Altaylı'dan hediyeler için ağır yazı
Abone olAfyonkarahisar Valisi Balkanlıoğlu ile Genelkurmay Başkanı Org. Özel'in hediyeleşmesi tartışılmaya devam ediyor.
Şehitlerin acısı sürerken vali ve komutanın hediye jestine, en
sert tepki Fatih Altaylı'dan geldi. Altaylı yazısında Özel ve
vali için "Onlara emanet 25 evlat boku bokuna
ölmüş. Onlar hediye alışverişinde" ifadelerini
kullandı.
NE HEDİYE EDİLMİŞTİ?
Vali İrfan Balkanlıoğlu kendisini ziyaret eden Özel'e Afyon
mermerinden yapılmış bir satranç takımı, el dokuması Bayat kilimi
ve üzerinde Kurtuluş Savaşının simgelerinden olan Utku Anıtı
figürünü vermesi ve Özel'in de plaket takdim etmesi çok
konuşuldu.
İşte bu manzara köşe yazarlarının da gündemindeydi. Habertürk Genel
Yayın yönetmeni Fatih Altaylı da, kızdıran görüntüyü yazdı.
"Al bu kilimi... Sen de al bu plaketi..." başlıklı
yazısında Altaylı, neden AB üyesi olamadığımızın sorusuna
yanıt verdi. İşte o yazı:
"AFYON KAYMAĞI VERSEYDİ ŞAHANE OLURDU"
(...)BEN "Asabım bozuk" diyorum ama adamlara yetmiyor.
"Asap bozukluğu yetmez, delir" diyorlar.
Sonunda delireceğim.
Hatta hep beraber delireceğiz.
Bu kadar utanmazlık, bu kadar aymazlık, bu kadar vurdumduymazlık,
bu kadar...
Tövbe tövbe...
25 evladımız ölmüş.
Öldürülmüş.
Hepsi adam.
Analarının, babalarının gözbebeği.
Gece yarısı kamyon farıyla cephane taşıtmışlar çocuklara.
Öldürmüşler besbelli.
Ve besbelli ki, henüz ölmemiş olanlar şansa yaşıyor.
Genelkurmay Başkanı, 25 evladımızı öldürdükleri yere gidiyor
ziyarete.
Kendisini vali ağırlıyor.
Vali dediğimiz de, olayın olduğu gece televizyona çıkıp
"Yok önemli bir şey. 9 yaralı var" diyen vali.
Genelkurmay Başkanı, valiye plaket veriyor.
Niyeyse.
Vali de Genelkurmay Başkanı'na kilim.
"Sayın Genelkurmay Başkanım, vallahi şahane patlattınız
cephaneliği. Bir eğlendik, biı mutlu olduk" diyor
sanki.
Genelkurmay Başkanı da "İlk gece şahaneydin valim. 9 yaralı
diyerek bizi çok sevindirdin".
Onlara emanet 25 evlat boku bokuna ölmüş.
Onlar hediye alışverişinde.
"Al bu plaketi" diyor Genelkurmay Başkanı
olan.
Vali de "Al bu kilimi" diyor.
Bir de Afyon kaymağı verseydi şahane olurdu. Hem de duble kaymaklı
olurdu. Aklına gelmemiş valinin herhalde.
Ne yapacaklarını söylemek geçiyor içimden ama söylemeyeyim, siz
anlayın.
Sonra bir bakan çıkıyor diyor ki: "Hindistan'da ve
Pakistan'da da bunlar oldu."
Doğru oldu.
Suimisali mi emsal alacağız?
Oralarda öküze de tapıyorlar.
Öküze de tapalım mı mesela!
Bakan Bey'e hatırlatmak isterim, başka örnekler de var.
Kıbrıs Rum Kesimi mesela.
Beğenmediğimiz, küçümsediğimiz, "Kesim" diye
kestirip attığımız Kıbrıs Rum Kesimi.
Pakistan'ı, Hindistan'ı bilmem ama birkaç sene önce orada da
cephanelik patladı.
2009'da. 11 Temmuz günü.
Orada ne yapıldığını hatırlıyor mu gözümüze Hindistan'ı sokan
bakan.
Hatırlamaz, çünkü işine gelmez.
Ben söyleyeyim ne yapıldığını.
Kıbrıs Rum Kesimi'nde cephanelik patlayıp 12 kişi ölünce, bizde
Genelkurmay Başkanı yerine geçen Rum Milli Muhafız Ordusu Komutanı
Petros Çalikidis ve Savunma Bakanı Kostas Papakostas hemen istifa
ettiler.
