Alvarlı Efe'nin torunlarından Gülen'e şok
Abone olGülen medresede okurken, hocasını güvenlik güçlerine şikayet etti mi? Kardeşi Nakip Mazlumoğlu iddiayla ilgili suskunluğunu bozdu.
Başbakan Erdoğan'ın Erzurum mitinginde yaptığı
açıklamaları doğrulayan Sadi Mazlumoğlu'nun kardeşi Nakip
Mazlumoğlu, ağabeyinin Fethullah Gülen'in şikayeti üzerine
tutuklandığını açıklayıp o gün yaşananları
anlattı.
Sadi Mazlumoğlu'nun eşi Mükerrem Mazlumoğlu da Zaman'ın
kendisine dayanarak verdiği haberi sert bir dille
yalanladı.
Erzurumlu alim Alvarlı Efe Hazretlerinin torunlarından Nakip Mazlumoğlu, "Ağabeyime olan hadise, Fethullah efendinin o günkü tutumu onun gençliğine mi mal edilir yoksa zihniyetine mi kafa yapısına mı? 'Ne etmiş?' Gürcü Kapı Karakolu vardı. Şikayet etmiş. Demiş ki 'Hoca Atatürk'ün aleyhinde konuşuyor. Tabii polis gelip medreseden alıp götürmüştü" dedi.
KURŞUNLU MEDRESESİNİN ÜNLÜ HOCALARINDAN
BİRİSİYDİ
Mazlumoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 21 Mart
tarihinde Erzurum mitinginde yaptığı konuşmada gündeme getirdiği
olayla ilgili AA muhabirine açıklama yaptı. Mazlumoğlu, ağabeyi
Sadi Mazlumoğlu'nun Kurşunlu Medresesi'nde Fethullah Gülen ve eski
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz gibi isimlerin de
bulunduğu birçok isme hocalık yaptığını söyledi.
İÇİMİZ YANIYOR
Medreseye ilim seviyesine göre öğrenci alındığını vurgulayan
Mazlumoğlu, Gülen'in de burada 6-7 yıl eğitim aldığını
vurgulayarak, "O konuda bizim kimseye bir şeyimiz olmayacak ama
içimiz yanıyor. Diyoruz ki; 'Bu şeye niye alet oldu, niye olalım.
Memleketimizi vatanımızı sevelim. Milletimize zeval gelmesin ki
doğruyu bulalım. Doğrudan uzak kalmayalım ama maalesef bu zat böyle
bir şeye girdi. Sonu ne olur bilemiyorum" dedi.
BENDE HADİSENİN İÇİNDEYİM
Son günlerde basında ağabeyinin 40-50 yıl önce yaşadığı bir olayın
gündeme geldiğine dikkati çeken Mazlumoğlu, şöyle devam etti:
"Bu yarayı deşmek gibi bir şey mi olur? Yani bize bir fayda mı
zarar getirmek iyi düşünmek lazım. Ağabeyime olan hadise, Fethullah
efendinin o günkü tutumu onun gençliğine mi mal edilir yoksa
zihniyetine mi kafa yapısına mı? 'Ne etmiş?' Gürcü Kapı Karakolu
vardı. Şikayet etmiş. Demiş ki 'Hoca Atatürk'ün aleyhinde
konuşuyor. Tabii polis gelip medreseden alıp götürmüştü. O gün
orada jandarma olarak görev yapan Memduh efendi vardı. Hacı Salih
Efendi vardır Erzurum'lu onun oğlu. Onun yardımıyla karakoldan
çıktı. Hadise buydu. Bundan sonra kapandı gitti. Yani fazla üstüne
biz varmadık. Ama mesele bizi üzdü. Ben de hadisenin içindeydim.
Götürdüler karakola sonra bıraktılar. Üzüldük tabii. Niye bu
şekilde. Ben de şimdi diyorum o günkü zihniyet bu muydu yoksa
sonunda mı değişti bu zat ya. Böyle bir şeye girişti, geçici ben
öyle yorumladım ama değilmiş demek. Kafasında bu zihniyet varmış
görüşü, düşüncesi bu şekildeymiş ama dışarıya vurmamıştı şimdi
vurdu."
