Altaylı gazetesine isim buldu
Abone ol"Çünkü biz ne iktidarın, ne muhalefetin emrindeyiz" diyen Altaylı, kendilerini özgürlük savaşçısı olarak niteledi.
Gazetecilerin susturulduğu iddalarının ayyuka çıktığı şu
günlerde Hürriyet'in hükümete methiyeler dizmesi haberleri ile
kamuoyunda eleştirilen gazetenin yazarlarından Fatih Altaylı
kendilerine haksızlık yapıldığını yazdı.
"Çünkü biz ne iktidarın, ne muhalefetin emrindeyiz" diyen Altaylı,
Hürriyet'in halkın bilgi edinme özgürlüğünün savaşçısı olduğunu
iddia etti.
Altaylı bu eleştirilerin bir kısmının kötü niyetli olduğunu
söyleyerek bu Unakıtan'ın mısır olayını ilk olarak kendilerinin
çıkardığını yazdı.
Başbakan Erdoğan'ın demiryolları ile ilgili sözleri
üzerine yazınca, dün bazı okurlardan fakslar aldım. Sadece ben
değil, Hürriyet'in diğer bazı yazarları da aynı konuyu ele
almışlar. Bu okurların dikkatini çekmiş.
Fakslar imalı ve eleştiri tonunda. ‘‘Sonunda AKP'nin bir
icraatını eleştirdiniz, bravo’’ anlamına gelen fakslar. Kendi
algılama hatalarını, bizim ayıbımız gibi sunuyorlar.
Ama ne yazık ki, ne yaptığın değil, nasıl algılandığının önemli
olduğu bir toplumda yaşıyoruz ve basının en büyüğü olarak Hürriyet,
bu konuda son zamanlarda gereksiz bir biçimde ve kötü niyetle
eleştiriliyor. Bazı dostlarımız da bilerek veya bilmeyerek bu
kötü niyetli eleştirmenlere malzeme oluyorlar.
‘‘Hürriyet iktidara yakın durmak istiyor’’ diyenlerin sözleri
kulağıma geliyor. Kimse merak etmesin; Hürriyet'in ve
yazarlarının kimseye yakın durmak gibi bir derdi hiç olmadı. Hele
iktidarlara hiç. Hürriyet yazarlarıyla, yazı işleriyle,
matbaa işçisiyle ve patronuyla, cumhuriyetin değerlerine zarar
verdiğini gördükleri iktidarlarla sapına kadar kavga etmekten
hiçbir zaman çekinmedi.
Dün bunu yaptı, yarın gerekirse herkesten önde yine bunu yapar.
Unutanlara bir kez daha hatırlatayım; demiryolu meselesinde
Başbakan'a hatırlatma yapmamızı bir ilk gibi görüp alkışlayanlar,
Kemal Unakıtan'ın ‘‘mısır meselesini’’ de ilk olarak bu sütundan
öğrendiler.
O haberi ben bulup yazdım, bu gazetenin genel yayın yönetmeni gece
gazetede görüp birinci sayfaya taşıdı. Demek ki, Hürriyet'te
iktidarı eleştiren yazılar önceden okunup yazarları uyarılmıyor.
Dahası tam aksi yapılıyor. İktidarın TÜBİTAK'la ilgili yasa
değişikliği hazırlığında olduğunu da bana TÜBİTAK'ta görevli bir
profesör dostum bildirdi ve ilk olarak Kanal D Haber duyurdu, ben
de burada yazdım.
Bugün muhalefet partilerinin iktidara karşı ‘‘somut koz’’ olarak
kullandıkları meseleler bunlar değil mi? Dahasını söyleyeyim,
muhalefet partilerinin önemli isimleri beni arayıp, ‘‘Fatih Bey,
böyle meseleler olduğu zaman önce bize verin de patlatalım’’
diyorlar.
Ben de onlara, ‘‘Ben yazarım. Siz okuyup patlatırsınız’’
diyorum.
Çünkü biz ne iktidarın, ne muhalefetin emrindeyiz. Biz halkın bilgi
edinme özgürlüğünün savaşçısıyız. İşte iki somut örnek veriyorum
size. Hani Hürriyet'te iktidar aleyhine yazmak yasaktı?
Tam aksine, iktidarı can evinden vuracak bir konuyu ben yazıyorum,
bu gazetenin genel yayın yönetmeni görüp birinci sayfaya
taşıyor. Ve işin güzel tarafı, bu ‘‘doğru haberler’’ iktidar
partisi tarafından ‘‘saygıyla’’ karşılanıyor. Çünkü
biliyorlar ki, biz eğriye eğri, doğruya doğru deme gayreti
içindeyiz. Doğruya doğru demeyenin, eğriye eğri deme hakkı
olmadığını unutmayın. Biz unutmuyoruz...