Dışişleri Bakanı da bir süre sonra.
O örnek örnek değil de Pakistan ve Hindistan mı örnek!
Sonra soruyoruz kendimize, "Biz niye AB üyesi değiliz de
Kıbrıs Rum Kesimi AB üyesi?" diye.
Anladınız mı neden? AB üyeliği için gelişmişlik kriteri var. Biz bu
gelişmişliği yıllardır ekonomide, ihracatta, sanayide, duble yolda,
köprüde aradık. Ama AB'nin gelişmişliği başka yerde. Cepte,
cüzdanda değil. Omuzların üzerinde. Kafada.
Kilimde, plakette hiç değil.
AHMET ALTAN ORDUNUN YANLIŞLARINI YAZDI.
AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
Cephanelikte ihmal iddialarının hedefindeki TSK'ya bir eleştiri de
Ahmet Altan'dan geldi. Taraf'ın tepesindeki isim
bugünkü Genelkurmay'ın yanlışlarını sıraladı. İşte o
yazıdan bir bölüm:
İYİ ASKER OLMAK İÇİN
(...)Afyon’da cephanelik bir gece esrarengiz bir şekilde
infilak etti, 25 asker öldü.
Cephanelik sayımında hiçbir kurala uyulmadığı
anlaşıldı.
Orayı denetlemeye giden Genelkurmay
Başkanı, “Hiçbir şey söylemeyeceğim, her şey
ortada” dedi.
Bizim görebildiğimiz, ortada yirmi beş çocuğun kavrulmuş
cenazesinden başka bir şey yok.
Cephaneliğin niye infilak ettiğini hâlâ kimse
bilmiyor.
Ama şimdi ordu yönetimi “AKP’nin koruması
altında olduğu” için ciddi bir medya eleştirisi
de duyulmuyor.
Daha önceleri “ordunun mutlaka baştan
ayağa yeniden yapılandırılması
gerektiğini” söyleyenler şimdi sustular.
Ordunun gerçek bir ordu olması değil, AKP’nin
iktidarını kabul etmesi yetti onlara.
Hâlbuki ordunun mutlaka yeniden yapılandırılması gerektiği gerçeği
apaçık duruyor ortada.
Orduyu arkasına saklandığı sır perdesinin önüne çıkartacak hiçbir
önlem almadıkları gibi, siyasi iktidar Meclis’ten geçirdiği
yasalarla orduyu daha kalın perdelerin arkasına sakladı.
Meclis tarafından denetlenmeyen, yaptığı hataların bedelini
ödemeyen, halkına hesap vermeyen bir ordu çürür, orduyu diri
tutacak olan sürekli gözetim altında olduğunu bilmesidir.
Siyasi konjonktüre göre bazen vahşi
bir “laikçiliği”, bazen de “ben
oruçluyum” diye bağıran dindarlığı gösterişçi bir
şekilde ortaya sermek, iyi asker olmaya yetmiyor.
İyi asker olmak için önce disiplinli olmak gerekiyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma bombaları cephaneliklerde infilak
ettirip çocukları öldürmemek gerekiyor.
Beytüşşebap’ta kasabanın tek köprüsünü bomboş bırakmadan gerektiği
gibi koruyup, on askerini baskında kaybetmemek gerekiyor.
Kendi dağına bayrak asmakla övünmemek gerekiyor.
Uludere katliamından sonra Genelkurmay
Başkanı’na “teşekkür etmeyen” bir
başbakan, Afyon’da cephanelik patladıktan sonra valilikte hediye
kabul töreni yapmayan Genelkurmay Başkanı gerekiyor.
Ortadoğu’nun karmakarışık olduğu ve daha da karışması ihtimalinin
büyüdüğü günümüzde Türkiye’yi savaştan koruyacak olan en büyük
etkenlerden biri aslında “ordusunun
caydırıcılığıdır”, saldırmayı aklından
geçirenleri “o orduyla savaşa girmek iyi fikir
değil” dedirtecek bir ordu gerekir.
Ama öyle bir ordu yok.
Düşmana ihtiyaç duymadan kendi cephaneliğini patlatan ve gerçekleri
saklayan bir ordu var.
Bunu düzeltmeyi isteyen kimse de yok artık.
Generaller oruç tutuyor ya, bu yetiyor bizim siyasetçilere.
EMRE AKÖZ'E GÖRE ÖZEL NEDEN YILIN EN
BAŞARISIZ BÜROKRATI? AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
Sabah yazarı Emre Aköz de bugünkü Özel'i eleştiri yağmuruna tuttu.
