Altüst oluş çağı! Amin Maalouf :'Dünyanın battığına inanıyorum'
Abone olUygarlıkların Batışı kitabıyla gündeme oturan Lübnan asıllı ünlü yazar Amin Maalouf , Habertürk Yayın Koordinatörü Kürşad Oğuz'a konuştu. Amin Maalouf'un Trump'tan Çin'e, Türkiye'den Araplara önemli değerlendirmeleri var.
Bir çok prestijli ödülün sahibi olan ünlü yazar Amin Maalouf, son kitabı Uygarlıkların Batışı ile gündemde. Habertürk Yayın Koordinatörü Kürşad Oğuz, Amin Maalouf ile Paris'teki evinde çarpıcı bir söyleşiye imza attı. Ünlü yazara göre Trump ile birlikte dünya altüst oluş sürecine girdi.
'Dünyanın battığına inanıyorum' diyen Amin Maalouf dönemimizi şu sözlerle özetliyor:
-'Çok küstah, bütün krizleri sorunsuzca çözeceğini sanan ve gerçek bir kaptanı olmayan bir dünya bu'...
-Dünyanın battığına inanıyorum ama yeni bir dünya kaçınılmaz olarak doğacak. Biz ikisi arasındaki safhadayız şu an. Dünün dünyasının yok olduğunu görüyoruz, yarının dünyasının ne olacağına dair de fikirlerimiz var. Şu an bizim kuşağımızın yaşadığını bir ayrıcalık olarak da, bir lanet olarak da görebiliriz. Her halükârda iki dünya arasında kalmış bir kuşağız. Yarının dünyasının bugün hayal ettiğimizden çok farklı olacağına inancım yüksek.
İki dünya arasındayız
-Bugün yaşanan krizlerin en önemli sebebi, kimsenin ahlâki saygınlığının kalmaması. Ne yönetenlerin, ne söylemlerin, ne de kurumların. Bu yüzden iki dünya arasındayız diyorum: Dünün dünyasında saygınlığı olan ne varsa kaybolmak üzere; geleceğin dünyası için de bunların muadili yok. Yerlerine başka şeyler koymak zorundayız.
Bugüne kadar süren sistem artık halkların beklentilerini karşılamıyor ve yeni bir şey talebini çoktan doğurdu. Bu tabii aynı zamanda bir demokrasi krizi olduğunu da gösteriyor.
Petrol Araplara felaket getirdi
-Bugün petrolün Arap ülkelerinde neye yol açtığına dair bir bilanço çıkarsak, bunun bir felaket olduğunu söyleyebiliriz. Birdenbire çok büyük paralara sahip olan toplumlar -ki özellikle bu para gerçek bir üretimin meyvesi değilse, bozguna uğrarlar.
TRUMP İLE ALTÜST OLUŞ DÖNEMİ
ABD Başkanı. Alışık olmadığımız davranışlar sergileyen bir kişilik. Uyguladığı politikaların bir sonucu olacak. Mesela askeri güç kullanmak istemediğini söylüyor ki evet, çok seyrek kullanıyor. Bazı bölgelerden çekileceğini söylüyor. (...) Açıkçası bir altüst oluş anındayız. Bugüne kadar dünyanın her yerinde duran bir süper güç, küresel ölçekte davranış şeklini değiştiriyor. Başka güçler ortaya çıkıyor ve kaçınılmaz olarak daha önemli roller oynuyorlar.
Çin önemli askeri güç olacak
-Çin’in Afrika’dan Latin Amerika’ya, Asya’ya kadar müdahale etmek için ekonomik kapasitesi var ve henüz bu gücünü tam kullanmadı. Dünyadaki siyasi rolü de artıyor, askeri gücü şimdilik kısıtlı ama o da artacak. Bir süre sonra en önemli askeri güç haline gelebilir.
Türkiye'nin Rusya'yla yakınlaşması
-İki kutuplu dünya varken ülkelerin kendilerini ya Rusya ya da ABD/Batı yanında konumlandırmaları gerekiyordu. Bugün dünya çok farklı. Bazı ülkeler Çin veya Rusya’yla ilişki kurduklarında Amerikalılar, “Ne yapıyorsunuz, siz bizim müttefikimizsiniz” diyebilir. Ama bunun artık hiç anlamı yok. Kaçınılmaz olarak bugün her ülkenin farklı güçlerle ilişkisi var. Ve bu stratejik ittifak duygusundan ziyade ekonomik ve askeri menfaatlere göre şekilleniyor. Bugün herhangi bir ülkenin belli bir ittifaka tamamen bağlı kalması zor. Bütün ülkeler, liderleri kim olursa olsun, ana güçlerle iyi geçinmeye çalışacaktır, özellikle de bu ülkelerle sınırları varsa. Herkes Çin, Rusya, ABD, Avrupa ile ilişki kurabilir.