Amacımız ikisi arasındaki ilişkiyi güçlendirmek
Abone olAdalet Bakanı Sadullah Ergin, kitlesel medya ve yargı arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi projesine ilişkin, “Temel amaç, yargı ile medya ...
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, kitlesel medya ve yargı arasındaki
ilişkilerin geliştirilmesi projesine ilişkin, “Temel amaç, yargı
ile medya arasındaki ilişkiyi kurumsallaştırarak güçlendirmek”
dedi.
Adalet Bakanı Ergin, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen
“Kitlesel Medya ve Yargı Arasındaki İlişkilerin Geliştirilmesi” AB
eşleştirme projesi açılış toplantısına katıldı. Toplantıda
konuşmasına projenin temel hedef kitlesinin hem yargı, hem de basın
mensupları olduğunu belirterek başlayan Bakan Ergin, “Projemizin
temel amacı yargı ile medya arasındaki ilişkiyi kurumsallaştırarak
güçlendirmek ve böylece bir yandan medyanın yargı ile ilgili
konularda haber alma hakkını geliştirirken diğer yandan kamuoyunun
ilgi sahasına girmiş konular hakkında doğru bir şekilde
bilgilendirilmesini sağlamaktır. Proje kapsamında yapılacak
toplantıların, farklı ülkelere yapılacak çalışma ziyaretlerinin ve
eğitim faaliyetlerinin her iki hedef kitle için de yararlı olmasını
diliyorum” diye konuştu.
"MEDYA KİLİT BİR FONKSİYON"
Düşünce ve ifade hürriyetinin temini ve dolayısıyla demokratik bir
toplumun inşası sürecinde medyanın kilit bir fonksiyonu olduğunu
vurgulayan Ergin, konuşmasını şöyle devam etti:
“Toplumu bilgilendirme görevi bulunan ve demokratik denetim
işlevini ancak bu sayede kazanan medyanın temel misyonu, tam da bu
noktada ortaya çıkmaktadır. Yayınlarıyla toplumda kanaat oluşumuna
ve kamusal tartışmalara ön ayak olan medya kuruluşları, fikir
piyasası için uygun bir rekabet ortamı sağlar ve bu rekabet, tıpkı
ekonomide olduğu gibi düşüncenin ve kanaatlerin mübadele edildiği
fikir piyasasında kamunun yararı, yani “en iyi”nin kazanması için
bir imkân olur. Bilgi edinme kanallarının yeteri kadar
oluşturulamadığı, bireylerin bilgiye erişimlerinin garanti altına
alınamadığı toplumlarda, düşünce ve ifade özgürlüğü, parlak ama içi
boş bir şablon olarak kalmaya mahkûm gibidir” şeklinde konuştu.
Dördüncü kuvvet olarak demokrasiyi tamamlayan medya kuruluşlarının,
bilgilendirme görevini gereği gibi yerine getirebildiği ölçüde,
çoğulcu tartışma ortamlarının sağlanmasına hizmet ettiğini söyleyen
Ergin, “Medya kuruluşları, bu yolla siyaset ve bürokrasi üzerinde
bağımsız ve sivil bir denetimin oluşmasına ön ayak olmak kadar,
toplumsal taleplerin kamusal alana açılmasının sağlanması gibi
demokratik sistemin işleyişinde önemli görevler ifa etmektedir”
ifadelerini kullandı.
Ergin, gizlilik kültürünün egemen olduğu, kapalı ve hikmet-i
hükümete sığınan klasik yönetim anlayışının artık dünyada hükmünü
yitirdiğini belirterek, bunun yerini şeffaf ve katılıma açık yeni
bir yönetim modeline bıraktığını ifade etti.
Yeni model içinde özellikle medya kanallarının garantisi haline
geldiği bilgiye erişme özgürlüğünün, modern demokrasilerde
saydamlığın ve katılımcılığın, önemli ve zorunlu bir boyutunu
oluşturduğuna da değinen Ergin şunları kaydetti:
“Kamu yönetiminin demokratik denetimi bu sayede mümkün olmakta,
devletle birey arasında var olan eşitsiz ilişkiler de ancak
bilginin gücüyle bir denge bulmaktadır. Enformasyon ve
dezenformasyon, düşündürme ve kışkırtma, bilgi verme ve yönlendirme
iç içe geçebilmektedir. Konunun yargı ve adalet hizmetleri yönünden
özel bir önemi bulunduğuna kuşku yoktur. Ülkemizde yargı alanında
son yıllarda gerçekleştirilen reformlar, sağlanan yasal ve yapısal
dönüşüm, adalet hizmetlerindeki kalite ve standartları, varolanın
çok üstüne çıkarmıştır. Ülkemizin dört bir yanına inşa edilen
modern adalet hizmet binaları, bilgi teknolojilerinin adalet
hizmetlerindeki yüksek düzeyli kullanımı, mevzuat reformu, hâkim ve
Cumhuriyet savcısı ile yardımcı personel sayısında yaşanan hızlı
artış gelişme kaydedilen başlıklardan bazılarıdır.”
