Altı petrol üstü mayın dolu
Abone olBir dönem mayınlı arazileri protesto için kaçakçılarla birlikte sınırı geçmişti. İşte o gazeteciden ilginç açıklalamar geldi.
1950'lerde kaçakçılarla birlikte mayınlı arazilerden
Suriye'ye geçen gazeteci-yazar Lütfü Akdoğan, "Cizre'den
İskenderun'a kadar o bölgede petrol var” dedi.
1950'li yıllarda çalıştığı Yeni Sabah Gazetesi adına, bölgeye mayın
döşenmesine tepki göstermek ve arazilerin ticaretle
değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekmek için mayınlı
arazilerden Suriye'ye geçen gazeteci-yazar Lütfü Akdoğan, "Mayınlı
bölgede petrol var" iddiasında bulundu.
YILDA 50 MİLYAR DOLARLIK GELİR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos Zirvesi öncesi Suriye'nin
başkenti Şam'a gittiğini ve bu ülkeyle petrol arama protokolü
imzaladığını belirten Akdoğan, mayınlı alanda petrol olduğunu,
bölgede hem tarım hem de petrol arama çalışmalarının birlikte
yürütülebileceğini söyledi. "İddia edi-yorum; Cizre'den
İskenderun'a kadar o bölgede petrol var" diyen Akdoğan, "Davos
Zirvesi öncesi Başbakan Erdoğan Şam'a gitti. Şam'da müşterek petrol
antlaşması protokolü yapıldı. Ancak Amerika'nın müdahalesi yüzünden
bu protokol yürümüyor. Amerika'nın Suriye'ye karşı bir ambargosu
var. Amerika mayınlı bölgenin açılmasını zaten istemiyor. Suriye
sınırında petrol aramak için kimseden çekinmeyelim. GAP'ın suyu ve
tarımıyla birlikte o bölgeden tarımda yılda en az 50 milyar dolar
gelir alınır" şeklinde konuştu.
BÖLGEDEKİ RÜŞVETİ BELGELEDİM
1950'li yıllarda çalıştığı gazete adına haber yapmak için
kaçakçılarla birlikte Halep'e gittiğini vurgulayan Lütfü Akdoğan,
"Mayınlı bölgeden geçtim. Her iki tarafta dönen rüşvet hattını
fotoğraflarla yayımladık. 30 mayın patlattık. Geçişimiz sırasında
ise 20 hayvan telef oldu" şeklinde konuştu.
GÖRÜNCE VURUN EMRİ
Akdoğan, o dönemde H.A. adındaki bir korgeneralin haber ve
fotoğrafların yayımlanmasının ardından kendisi için "görüldüğü
yerde vurulsun" emri çıkarttığını ileri sürerek şunları söyledi:
"Röportaj ve fotoğraflar ile İstanbul'a geldim. Haber çıkınca o,
ben ordayım sanıp 'görüldüğü yerde vurulsun' emri çıkarttı.
Hakkımda açılan dava ise 3-4 yıl sürdü.” (Murat Palavar/Yeni
Şafak)