SEN SİYASET NİYE YAPIYORSUN, SENİN GÖREVİN
İRŞAT
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mazlumoğlu, aile olarak
devletle hep barışık olduklarını, sıkıntıları olmadığını ifade
ederek, şunları kaydetti:
"Bugünkü hadise büyük bir üzüntü büyük bir sıkıntı. 'Niye bu kadar
tepki? Niye bu kadar beğenmemezlik?' Memleketin aleyhine bir durum
zuhur ediyor, vatanın aleyhine bir durum zuhur ediyor, demokrasinin
aleyhine bir durum zuhur ediyor. 'Sandık varsa bu sokaklara
dökülmenin anlamı ne? Niye dökülüyoruz?' Bir genç ölüyor çocuk ölür
onun ölümüne de üzülürüz. Sokaklara dökülüp bağırıp çağırıyoruz.
'Niye sebep? Ne tepki gösteriyoruz.' Bunun altındaki bu şey başka
zihniyet. Tabii ki sade o çocuk değil. Maksat AK Parti'yi ortadan
kaldırmak, Erdoğan'ı ortadan kaldırmak. Erdoğan gider ona baki
değil. Götürmenin yolları vardır. Sandık var gel sandığa oyunu
kullan. Sonra Fethullah efendi, 'Sen siyaset niye yapıyorsun?' Ben
buna üzülüyorum. Senin görevin orada irşat. İrşat görevini yap.
Millete doğruyu göster. Yanlış varsa bu zatın da onu ikaz et.
Elbette ki bu da beşer. Yanlışları olabilir. Dershanelerin
kapanmasına tepkini anlıyoruz ama bu şekilde sokaklara dökülmeyi
anlayamıyoruz. O kadar yanlış. Çok büyük üzüntü içindeyim. Allah'a
dua ediyoruz ki 'Yarabbi bu ateşe bir su serp. Memleketimize zarar
zeval vermesin. Memlekete, devlete zarar verirse bize olur, yani
bizim aleyhimize olur, lehimize hiçbir şey olmaz. Allah ateşe bir
su serpsin tekrar ediyorum. İnşallah sonu hayrolur."
ÇÖZEMEDİK ANLAYAMADIM
Sadi Mazlumoğlu'nun eşi 80 yaşındaki eşi Mükerrem Mazlumoğlu Zaman'ın haberine sert tepki gösterdi. |
Mazlumoğlu, "Ağabeyim temiz bir insandı, yani kin tutmayan biri.
Fazla üstüne varmadı ama iş bu şekle varınca medreseden ayrıldı.
Erzurum'dan ayrılınca Fethullah efendi askere gitti. Sonra
Edirne'ye gitti. O günkü yapısı, tutumu böyle bugünkü bir şeyi
yoktu ama nereden böyle bu şekilde bir fikir ortaya attı onu da
çözemedik anlayamadım. Üzüldüm yani çok üzüldüm. Ailece üzüldük.
Severdik takdir ederdik ama şimdi maalesef bu davranışı bizi çok
üzmüştür" diye konuştu.
Olayın şahitleri arasında o günkü talebelerin bulunduğunu ifade
eden Mazlumoğlu, "Allah'a hamdolsun o zaatlar büyük hizmetler
ettiler ama sonu böyle olunca çok üzüldük çok yanlış. Memleket
bizim vatan bizim devlet bizim. Biz ailece olarak vatana millete
devlete İslam'a bağlı bir aileyiz" dedi.
BEN KİMSEYİ GÖRMEDİM, KİMSEYE BİR ŞEY
SÖYLEMEDİM
Bir gazetede çıkan haberin doğruyu yansıtmadığını anlatan
Mazlumoğlu, "Doğru değil verdikleri. Ben kimseyi görmedim, kimseye
bir şey söylemedim, söylemem de. Yok ortada bilmiyorum ki bir şey
söyleyeyim, yalan söyleyeyim. Ben söylesem yalan olur. Benim ki
yalan olur. Ben kimseyi görmedim. Geleni de görmedim" ifadelerini
kullandı.
Bu durumun hoşuna gitmediğini de belirten Mazlumoğlu, "Beğenmedim.