"ÖZDE ADALET KADAR GÖZDE ADALET"
Topluma güven veren bir adalet için, adına karar verilen milletle
sağlam iletişim köprülerinin kurulması gerektiğini ifade eden
Ergin, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bazı kararlarında da
vurgulandığı gibi “özde adalet kadar gözde adalet” de gerekir.
Adaletin varlığı yanında görünür ve algılanır olması hayati
değerdedir. Bu sebeple yargısal tasarruflar hakkında toplumun
bilgilendirilmesi ve elbette bu yolla kamu denetimine ve
eleştirisine açık olmak, önemsediğimiz bir aşamadır. Bu sayede bir
yandan kamuoyu, toplumun genelini ilgilendiren konular hakkında
bilgi sahibi olacak, diğer yandan ise söz konusu karar ve
uygulamalar ile ilgili yanlış anlamaların önü alınacaktır”
değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin pek çok kararında da
belirtildiği üzere, demokratik toplumlarda medyanın, kamu adına
gözlemcilik yapan bir kurum olduğunu hatırlatan Ergin,sözlerine
şöyle devam etti:
“Bu itibarla medya, demokratik toplumlarda sadece ifade
özgürlüğünün ortaya konuluş şekli değil, aynı zamanda bu özgürlüğün
korunması açısından güçlü bir enstrümandır. Burada amaç, hiçbir
şekilde basın mensuplarının yönlendirilmesi ya da kısıtlanması
değil, aksine bilgi alma yollarının kolaylaştırılması ve ifade
özgürlüğünün tam anlamıyla hayata geçirilmesidir. Diğer yandan özel
hayatın gizliliği ile kamunun bilgi alma hakkı arasındaki hassas
dengenin de korunması gerekmektedir. Yürütülmekte olan
soruşturmalarda gizliliğin sağlanması da üzerinde hassasiyetle
durulması gerekli konulardandır. Bu nedenle yargı muhabirlerinin
sorumlu davranması ve Cumhuriyet başsavcılıkları ile iletişim
içerisinde olmaları bu bağlamda hayati öneme sahiptir.
Unutulmamalıdır ki, yargı organları ve yargı mensupları da toplumun
bir parçasıdırlar ve toplumdan soyutlanamazlar. Medya ise içinde
bulunduğu toplumun adeta bir aynasıdır. Bu nedenle her iki kurum
arasındaki ilişki kaçınılmazdır.
Yapılması gereken bu ilişkiyi en yararlı ve olması gerektiği
şekilde kurmak ve sürdürebilmektir.
“Medya ve Yargı Arasındaki İlişkilerin Güçlendirilmesi” Projesi’nin
sözünü ettiğim bu ilişkinin ideal biçimde kurulması ve
geliştirilmesinde olumlu sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum. Bu
kapsamda yargısal faaliyetler konusunda medya mensuplarının, medya
ile ilişkiler konusunda yargı mensuplarının bilinçlendirilmesi
hedeflenmektedir.”
Bir gazetecinin İmralı’dan gelen yerinde diyalog müzakere talebi
olduğuna dair yeni gelişmeleri sorması üzerine Bakan Ergin,
“Süreçle ilgili çalışmalar devam ediyor. Buna ilişkin açıklama
yapılması gerektiği zaman yapılıyor. Pazartesi Başbakan’ın
takdimiyle yapacağımız yasa paketinin kamuoyuyla paylaşılmasından
sonra İnsan Hakları statüsünün nereye taşındığı konusunda önemli
bir yere evrilecek” cevabını verdi.
Konuşmaların ardından Bakan Ergin, programa katılan Hollanda,
Almanya Büyükelçilerinden oluşan heyetle birlikte, Ulucanlar
Cezaevi Müzesi’ni gezdi.
(İHA)