Altaylı, Sabah'la unutulacak
Abone olFatih Altaylı'nın Sabah'a geçmesi gazetede köklü değişikliklere yol açtı. Oray Eğin, Sabah'taki son gelişmeleri aktardı...
Oray Eğin, başlıklı yazısında Fatih Altaylı'nın
transferiyle meydana gelecek değişiklikleri yazdı. Eğin,
Altaylı'nın unutulacağını da ifade etti..
Yazı: Oray Eğin
Kaynak:
Geçen haftanın medyadaki en önemli gelişmesi, yani Fatih Altaylı'nın Sabah'a transferi bu grupta bir süredir devam eden değişimlerle beraber ele alındığında çok daha farklı, daha anlamlı bir hal alıyor. Altaylı'nın ya Kanal 1'in başına ya da TMSF'den satın alınacak Star'ın başına geçeceği konuşuluyor. Öte yandan, Sabah Grubu içinde Star'ın alınmasını bekleyen bir klik daha var ve bu kadar sabrettikten sonra bu işi bırakmaya niyetleri yok herhalde. Yılmaz Özdil ve ekibinden söz ediyorum.
Yılmaz Özdil, halen atv haberin başında. Ve bu göreve geldiği ilk günden itibaren patronu tarafından nasıl sevildiği, nasıl güçlü bir konumda olduğu biliniyor. Kendisi, Star gazetesinin de kilit isimlerinden biriydi. Star'ın efsane manşetlerini ayaküstü uydurup atan, gazeteye hakim bir yazı işleri müdürüydü. Hatta Fatih Çekirge'den sonra gelen ikinci adamdı. Star'da işler karışınca Özdil ve Star'ın kilit ekibinden İskender Baydar bekleme odası olarak Sabah Grubu'nu seçmişti.
İskender Baydar da Türkiye'deki çoğu yayın yönetmenin yanında bulunmasını istediği bir ikinci adam. Nitekim, Sabah'taki bekleme süresinde de önce Fotomaç'ı yönetti, sonra Sabah'ın spor müdürü oldu, gazete tam olarak Turgay Ciner'e geçince de ikinci adam koltuğuna oturdu.
Star ekibini tanıyanlar onların şu an bulundukları konumlarla yetinmeyeceklerini de biliyor. Eski star çalışanlarına, yazarlarına 'Bekleyin, satış yapılsın yeniden evimizde olacağız' mesajları yolladıklarını da.
Durum buyken, Fatih Altaylı'nın Sabah'taki köşesinin Yılmaz Özdil'in yazdığı yere, yani göbeğin sağına yerleşecek olması ilginç mi, tesadüf mü?
Yılmaz Özdil'in köşesinin ise göbeğin soluna, yani şu an Umur Talu'nun yazdığı yere yerleşeceği tahmin ediliyor.
Medyada köşe yazarlarının yeriyle oynamak tehlikeli bir iştir; okur açısından da, yazar açısından da. Büyük gazetelerde bırakın sayfa değiştirmeyi, köşenin yeri sayfa içinde bile değişmez. Bekir Coşkun'un, Güngör Mengi'nin üçüncü, Emin Çölaşan'ın beşinci sayfadan oynadığı görülmüş müdür?
Sabah, yakın zamanda Emre Aköz'ün de sayfasını değiştirdi. Yazı gününü azalttı ve onu Mansur Forutan'la dönüşümlü yazar haline getirdi. Geçen hafta Mansur Forutan'a artık köşe yazmasının istenmediği bildirilmiş; röportajlar, izlenimler yapacakmış ama köşesi olmayacak. Sabah yönetiminin kısa zamanda Emre Aköz'ün de köşe yazılarını keseceği konuşuluyor.
Sabah yönetimi derken, gazetenin başında bir 'medya grup başkanı' olmasına rağmen genel yayın yönetmeninin Ergun Babahan olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Zira, bütün bu gelişmeler ya Ergun Babahan'ın kendi yaptıklarından yavaş yavaş vazgeçtiğini ya da oralarda görünenin dışında birtakım gelişmeler olduğunu gösteriyor.
Türkiye'deki gazete yöneticileri arasında insan kalitesi bakımından çok üstün olan, gerçek bir 'iyi insan' Ergun Babahan, Sabah'ı yeniden kurarken okura yansıyan kendi çıkarttığı Yeni Binyıl gazetesinin daha popüler bir versiyonunu yapmak vardı. Yeni Binyıl ekonomi haberlerine ağırlık veren, entelektüel düzeyini de popülerlikle harmanlayan bir A-B grubu gazetesi olmak için ilerliyordu - kapanana kadar. Babahan'ın Yeni Binyıl'daki kadrosundan Altan Tanrıkulu spor müdürü oldu, Yavuz Semerci ekonomi müdürüydü zaten ama Vatan'a gitmeyip Babahan'ın yanında kaldı, Soli Özel, Ömer Lütfi Mete gibi Babahan'ın özel önem verdiği entelektüel isimler köşelerini Sabah'a taşıdı, Mansur Forutan'la Emre Aköz bu dönemde köşe yazmaya başladı, Yeni Binyıl'ın editörleri Günaydın'ı çıkarttı, Washington temsilcisi Aslı Aydıntaşbaş Ankara'ya atandı, Umur Talu transfer edildi.
Şimdi bu kalabalık listeden birçok ismin gittiği de görülüyor. Yavuz Semerci artık yok, Altan Tanrıkulu Hürriyet'e geçti, iki köşe yarı yerinden oldu-oluyor. Sabah'a belli ki daha yakından bakmak gerekiyor.
Bütün bu gelişmelerin ortasında anjiyo yapılacak olan Ergun Babahan'a da çok büyük geçmiş olsun.
