Altaylı çetelere farklı baktı
Abone olHer çetenin içinden asker çıkıyor. Bu çeteler neyin nesi? Fatih Altaylı çetelere farklı yaklaştı.
Sabah Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı Danıştay saldırısı
sonrası ortaya çıkan gelişmeleri ve medyaya yansıyanları olarak
görüyor. Altaylı çete işinde acele yorumların zarar vereceğini
savundu.
Yazı: Fatih Altaylı
Kaynak: ww.sabah.com.tr
-Bir süredir Türkiye'de ilginç olaylar meydana geliyor. Şemdinli
olayı, Sauna Çetesi, Cumhuriyet gazetesi bombalamaları, Danıştay
saldırısı ve son olarak da önceki gün ortaya çıkan "Atabey
Çetesi."
Bu olayların tamamında müthiş "dezenformasyon" ve "misenformasyon"
süreçleri yaşanıyor.
Çeşitli mihraklar, olayı kendi bakış açılarından yansıtabilmek için
basın üzerinde bir "etkileme yarışına" giriyor.
Olayın yönünü, boyutunu, hedefini saptırmak veya kendilerine göre
yönlendirmek için "bilgi karmaşası" yaratıyorlar.
Danıştay olayında bu durum had safhaya çıktı derken, Atabey Çetesi
meselesi üzerine tüy dikti.
Olayla ilgili bir "bilgi dosyası", Sabah, Hürriyet ve Milliyet
dışındaki neredeyse tüm gazetelere "Genelkurmay önünde" organize
edilen bir buluşmayla aktarıldı.
Akşam gazetesi bunu iyi bir gazetecilik örneği vererek deşifre
etti.
Basına "Başbakan'ın evinin krokileri bulundu, Cüneyd Zapsu da
hedefti, ağır silahlar ele geçirildi" bilgisi verildi.
Ancak bunların büyük bölümünün doğru olmadığı daha sonra
anlaşıldı.
Krokilerin Başbakan'ın eviyle ilgisi olmadığı ortaya çıktı.
Cüneyd Zapsu yakıştırmasının tek nedeninin krokilerde BİM'in de
görünmesinden ibaret olduğu belirlendi. Sanki Cüneyd Zapsu oradaki
BİM'de oturuyormuş gibi.
Ağır silahlar denilen bir mayın ve bir roketatarın aslında boş ve
kullanılamaz durumda olduğu tespit edildi.
Görünen o ki, birileri olayları ve bulguları çarpıtarak "farklı
tablolar" gösterme çabası içinde.
Bu süreçte basının sağduyulu ve önyargısız bir yaklaşım içinde
olması gerekiyor. Danıştay saldırısı ile ilgili haberlerde Sabah
soğukkanlı ve yorumsuz yaklaşımı ile rakiplerinden farklı ve doğru
bir duruş sergiledi. Şimdi de bunun gayreti içindeyiz.
Erken yorumlar ve dezenformasyonla yapılacak tahliller, hem
olayların farklı mecralara akmasına neden olabilir, hem de bu
"erken yorum" sahiplerini toplum gözünde "madara" edebilir.