Altur Turizm kimin sahibi Abdurrahim Albayrak kimdir
Abone olAltur Turizm şirketinin sahibi Abdurrahim Albayrak kimdir? Altur'un sahibi Abdurrahim Albayrak'ın başka hangi şirketleri var? Galatasaray'ın As Başkanlığını da yapan Abdurrahim Albayrak'ın hayat hikayesi her genç işadamlarına örnek olacak cinsten. İşte 3. Havalimanı ulaşım ihalesinde teklif veren Altur'un sahibi Abdurrahim Albayrak hakkındaki bilinmeyenler...
ALTUR Turizm'in sahibi Abdurrahim Albayrak aslında kamuoyu tarafından yakından bilinen bir isim. Galatasaray'ın yıllarca yönetiminde bulunan Albayrak, maç müsabakalarını izlerken yaşadığı heyecan ve gol sırasındaki sevinciyle de biliniyor. 3. Havalimanı'nın ulaşım ihalesinde teklif veren şirketler arasında ön plana çıkan Altur Turizm'in sahibi Abdurrahim Albayrak'ın dikkat çeken bir hayat hikayesi var. İş hayatına babasının dükkanında başlayan Albayrak, kamyonculuktan, minibüsçülüğe kadar birçok iş yapmış.
İŞE BİR MİNİBÜSLE BAŞLADI
Bugün 8 bin araçlık filosuyla 100 bin çalışana personel taşıma hizmeti veren Altur'un patronu Abdurrahim Albayrak, çocukluğundan beri çalışmış, para kazanmak için yapmadığı iş kalmamış. Kendi deyimiyle para kazanma hırsı onun geninde var.
DÜKKANDA SATIŞ YAPIP BRİKET KESTİ
Abdurrahim Albayrak, 1954 yılında Rize'de doğdu. On yaşından itibaren hem okula gitti hem de okul çıkışı ve tatil günlerinde babasının bakkal dükkanında satış yapıp, briket atölyesinde briket kesti. Aynı zamanda simit ve kestane sattı. 1968 yılında babası Almanya'ya gidince, "bak babası Almanyaya gitti kendisi akşama kadar top oynuyor, akşama kadar kahvehanelerde oturuyor" demesinler diye daha çok çalıştı. Evlerinin önündeki dereden çakıl çıkartıp, sepetle sırtında taşıdı, bunlarla tekrar briket ve künk kesti.
KAMYONLARLA ÇAKIL TAŞIDI
15 yaşına geldiğinde kendi kamyonlarıyla Rize merkeze kum ve çakıl götürmeye başladı. Babası Almanya'dan Türkiye'ye dönünce oğlunun yaptıklarına inanamayıp hayretler içinde kalmış. Abdurrahim Albayrak o günü şöyle anlatıyor: "Atölyemizin bahçesinde 15 bine yakın briketin istif halinde hazır olduğunu görünce çok duygulanarak beni iki yanağımdan öptüğü anı hiç unutmayacağım. O hırs ve azimle babam atölyeyi çok iyi paraya satıp, beni Almanya'ya işçi olarak götürebilmek için mahkeme kararıyla yaşımı büyüttü."
MUZU, ÇOKOLATAYI BİLMİYORDUM
Babasıyla Almanya'nın Frankfurt şehrine giden Albayrak, şehre varınca yaşadığı şaşkınlığı şöyle anlatıyor: "Muzu tanımıyor çikolatayı bilmiyordum. Hele hele hayatımda alafranga tuvalet görmemiştim, hatta defalarca babama tuvaleti sormama rağmen içeri gidip tuvalet göremediğimde sıkıla sıkıla babama tekrar sordum; o ilk gün çok zor anlar yaşamıştım."
ALMANYA'DA DEMİR İŞÇİSİ OLARAK BAŞLADI
Abdurrahim Albayrak, Almanya'da inşaatlarda demir işçisi olarak çalışmaya başlamış, paydostan sonra her akşam 2 saat mesai yapıp inşaatın el arabası, kürek vb. aletlerinin temizliğini yapıyor, daha sonra barakaya giderek babasına taze fasulye, kuru fasulye, pilav gibi yemekler hazırlıyor, babasıyla kendinin çamaşırlarını yıkayıp kurutuyordu. Cumartesi pazar günleri ise evlere gidip bahçe düzenlemesi, badana gibi işler yapıyor ve bunun karşılığında peşin para alıyordu. Ay sonunda babasından çok para kazanıp parasını bankaya yatırıyordu.
ASKERDE DE BOŞ DURMADI
Uzun zaman sonra Türkiye'ye dönmek isteyince babası karşı çıkmış, ama o ısrarla Türkiye'de de bu şekilde çalışarak çok para kazanacağını söyleyerek Türkiye'nin yolunu tutmuş. Dönünce Almanya'da biriktirdiği parasıyla İstanbul Habibler'de bir arsa satın almış. Vatani görevini tamamlamak için askere giden Albayrak, askerde de boş durmamış. Askerlerin ayakkabılarını boyayıp para kazanmış.
İSTANBUL'DA MİNİBÜSÇÜLÜK
Askerden sonra, baba ocağına dönüp bir minibüs satın alan Abdurrahim Albayrak, taşı toprağı altın diyerek İstanbul'un yolunu tutmuş. Edirnekapı, Beşyüzevler, Sultançiftliği, Habibler, Kayabaşı ve Şamlar hattında çalışmaya başlamış. Sabah 6'da kalkıp gece 12'ye kadar çalışıp 1.000 lira kazanmadan yatmamayı kendine şart koymuş. Bu parayı ertesi gün bankaya yatırıyor ve 30 günde 30.000 lira biriktiriyormuş. 13 ay sonra babası Almanya'dan izne gelip de banka cüzdanını görünce şaşkınlığını gizleyememiş ve ertesi gün borçsuz bir minibüs satın almışlar. 8 ay sonra üçüncü minibüslerini satın almışlar. Albayrak, "Allah yürü ya kulum demişti. İyi para kazanıyorduk, işlerimiz iyiydi, mutluyduk" diyor.
1977 yılında Altur'u kuran Albayrak, "Hedefim, taşımacılık filosu kurmak ve sürekli yeniliklere adapte olarak kendimi ve firmamı geliştirmekti. Para kazanma azmi bir insanın geninde olur bu da benim genimde vardır. Allah herkese nasip etsin" diyor.