Altaylı ağız burun düz gidecekmiş
Abone olAltaylı kalemi yerine bu kez yumruklarını konuşturacak. Bu öyle böyle bir uyarı da değil. İşte duyanı korkutan o sözler;
Gazete Habertürk birinci yaşını doldurdu. Gazetenin yayın
yönetmeni Fatih Altaylı Bloomberg HT ekranlarında Gülin
Yıldırımkaya'nın sorularını yanıtladı. Altaylı sıra kendisiyle
ilgili eleştirilere girince "ileri gideni pataklarım hem de kodummu
oturturum cinsinden" deyince şaşırttı!
İşte Bloomberg HT ekranlarında yayınlanan o programdan bazı
bölümler;
Gülin Yıldırımkaya: Fiyat düştü söylediğiniz gibi. Bu okurlara 1. yıl armağanı herhalde. O konuda çok soru geliyor. Bu tiraj kaygısıyla mı yapıldı? Reklam verene bağımlı olmamak için yüksek fiyat demiştiniz, şimdi neden düştü?
Fatih Altaylı: Şunu biliyordum bir gazete çıkar
çıkmaz çok fazla reklam almaz. Baktığınız zaman Hürriyet dışındaki
gazeteler halen reklam almakta oldukça zorluk çekiyorlar. Biz de bu
düşünceyle, bizim gibi böyle dik duruşu olan, bağımsız duruşu olan
bir gazetenin reklam almasının zor olacağını tahmin ediyorduk. Ama
gazete çok etkin hale geldi. Gazete çok sempatik bir gazete olarak
çıktı. Üst gelir gruplarında, etkin okur gruplarında çok yüksek bir
tiraja ulaştı. Bugün Türkiye’de AB Grubu dediğimiz sosyo-ekonomik
grubun en fazla tercih ettiği gazete Habertürk oldu. O grupta
birinci gazeteyiz.
İSTEDİĞİMİZ REKLAM GELİRİNE ULAŞTIK
Sükûnet kardeşim,
sükûnet!.. |
Biz beklentimizden önce bir reklam gelirine kavuştuk. Dedik ki artık biz okurdan daha fazla para istemeye, bağımsız olmak için, özgür olmak için daha fazla para istemeye hakkımız yok. Çünkü şu anda bizim okurun sırtından geçinme ihtiyacımız yok. Çünkü hiçbir pazarlık yapmadan bağımsız olmadan hiçbir ödün vermeden reklam gelirlerimizle mali dengeyi oturtunca bunu okura yansıtabildik.
RAKİPLERİMİZ HABERTÜRK’ÜN DAHA FAZLA SATMAMASI İÇİN
ORTAK MÜCADELE EDİYOR!
Turgay Ciner gibi birini patron olarak görmek de hakikaten
keyifli. Kriz olacağını bile bile bu gazeteyi çıkardı
Turgay Ciner. Turgay Ciner ülkede krizi en erken görebilmiş bir
işadamıdır. 2007 yılında tüm herkes yakından takip edebilmiştir.
Krizi öngörerek elindeki işlerin bir bölümünü o dönemde henüz daha
kriz ortada yokken çok iyi fiyatlarla elinden çıkardı. Habertürk
çok büyük bir yatırımdır. İki büyük televizyon kanalı, Türkiye’nin
dört ilinde dünyanın en modern matbaaları, Taksim’in göbeğinde şu
içinde bulunduğumuz binalar kompleksi, Sefaköy’de dev stüdyo
komplekslerine baktığınız zaman bu dev bir yatırım. Bu dev
yatırımı biz sıfırdan yani hiçbir yerden en ufak bir destek
almadan, hiçbir bankadan bir kuruş kredi almadan tamamen öz
kaynakla yaptık. O da bağımsızlığımızın garantisi olsun
diye. Kimseyle bir alışverişimiz olmasın diye.
YAZAR GEREKLİ DEĞİL, BEN HÜRRİYET’TEN AYRILDIM DİYE
HÜRRİYET YIKILDI MI?
Gülin Yıldırımkaya: Bu süreçte bir yanılgınız yazarlar
olabilir mi? Çünkü gazete çıkmadan önce ‘çok az yazar olacak’
dediniz ‘ bu bir muhabir gazetesi olacak’ dediniz. Ama sürekli
yazarlar transfer oluyor çok önemli isimler geliyor iyi ki de
geliyorlar ama . Bir gazete için çok yazar gereklimiymiş fikriniz
değişti mi?
Fatih Altaylı: Bana göre hala gerekli değil. Ben
başlangıçta yazarlığa çıkmadım neden çıkmadım. Ben bir yazarım ve
Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından biriyim ama yazarlar
gazetelerde süstür. Ben şunu gösterdim bir gazete yazarsız da olur.
Şu hava kötüdür bu bende de var ‘Ben olmasam olmaz’. Olur ağabeyim
ben olmasam da olur sen olmasan da olur. Ben Hürriyet’ten ayrıldım
yıkıldı mı, Emin Çölaşan ayrıldı yıkıldı mı, Bekir ağabey ayrıldı
yıkıldı mı? Yani yazar demek gazete demek değildir. Gazete
gazetedir yazar olur baharatıdır, lezzetidir. Ben onu göstermek
istedim. Başlangıçta ben buraya yirmi yazarda alabilirdim. O dev
yatırım içerisinde yazarların ücretleri bizi çok rahatsız etmezdi.
