Altaylı'nın bu fıkrası çok tartışılır
Abone olFatih Altaylı, "danışman gazetecilere" karşı çıkıyor. Altaylı, köşe yazarlarının meslek dışı para kazanmasını ahlaki bulmadı.
"Danışman olmak" Fatih Altaylı'ya göre yanlış... Altaylı,
danışman yazarlığı pek de ahlaki bulmuyor. Hatta bu konuda bir
fıkrası bile var... Hem de ne fıkra...
Yazı : Fatih Altaylı
Kaynak : www.hurriyetim.com.tr
GEÇMİŞTE bu köşede ‘danışman gazetecilere hayır’ diyen birçok yazım çıktı. Çünkü bana göre bir köşe yazarının, gazetecilikle ilgisi olmayan başka işlerden para kazanması, hele hele diğer işlerinden elde ettiği gelirin gazetecilikten elde ettiği gelirden fazla olması, meslek açısından kabul edilebilir bir durum değildi. Üstelik de köşe yazarlığının etkinliği, diğer taraflarda kullanılabilir, kullanılmasa bile yanlış anlamalara, dedikodulara neden olabilirdi.
Bu yüzden defalarca danışman gazetecilere ve yazarlara ‘hayır’ dedim.
Elbette ki, uzman kişiler kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili olarak düzenli olmayan yazılar yazabilirlerdi; ama yaptıkları diğer işlerin açık biçimde okurla paylaşılması şartıyla.
Önceki gün Faruk Süren’in anlattığı, danışmanlarla ilgili bir fıkrayı bu vesileyle aktarmak isterim.
Çiftlikte koçlar meraya yayılmış otluyorlar. O sırada çiftlik sahibi, koyunları da meranın diğer tarafına getiriyor. Koçlar hemen koyunların yanına gidip biraz keyif yapmak istiyorlar. Ancak iki merayı dikenli bir tel ayırıyor. Koçlar telin üzerinden atlayarak koyunların yanına gitmeyi kararlaştırıyorlar. Koçların hepsi tellerin üzerinden atlayarak koyunların yanına ulaşıyor. Ancak içlerinden biri kederli.
‘Ne oldu, koyunlara kavuştuk sen pek kederlisin’ diye soruyorlar.
Kederli koç, ‘Dikenli tellerin üzerinden atlarken alt tarafı tellere taktım. Artık koyunlarla bir şey yapacak durumum yok’ diyor.
Yaşlı koç teselli ediyor: ‘Üzüldüğün şeye bak. Sen de artık danışman olursun.’
Yazı : Fatih Altaylı
Kaynak : www.hurriyetim.com.tr
GEÇMİŞTE bu köşede ‘danışman gazetecilere hayır’ diyen birçok yazım çıktı. Çünkü bana göre bir köşe yazarının, gazetecilikle ilgisi olmayan başka işlerden para kazanması, hele hele diğer işlerinden elde ettiği gelirin gazetecilikten elde ettiği gelirden fazla olması, meslek açısından kabul edilebilir bir durum değildi. Üstelik de köşe yazarlığının etkinliği, diğer taraflarda kullanılabilir, kullanılmasa bile yanlış anlamalara, dedikodulara neden olabilirdi.
Bu yüzden defalarca danışman gazetecilere ve yazarlara ‘hayır’ dedim.
Elbette ki, uzman kişiler kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili olarak düzenli olmayan yazılar yazabilirlerdi; ama yaptıkları diğer işlerin açık biçimde okurla paylaşılması şartıyla.
Önceki gün Faruk Süren’in anlattığı, danışmanlarla ilgili bir fıkrayı bu vesileyle aktarmak isterim.
Çiftlikte koçlar meraya yayılmış otluyorlar. O sırada çiftlik sahibi, koyunları da meranın diğer tarafına getiriyor. Koçlar hemen koyunların yanına gidip biraz keyif yapmak istiyorlar. Ancak iki merayı dikenli bir tel ayırıyor. Koçlar telin üzerinden atlayarak koyunların yanına gitmeyi kararlaştırıyorlar. Koçların hepsi tellerin üzerinden atlayarak koyunların yanına ulaşıyor. Ancak içlerinden biri kederli.
‘Ne oldu, koyunlara kavuştuk sen pek kederlisin’ diye soruyorlar.
Kederli koç, ‘Dikenli tellerin üzerinden atlarken alt tarafı tellere taktım. Artık koyunlarla bir şey yapacak durumum yok’ diyor.
Yaşlı koç teselli ediyor: ‘Üzüldüğün şeye bak. Sen de artık danışman olursun.’