Altın çağın senaristi

Abone ol

Türk sinemasının altın çağı olarak bilinen, üretimin en yoğun olduğu 1950'lerden 80'lere uzanan dönemin senaristiyri o..

Belki de bir dünya rekortmeni, dizilerle birlikte yazdıkları senaryoların toplamı 1000'i buluyor... Hemen hemen her televizyon kanalında günde ortalama 4 defa dönüyor filmleri. İçimize işliyor, hepimizde bir parça Bülent Oran birikiyor. Hayatımıza bu kadar çok girip, yazdığı repliklerle, öykülerle duygu ve düşüncelerimizin şekillenmesini kendi isteği dışında da olsa etkilemekle ayrıcalıklı bir kimlik oluyor Bülent Oran... Yazdıklarını yaşadı Bülent Oran, Bakırköy'de yalıda yaşayan zengin bir aile çocuğu iken işçi bir kıza vurulur. Her Türk filmindeki klişe sahneyi ilkin hayatında yaşar. Ailesi "n'ayır n'olamaz, bir işçi kızla evlenemezsin" der. Genç Bülent kapıyı çarpar ve çıkar. Hayat serüveni başlar. Gerçek bir gecekonduda, sevdiği kızla evlenerek yaşamaya başlar. Sümerbank bez fabrikasında işçi olarak çalışır. Değişik işlere girer çıkar bir yandan da tahsilini sürdürür. Hukuk, sanat tarihi derken işçi olarak çalıştığı dergide mizah yazarı olarak kariyer yapar ve sinemaya girer. Bülent Oran sinemaya bir jön olarak başlar. İnanılmaz bir hayal gücü ve mizah yeteneği olan Oran, kalemi eline alıp yazmaya başlayınca, jönlükten vazgeçip senaryoculuğa intikal eder. Ama ara sıra perdenin önünde de durur. Unutulmaz senaryolar 1970'lerden sonra karakter rolleri oynayan Oran, "Üç İstanbul", "Parmak Damgası", "Hacı Arif Bey" "Mualla" gibi dizilere imza atar. 1980'de Ayşe Şasa ile evlenir. Halen Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinde Öğretim Görevlisi olarak çalışan Bülent Oran, "Pabuçlar", "Kapatma", "Üç Bacaklı Kedi" ve "Cemil" adlı dört öykü kitabı da kaleme alır. "Ankara Ekspresi", "Arım Balım Peteğim", "İngiliz Kemal" gibi unutulmaz filmlerin senaryosunu yazar.

Günün Önemli Haberleri