında HADEP üyeleri tarafından sokaktan alınarak beyninin yıkandığını söyleyen Yusuf Poyraz, "11 yaşında sokakta bali çekerken bir grup HADEP'li genç beni sokaklardan kurtararak içlerine aldı. 2 yıl tedaviden sonra beynimi yıkayarak PKK'nın varlığı ve amaçları anlatıldı. 17 yaşında PKK elemanları beni Romanya-Macaristan yakınlarında bir dağa götürdü ve askeri kampta silahlı eğitim aldım. Daha sonra PKK adına siyasi faaliyetler ve eylemlerde bulunmak için 5 arkadaşımla beraber çeşitli illere gittim. Para desteği tamamen örgüt tarafından karşılanıyordu" dedi.
Romanya'da bir toplantıda Abdullah Öcalan'a küfür ettiği için hakkında infaz kararı çıkınca kaçtığını ifade eden Poyraz, "Abdullah Öcalan'a küfür edince üst düzey örgüt yöneticileri tarafından 3 gün boyunca sorgulandım. Örgütte benim hakkımda infaz kararı çıkınca izimi kaybettirdim. Daha sonra Bükreş Büyükelçiliği'ne giderek örgüt tarafından öldürüleceğimi söyledim. Mit elemanları ve Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, 3 gün boyunca beni sorguladı. Sorguda 100'e yakın üst düzey yetkilisinin adını vererek, sığınakları ve uyuşturucu trafiği hakkında itiraflarda bulundum. Daha sonra Mit ve polis beni karayoluyla İzmir'e getirdi. 1 yıl sonra Edirne DGM tarafından örgüt üyesi olmak suçundan hakkımda dava açıldı ve 4 yıl cezaevinde yattım. Cezaevinden çıktıktan sonra İzmir'e geri döndüm" diye konuştu.
"ONLARA KARŞI HEP DİRENDİM VE DİRENECEĞİM"
PKK'nın infaz kararını öğrendikten sonra DHKP-C örgütüne geçtiğini kaydeden Poyraz, "Bir konserde İzmir'de DHKP-C'nin üst düzey yöneticileriyle tanıştım ve DHKP-C örgütüne girdim. Örgüt içerisinde silahlı hiçbir eyleme karışmadım. Ama kampta bomba eğitimi aldığım için örgüte boru tipi ve aküye bağlı olarak patlayan bombalar yaptım. Örgüt yaptığım bombaları, bankalar önüne ve üst geçitlere koyarak patlattı. Örgütün Türkiye'de hemen hemen her ilde binaları ve toplanma yerleri var. Bende buralara giderek toplantılara katıldım. Toplantılarda F tipi cezaevlerinde ölen yoldaşların kanını yerde bırakmama ve ölen 109 kişinin hesabını sorma planları yaptık. Örgütün İzmir sorumlusu Nuray Yılmaz ve diğer 5 arkadaş, benden örgütün adını duyurmak ve ölen 109 kişinin hesabını sormak için canlı bomba olmamı istedi. Bende canlı bomba yerine kendimi yakmak istediğimi söyledim. Toplantıdan 3 gün sonra bir evde çayıma bir ilaç katarak beni uyuttular. Daha sonra Valilik ve Emniyet Müdürlüğü binalarının bulunduğu binanın önünde üzerime benzin döktüler ve kendimi yakmamı istediler. Bende ilacın etkisiyle çakmakla ateşledim. Alevler içerisinde Valilik binasının kapısından içeri girerken, polisler bana engel olarak suyla beni söndürdü. Hastanede tedavi altına alındıktan sonra örgütün üst düzey yöneticileri benim işimi yarım bıraktığımı söyleyip, kendimi hastanede tekrar yakmamı istedi. Bende karşı gelerek onları şikayet edince 4 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Her zaman yanımda olan örgütün avukatları ve diğer elamanları beni hiç arayıp sormadı, sürekli bana haber göndererek kendimi şehit etmemi istediler. Ama onlara karşı hep direndim ve direneceğim" şeklinde konuştu.
"ÖRGÜTLERİN AMACI TÜRKİYE'Yİ BÖLMEK, ASLINDA KÜRT AYRIMCILIĞI YOK"
Yamanlar semtinde annesi ve kardeşleriyle oturan Yusuf Poyraz, İzmir'de iki kişinin canlı bomba olacağını ve yakında eylem yapacağını söyledi. Örgütün liselere kadar girdiğini belirterek anne-babalara seslenen Poyraz, "Benimle canlı bomba olan bir bayan arkadaş daha var. Onu öğretmeni örgüte soktu. Buradan anne ve babalara sesleniyorum. Çocuklarınıza sahip çıkın, arkadaş ve öğretmenlerini iyi tanıyın. Çünkü örgüt artık liselerde gençlerin beynini yıkıyor ve örgüte kazandırıyor. Ben pişmanım, aile düzenim ve sağlığım bozuldu. Benim canım yandı ama başka gençlerin canı yanmasın. Benim şu anda vücudumun her tarafı yanık. Tuvalete bile zor gidiyorum. Gençler benim durumumu görsün, ders alsın. Diğer örgüt üyesi arkadaşlarımın gittiği yol yanlış, onlarında en kısa sürede örgütten çıkmasını isterim" dedi.
PKK'nın ve DHKP-C'nin Türkiye'yi bölmeye çalıştığını söyleyen Yusuf Poyraz, "Örgütlerin amacı Türkiye'yi bölmek ve Kürdistan devleti kurmak. Ama aslında ben Kürt ayrımcılığı olduğuna inanmıyorum. Ben her yerde Kürtçe konuşuyorum. Polisler bile sorgumda Kürtçe konuştu. Ben inanıyorum ki,Türkiye'de Kürtçe konuşmak ve Kürt olmak suç değil ve engelleyende yok" diye konuştu.