Ama biz ne yaptık gazete tuttu daha sonra yazar aldık.
Gülin Yıldırımkaya: Peki bunun tiraja katkısı olur mu? Bu
hep tartışılır ya, yazarlar tiraj götürür mü, getirir
mi?
Fatih Altaylı: Bir yazarın getirdiği tiraj ile
götürdüğü tiraj birbirine eşittir.
İŞİN CILKINI ÇIKARIRLARSA BİR TOKAT
PATLATIRIM, KODUM MU OTURTURUM!
Gülin Yıldırımkaya: Fatih Bey bir de şunu merak ediyorum.
Bulunduğunuz pozisyon, kalemizin sert olması nedeniyle sürekli
erleştirilen ve çok sert polemiklerin içerisinde yer almak zorunda
kalan bir isimsiniz. Bu bir yayın yönetmeninin psikolojisini nasıl
etkiler? Yani okuduğunuz zaman sinirleniyor musunuz? Yoksa gülüp
geçiyor musunuz?
Fatih Altaylı: Şöyle bir huyum var. Çocukluktan
kalma bir huy. Ben hiçbirşeyi takmam. Sevmediğim, benim için değeri
olmayan insanların benim hakkımda söylediklerini takmam. Değeri
olanları da bir yere kadar. Dış etkenlere kapalıyım. Bunlara
takılmamak lazım. Ben kendi doğru bildiğimi yapmaya devam ederim.
Birileri söver, birileri sever. Söven eğer kötü niyetliyse onunla
hiçbir ilişkim olmaz. Kötü niyetli değildir, öyle düşünüyordur o
zaman onunla ilişkimi de bozmam. Gördüğüm zaman sarılır öperim. Ama
kötü niyetli bana böyle adilik olsun diye bir şey yapıyorsa,
kıskançlıktan, fesatlıktan başka niyetlerle yapıyorsa..
"BİR TANE PATLATAYIM..."
Bazen içimden şu geçmiyor da değil onu da itiraf etmek lazım. Bir tane patlatayım. Çükü eskiden olurmuş bunlar. Gazeteciler birbirini dövermiş zamanında. Benim de içimden şuna bir tane çakayım dediğim adamlar oluyor. Medeniyetsiz bir tavır olacağını söyledikleri için yapmıyorum ama açıkcası bazen dövmek istediğim hakikaten, eski sporculuk da var, kodum mu oturturum. Bir tokat atabilirim mesela. Çok fazla değil şöyle pat diye bir tane vursam falan dediğim adamlar var.
GÖRDÜĞÜ YERDE DALACAK
İşin cılkını çıkarırlarsa kişiliğime, aileme, çoluğuma, çocuğuma
dil uzatırlarsa hakikaten döverim. Bir yerde yakalar döverim. Öyle
gizli, bir yerde değil. Bir lokantada bir tokat patlatırım. Döverim
derken ayağımın altına alıp parçalayacak halim yok ama şöyle bir
Osmanlı tokadı patlatırım.
SONSUZA KADAR BU GAZETEYİ YÖNETEMEM
Gülin Yıldırımkaya: Fatih Bey gazetede olduğu gibi
televizyonda da tanınıyorsunuz. Yazılarınız hit rekoru kırıyor.
Televizyon programlarınız reyting rekorları kırıyor. Bu kadar
tanınmak bir genel yayın yönetmeni için avantaj mı dezavantaj
mı?
Fatih Altaylı: Avantajları var. Restoranda yer arttığınız
zaman size iyi bir masa veriyorlar, otoparka gittiğinizde ağabey
dolu demiyorlar. Başka bir faydasını görmedim. Bir gazeteci için
okunmak çok kıymetli bir şey programının izlenmesi söyledikleriniz
okurlar tarafından kaale alınması, izlenmesi iyi bir şey.
Okunmadığım gün Allah bana yazdırmasın. Benden sonraki genel yayın
yönetmeni ben o zaman hala yazarsam ve okunmuyorsam bana git desen
ya da ben bunu anlayım gidiyim. Ama herhalde buna daha var hala bir
okunma potansiyelim var ben doğmadan yazanlar hala devam ediyorlar
ama onlar kadar kalmaya niyetim yok.
Gülin Yıldırımkaya: Öyle bir laf ettiniz ki “benden sonra
gelen genel yayın yönetmeni” diye her yere
çekilir.
F.A: Sonsuza kadar bu gazeteyi yönetemem.
HABERTÜRK BİR YIL İÇİNDE EN ÇOK SATAN GAZETE
OLACAK
Gülin Yıldırımkaya: Çok teşekkür ediyorum, birinci yaş
gününde bize vakit ayırdığınız için...
Fatih Altaylı: Sadece bizim değil, hepimizin yaş
günü. Siz de o gazetenin önemli parçasısınız. Gazetenin en çok
okunan yerlerinden polemik sayfasını büyük bir başarıyla bir yıldır
hazırlıyorsunuz. Editoryal sayfamızı büyük başarıyla bir yıldır
yönetiyorsunuz, büyük bir keyifle okuyoruz. Biz size teşekkür
ediyoruz.