Fatih Altaylı mı? İki-üç sene sonra onun adını hatırlayacağımızı mı sanıyorsunuz? Tuncay Özkan, Ardan Zentürk, Cevher Kantarcı'ı hatırlıyor muyuz ki?
Yazı: Oray Eğin
Kaynak:
Geçen haftanın medyadaki en önemli gelişmesi, yani Fatih Altaylı'nın Sabah'a transferi bu grupta bir süredir devam eden değişimlerle beraber ele alındığında çok daha farklı, daha anlamlı bir hal alıyor. Altaylı'nın ya Kanal 1'in başına ya da TMSF'den satın alınacak Star'ın başına geçeceği konuşuluyor. Öte yandan, Sabah Grubu içinde Star'ın alınmasını bekleyen bir klik daha var ve bu kadar sabrettikten sonra bu işi bırakmaya niyetleri yok herhalde. Yılmaz Özdil ve ekibinden söz ediyorum.
Yılmaz Özdil, halen atv haberin başında. Ve bu göreve geldiği ilk günden itibaren patronu tarafından nasıl sevildiği, nasıl güçlü bir konumda olduğu biliniyor. Kendisi, Star gazetesinin de kilit isimlerinden biriydi. Star'ın efsane manşetlerini ayaküstü uydurup atan, gazeteye hakim bir yazı işleri müdürüydü. Hatta Fatih Çekirge'den sonra gelen ikinci adamdı. Star'da işler karışınca Özdil ve Star'ın kilit ekibinden İskender Baydar bekleme odası olarak Sabah Grubu'nu seçmişti.
İskender Baydar da Türkiye'deki çoğu yayın yönetmenin yanında bulunmasını istediği bir ikinci adam. Nitekim, Sabah'taki bekleme süresinde de önce Fotomaç'ı yönetti, sonra Sabah'ın spor müdürü oldu, gazete tam olarak Turgay Ciner'e geçince de ikinci adam koltuğuna oturdu.
Star ekibini tanıyanlar onların şu an bulundukları konumlarla yetinmeyeceklerini de biliyor. Eski star çalışanlarına, yazarlarına 'Bekleyin, satış yapılsın yeniden evimizde olacağız' mesajları yolladıklarını da.
Durum buyken, Fatih Altaylı'nın Sabah'taki köşesinin Yılmaz Özdil'in yazdığı yere, yani göbeğin sağına yerleşecek olması ilginç mi, tesadüf mü?
Yılmaz Özdil'in köşesinin ise göbeğin soluna, yani şu an Umur Talu'nun yazdığı yere yerleşeceği tahmin ediliyor.
Medyada köşe yazarlarının yeriyle oynamak tehlikeli bir iştir; okur açısından da, yazar açısından da. Büyük gazetelerde bırakın sayfa değiştirmeyi, köşenin yeri sayfa içinde bile değişmez. Bekir Coşkun'un, Güngör Mengi'nin üçüncü, Emin Çölaşan'ın beşinci sayfadan oynadığı görülmüş müdür?
Sabah, yakın zamanda Emre Aköz'ün de sayfasını değiştirdi. Yazı gününü azalttı ve onu Mansur Forutan'la dönüşümlü yazar haline getirdi. Geçen hafta Mansur Forutan'a artık köşe yazmasının istenmediği bildirilmiş; röportajlar, izlenimler yapacakmış ama köşesi olmayacak. Sabah yönetiminin kısa zamanda Emre Aköz'ün de köşe yazılarını keseceği konuşuluyor.
Sabah yönetimi derken, gazetenin başında bir 'medya grup başkanı' olmasına rağmen genel yayın yönetmeninin Ergun Babahan olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Zira, bütün bu gelişmeler ya Ergun Babahan'ın kendi yaptıklarından yavaş yavaş vazgeçtiğini ya da oralarda görünenin dışında birtakım gelişmeler olduğunu gösteriyor.
Türkiye'deki gazete yöneticileri arasında insan kalitesi bakımından çok üstün olan, gerçek bir 'iyi insan' Ergun Babahan, Sabah'ı yeniden kurarken okura yansıyan kendi çıkarttığı Yeni Binyıl gazetesinin daha popüler bir versiyonunu yapmak vardı. Yeni Binyıl ekonomi haberlerine ağırlık veren, entelektüel düzeyini de popülerlikle harmanlayan bir A-B grubu gazetesi olmak için ilerliyordu - kapanana kadar. Babahan'ın Yeni Binyıl'daki kadrosundan Altan Tanrıkulu spor müdürü oldu, Yavuz Semerci ekonomi müdürüydü zaten ama Vatan'a gitmeyip Babahan'ın yanında kaldı, Soli Özel, Ömer Lütfi Mete gibi Babahan'ın özel önem verdiği entelektüel isimler köşelerini Sabah'a taşıdı, Mansur Forutan'la Emre Aköz bu dönemde köşe yazmaya başladı, Yeni Binyıl'ın editörleri Günaydın'ı çıkarttı, Washington temsilcisi Aslı Aydıntaşbaş Ankara'ya atandı, Umur Talu transfer edildi.
Şimdi bu kalabalık listeden birçok ismin gittiği de görülüyor. Yavuz Semerci artık yok, Altan Tanrıkulu Hürriyet'e geçti, iki köşe yarı yerinden oldu-oluyor. Sabah'a belli ki daha yakından bakmak gerekiyor.
Bütün bu gelişmelerin ortasında anjiyo yapılacak olan Ergun Babahan'a da çok büyük geçmiş olsun.
Fatih Altaylı mı? İki-üç sene sonra onun adını hatırlayacağımızı mı sanıyorsunuz? Tuncay Özkan, Ardan Zentürk, Cevher Kantarcı'ı hatırlıyor muyuz ki?