Altaylı, Van Gölü canavarı oldu

Serdar Turgut, dedi. Turgut, Fatih Altaylı'nın kara listeye alınmasını değerlendirdi. Turgut, Altaylı'yı Van Gölü canavarı olarak görüyor...

Yazı: Serdar Turgut
Kaynak:

Yıllardır özlediğim Van Canavarı dün yine ortaya çıktı. Bu benim gibi, Van Canavarı fanatikleri açısından özellikle mutluluk veren bir haberdi ve ben mutluluğumu yazı işlerindeki arkadaşlarla paylaştım. Ama onlar heyecanıma katılmadılar ve hatta beni tamamen alakasız, çeşitli konularda protesto ettiler. Bu Van Canavarı'nı ben ilk kez çok uzun yılar önce Hürriyet gazetesinin sürmanşetine çizilmiş olan temsili resimde gördüm. Bu resim benim Hürriyet'ten ilk istifama yol açan gelişmeleri başlattı. (Şimdi düşünüyorum da benim hayatım da Hürriyet'ten çeşitli istifalarla geçip gitmiş, ben Hürriyet gazetesinden istifa etme rekorunu elimde tutuyorum) Sonra yıllar boyunca Van Canavarı ortadan kayboldu ve onun nerede olduğu konusunda çok çeşitli spekülasyonlar yapıldı. Oysa ben onun çoktan karaya çıktığını ve İstanbul'a gelip gazeteciliğe başladığını ve ayrıca 'Teke Tek' adında bir program da yapmakta olduğunu düşünüyordum. (Ohh come on now, işi zorlaştırmayın, espri girişiminin içine de etmeyin, biraz soyutlama yapın yahu, evet Fatih Altaylı'nın da memleketi Van'dır, öf be hayat bazen ne kadar da yorucu oluyor, inanamazsınız)

Ben yıllardır Van Canavarı'nın Fatih Altaylı olduğunu düşündüm ama ne yazık ki geçenlerde Kürşad Tüzmen'in yaptığı 'vatana hizmet çağrısı'na uyan gerçek canavar kendini gösterdi ve turizmin hizmetine gönüllü olarak girdi. Canavarı görenler bayağı da korkmuşlar, denilene göre 10 metre kadar uzunluktaymış ve sadece tek bir burun deliğinden bir insanın sığacağı kadar da iriymiş. Ben bu son detayı duyduktan sonra 'Van Canavarı ya bir gün nezle olursa ne yaparız ki, veya sümkürürse ne oluruz ki; diye kara kara düşünmeye başladım. Mendile sümkürse iyi de, ya sokaktaki insanlar gibi öbür burun deliğini eliyle tıkayıp yere sümük fırlatırsa işte o zaman gerçek bir felaket olur. Spielberg'in bundan sonraki filmi de büyük ihtimalle 'Van Canavarı' olacaktır. Düşünsenize sümükte boğulan binlerce insan... Hollywood ortaya müthiş bir film çıkarır herhalde. Bir diğer fikrim de şu: Bu canavar özgün bir canavar; çünkü büyük ihtimalle kurbanlarını burnuna enfiye gibi çekerek öldürüyor.

Sanki genel yayın yönetmeniymiş gibi davranan yazarın notu: Bu yazı gazetemizin çeşitli yönetim kademelerinde detaylı bir incelemeden geçmiş ve sonunda yazıda bir ima, bir üstü kapalı gönderme bulunmadığına oybirliğiyle karar verilmiştir. Hatta bu yazıda hükümeti ve Başbakan'ı eleştiren tek bir satır bile yoktur.

Başbakanla arası iyi diye 'sahte Van Canavarı Altaylı' bahane edilerek de Başbakan'a taş atılmamaktadır. Bu nedenle Başbakan'ın danışmanlarının kendisini genel yayın yönetmeni sanan kişiyi kara listeye almalarına gerek yoktur.

Sözde genel yayın yönetmeninin ikinci notu: Benim boş vakitlerimi geçirmeme yardımcı olan iki hobim var. Bir tanesi Van Gölü Canavarı'nı aramak, diğeri de Başbakan'ın danışmanlarının gerçek sayısını öğrenmeye çalışmak. Bu sonuncu konuda ortada çeşitli rivayetler var. Bu sayının sadece 100 olduğunu söyleyen de var, 1000 olduğunu da... Bir gün gerçek sayının Van Canavarı gibi aniden ortaya çıkacağına eminim. İşte o gün de ben kendime başka hobiler bulacağım.