Altaylı da Terim'in evine taktı
Abone olMilli Takım'ın başına yeniden geçen Fatih Terim'in evi medyanın yeni malzemesi oldu. Önceki gün Reha Muhtar'nı başlattığı tartışmaya Fatih Altaylı da katıldı...
Önceki gün Reha Muhtar, "Fatih Terim'in kırmızı evinin"
ortama uyumsuz görüldüğünü yazmıştı. Bu konu bugün de Fatih
Altaylı'ya malzeme oldu. Altaylı, konuyu "Terim’in evi ve mimarı"
olarak ikiye böldü...
Yazı: Fatih Altaylı
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
REHA Muhtar, Sabah’taki köşesinde Fatih Terim’in Türkbükü’ndeki evini yazdı.
Evin bulunduğu ortama uyumsuzluğunu, Türkbükü’ndeki evlerin tümünün beyaz veya doğaya uygun renklerde boyanmış olmasına karşın Terim’in evinin kırmızı renginin sırıttığını ve Türkbükü’nde yaşayanların bundan duyduğu rahatsızlığı aktardı.
Terim’in evi kırmızı değil. Hafif taba veya kavuniçiye kaçan koyu sarı. Türkbükü sakinlerinin evden duyduğu rahatsızlık ise yeni değil. Terim, evini bundan 4 yıl kadar önce satın aldı.
Aslında Terim’in evi birbirinin aynı iki villadan biriydi. Her iki ev de, Türkbükü’nde doğayla uyumlu ne varsa altında imzası olan Mimar Emre Kunt tarafından yapılmış taş evlerdi.
Evlerden birini Akın Öngör, diğerini ise Fatih Terim satın aldı.
Öngör evin aslını hiç bozmadı. Terim ise evi dekore etmesi için İç Mimar Berna Bora ile anlaştı. Berna Bora evin içini yaparken, dışına da el attı. Güzelim taş evin dışını ahşap bir malzemeyle kapladı ve onu da koyu bir sarıya boyadı. Ev birdenbire ‘sırıtır’ hale geldi.
Evin mimarı olarak ‘telif hakkı’ sahibi olan Emre Kunt, yapılanın yanlış olduğunu bildirdi ve düzeltilmesini istedi.
Ancak Berna Bora oralı almadı.
Kunt bunun üzerine, binanın mimarı olmanın kendisine tanıdığı yasal hakla Berna Bora’yı eserini bozduğu gerekçesiyle dava etti.
Ardından araya Fatih Terim girdi ve binayı boyayacağını söyleyerek Kunt’u davayı geri çekmeye ikna etti. Terim ve Kunt, sarı ahşapların nefti bir yeşile boyanarak doğaya uyumlu hale getirilmesi konusunda anlaştılar.
Ancak Terim nedense binayı boyatmadı.
Yaz başında Terim’le yaptığım bir sohbette bu konudaki rahatsızlığı bir kez de ben aktardım.
O da eleştirileri haklı bulduğunu ve binanın çevresine birtakım sarıcı bitkiler diktiğini, birkaç ay içinde binanın görünmez hale geleceğini söyledi.
Ancak değişen bir şey olmadı. Hemen yanında Akın Öngör’e ait olan ve orijinal hali bozulmayan ev, doğanın içinde kaybolup varlığı bile belli olmazken, Terim’in evi sarı boyasıyla Türkbükü’nde sırıtmaya devam etti. Ve öyle anlaşılıyor ki, sırıtmaya da devam edecek.
Yazı: Fatih Altaylı
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
REHA Muhtar, Sabah’taki köşesinde Fatih Terim’in Türkbükü’ndeki evini yazdı.
Evin bulunduğu ortama uyumsuzluğunu, Türkbükü’ndeki evlerin tümünün beyaz veya doğaya uygun renklerde boyanmış olmasına karşın Terim’in evinin kırmızı renginin sırıttığını ve Türkbükü’nde yaşayanların bundan duyduğu rahatsızlığı aktardı.
Terim’in evi kırmızı değil. Hafif taba veya kavuniçiye kaçan koyu sarı. Türkbükü sakinlerinin evden duyduğu rahatsızlık ise yeni değil. Terim, evini bundan 4 yıl kadar önce satın aldı.
Aslında Terim’in evi birbirinin aynı iki villadan biriydi. Her iki ev de, Türkbükü’nde doğayla uyumlu ne varsa altında imzası olan Mimar Emre Kunt tarafından yapılmış taş evlerdi.
Evlerden birini Akın Öngör, diğerini ise Fatih Terim satın aldı.
Öngör evin aslını hiç bozmadı. Terim ise evi dekore etmesi için İç Mimar Berna Bora ile anlaştı. Berna Bora evin içini yaparken, dışına da el attı. Güzelim taş evin dışını ahşap bir malzemeyle kapladı ve onu da koyu bir sarıya boyadı. Ev birdenbire ‘sırıtır’ hale geldi.
Evin mimarı olarak ‘telif hakkı’ sahibi olan Emre Kunt, yapılanın yanlış olduğunu bildirdi ve düzeltilmesini istedi.
Ancak Berna Bora oralı almadı.
Kunt bunun üzerine, binanın mimarı olmanın kendisine tanıdığı yasal hakla Berna Bora’yı eserini bozduğu gerekçesiyle dava etti.
Ardından araya Fatih Terim girdi ve binayı boyayacağını söyleyerek Kunt’u davayı geri çekmeye ikna etti. Terim ve Kunt, sarı ahşapların nefti bir yeşile boyanarak doğaya uyumlu hale getirilmesi konusunda anlaştılar.
Ancak Terim nedense binayı boyatmadı.
Yaz başında Terim’le yaptığım bir sohbette bu konudaki rahatsızlığı bir kez de ben aktardım.
O da eleştirileri haklı bulduğunu ve binanın çevresine birtakım sarıcı bitkiler diktiğini, birkaç ay içinde binanın görünmez hale geleceğini söyledi.
Ancak değişen bir şey olmadı. Hemen yanında Akın Öngör’e ait olan ve orijinal hali bozulmayan ev, doğanın içinde kaybolup varlığı bile belli olmazken, Terim’in evi sarı boyasıyla Türkbükü’nde sırıtmaya devam etti. Ve öyle anlaşılıyor ki, sırıtmaya da devam edecek.