Bu lafları yazdıklarını beğenmedim, beğenemedim o lafları. 'Ne diye
yazıyorlar ki.' Bak yazan yalan söylemiş. Gördüm öyle dedi öyle
dedi. O yalan demiş, esas o yalanı kimse bilmiyorum ne bileyim kim.
Ben ne gördüm ne söyledim. Ben hastanedeydim zaten. Cuma günü
çıktım" şeklinde konuştu.
"İFTİRASI YALANI YULANI KATMASINLAR, HİÇ BENİM
SÖYLEDİĞİM BİR ŞEY YOK"
Sadi Mazlumoğlu'nun eşi 80 yaşındaki eşi Mükerrem Mazlumoğlu, bir
gazetede çıkan haberdeki röportajın kendisine ait olmadığını
belirterek, "İftirası, yalanı yulanı katmasınlar. Hiç benim
söylediğim bir şey yok" dedi.
Mazlumoğlu, 1 Mart 1996 yılında vefat eden eşinin 25 yıl Yalova'da
merkez vaizi olarak görev yaptığını, dedikoduya, siyasete hiçbir
zaman karışmadığını ifade ederek, "Hastalandı. 87 yılında emekli
oldu. Kalpten hastalık çekti, 4 yıl hastanede, İstanbul'da kaldık,
gittik geldik. Allah verdi Allah aldı. Şimdi işte ben de çekiyorum
o hastalığı" ifadelerini kullandı.
Kalp ameliyatı olduğunu, 21 Mart'ta hastaneden çıktığını,
Başbakanın Türkiye'nin Başbakanı olduğunu söyleyen Mazlumoğlu,
şöyle devam etti:
"Türkiye'yi idare ediyor. Ona da bir şey demiyorum. O da benim
evladım. Benim evladım olsaydı onun kadar evladım vardı, oğlum
kızım vardı. Fethullah hoca da evladımız zaten."
ERDOĞAN ERZURUM MİTİNGİNDE GÜNDEME GETİRMİŞTİ
Başbakan Erdoğan, partisinin Erzurum'da, Gar Meydanı'nda
düzenlediği mitingde konuyla ilgili şu açıklamaları yapmıştı:
"Bu Pesilvanya’daki zat gençliğinde, Erzurum’da bu çok önemli,
bilmeyebilirsiniz, öğrenmekte fayda var, Erzurum'da Alvarlı Efe
Hazretlerinin medresesine gidip geliyor, kendi yazdığı kitapta,
Alvarlı Efe'nin torunu olan Sadi Hoca'dan ders aldığını, Sadi
Hoca'nın tecrübesiz ve bilgisiz olduğunu aralarındaki anlaşmazlık
nedeniyle medreseden ayrıldığını söylüyor, bi taraftan Sadi
Hoca'dan ders aldığını söylüyor, diğer taraftan da bilgisiz
olduğunu söylüyor. Bir gazeteci hanım kardeşimiz, Alvarlı Efe
Hazretlerinin torunu, Nagip Efendi'ye ulaşıyor, işin aslını
soruyor. Nakip efendi, bu gazeteci kardeşimize meselenin,
aslını anlatmış ve bir gün medreseye jandarmalar geliyor. Sadi
efendinin kollarına, kelepçe takıyor. Gürcükapı’daki karakola
götürüyorlar. Erzurum ayağa kalkıyor. Halk Gürcükapı'daki karakolun
önüne yığılıyor. Erzurum'da adeta kıyamet kopuyor. Kısa süre sonra
hadise anlaşılıyor. Sadi Efendi'den şikayetçi olan genç,
Pensilvanya'daki zat, biliyor musunuz. Jandarmaya gitmiş, 'Sadi
Efendi Atatürk aleyhinde konuşuyor' diye şikayette bulunmuş ve bu
yalanla da Sadi Efendi'yi tutuklattırmış. Görüyorsunuz değil mi,
takiyyenin, yalanın, fitnenin ne zaman başladığını. Görüyorsunuz
değil mi?"
Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının ardından bazı gazetelerde Sadi
Hocaefendi’nin eşi Mükerrem Mazlumoğlu'nun olayı yalanladığı
yönünde iddialar öne sürülmüştü.