Yılın en başarısız bürokratı ilan ettiği yazısında yazar,
gerekçelerini de 4 maddede sıraladı.
(...)1)
Uludere'de, PKK militanı
sanılan 34 köylü, uçaklarca
bombalanarak imha edildi...
Bu hatanın sorumlusunu bulmak, aslında saatlerle ölçülecek
bir işti... Ancak Necdet Özel sorumluları ortaya çıkarmamayı tercih
etti... Onun yerine olayı bürokratik süreçlere teslim ederek,
küllenmesini bekledi...
2) Suriye civarında bir askeri çağımız
düştü. Bu konuda yapılan açıklamalarda hep bir tuhaflık vardı.
Neticede 22 Haziran'dan bu yana iki buçuk ay geçti, kamuoyu uçağın
tam olarak nerede ve nasıl düştüğünü, vurulduysa neyle vurulduğunu
öğrenemedi.
3) Dile kolay: Afyon'daki patlamada 25
asker şehit oldu. Sabotaj değilse bile ağır
ihmal olduğu belli.
4) Tabii bir de PKK saldırıları var...
Militanlar düpedüz askeri birimlere saldırıyor.
Kasabaları ele geçirmeye kalkışıyorlar. Birçok militan
öldürülüyor ama TSK de,
şehit ve yaralı olarak çok zayiat veriyor. Millet burnundan solur
hale geldi.
Eğer bu olaylar bir Batı demokrasisinde meydana gelseydi, GK
Başkanı çoktan görevden alınırdı. Bırakın diğerlerini, sadece
Uludere yeterdi kurumsal
sorumluOrg.Özel'in evine gönderilmesi
için...
Ancak Başbakan Erdoğan'ın,
halk arasında, "Ben adamımı
yedirmem" diye ifade edilen bir huyu var:
Özel'i, (CB Gül ile
birlikte) kendi göreve getirdiği için, hatalara göz
yumuyor.
Kökeni çocukluğuna uzanan bu
tavrını, 1990'larda pekiştirdiğini sanıyorum.
O dönemde, bilhassa Aydın Doğan medyası ile Kemalist bürokrasinin
el ele vererek adam yemesini Erdoğan yaşayarak gördü.
Şimdi atamasını yaptığı bir kişi eleştirildiğinde, hatta
düpedüz çuvalladığında, değil görevden almak, koruma kalkanını
iyice güçlendiriyor.
AFYON VALİLİLİĞİ ZİYARETLE İLGİLİ ŞU
AÇIKLAMAYI YAPMIŞTI? AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
"Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, mühimmat deposundaki
patlamayla ilgili incelemelerde bulunmak üzere Afyonkarahisar'a
geldi.
Afyonkarahisar’a askeri uçakla inen Orgeneral Özel, Vali İrfan
Balkanlıoğlu, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Jandarma Komutanı
J.Kd. Albay Okçin Akşit ve Emniyet Müdürü İsmail Türkmenli
tarafından karşılandı.
05 Eylül 2012 tarihinde Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığına bağlı Afyonkarahisar Mühimmat Depo Komutanlığında meydana gelen patlama ve 25 askeri personelin Şehit olması olayının meydana geldiği olay yerinde incelemelerde bulunan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası'nda yaklaşık 2 saat incelemelerde bulundu.
Orgeneral Özel, incelemenin ardından Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu’nu makamında ziyaret etti.
Makam girişinde Valilik Şeref defterini imzalayan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Vali İrfan Balkanlıoğlu’nu ziyaretinin anısına Genel Kurmay Başkanlığının bir plaketini takdim etti.
Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanı Korgeneral Adem Huduti, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Mühimmat Depo Komutanı Tuğgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Şafak Karakoç’un da hazır bulunduğu ziyarette, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, elim olay sonucu hayatını kaybeden Askeri Personellerin ailelerine, yakınlarına, silah arkadaşlarına ve tüm Türk Milletine başsağlığı ve sabırlar temennisinde bulundu. Olayda yaralanan askeri ve sivillerede acil şifalar dileyen Orgeneral Özel, Vali Balkanlıoğlu’ndan çalışmalar hakkında bilgiler aldı.
Karşılıklı bilgi alış verişinin yapıldığı ziyarette Vali Balkanlıoğlu, Afyonkarahisar hakkında bilgiler verdiği Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e ziyaretinin anısına Afyon mermerinden yapılmış bir satranç takımı, el dokuması Bayat kilimi ve üzerinde Kurtuluş Savaşının simgelerinden olan Utku Anıtı figürünün bulunduğu plaket takdim etti."