Altan'dan örtülü cevap
Abone olZülfikar Doğan'ın 'Gazete okumayan gazeteciler' başlıklı yazısına, Mehmet Altan cevap verdi. Altan köşesinden sordu: Türk köylüsü Fransız gazetesi mi okusun?
Zülfikar Doğan, önceki gün köşesinde "Gazete okumayan
gazeteciler" başlığıyla bir yazı yazmış ve bazı köşe yazarlarına
gönderme yapmıştı. Sabah Gazetesi'nden Mehmet Altan bugünkü
köşesinde Zülfikar Doğan'a örtülü bir cevap verdi. Mehmet Altan'ın
dünya medyasından örnekler vererek zenginleştirdiği yazısı şöyle:
Türkler Fransız gazetesi mi okusun? Geçen Pazartesi "Gerçekten
Şaşıyorum" başlıklı yazıda, Dünya Ticaret Örgütü'nün özellikle
tarımla ilgili aldığı ve Türkiye için hayati önemi olan kararlarına
gösterilen ilgisizlikten yakınıyordum:... Yazının sonuna doğru da
şöyle bir soru soruyordum: "Bakalım bugünkü gazeteler bu haberi
nasıl verecek? Aslında, tüm toplumun yakın geleceğini etkileyecek
çok önemli kararları izleme konusunda şaşırtıcı bir ölçüde
duyarsızız." *** Ertesi gün, neredeyse tüm gazeteleri yeniden
taradım. En büyük gazetelerde bile konu ile ilgili doyurucu, olayın
önemini vurgulayıcı bir anlatım yoktu. Halbuki, Dünya Ticaret
Örgütü, dış ticaretin önündeki engellerin kaldırılması ve tarımda
desteğin sona erdirilmesi konusunda zorlukları aşmış, "tarihi" diye
nitelenen bir çerçeve anlaşmada üyelerin mutabakatını sağlamıştı.
*** Dünya Ticaret Örgütü'nün Türkiye'nin yarınını etkileyecek
kararları ve bunun olası etkileri en büyük gazetelerde yer bulamadı
ama Perşembe günü Ertuğrul Özkök, daha önce de basına yansıyan bir
rapora değinerek Türk halkının düşünülenin aksine gazete okuduğunu
yazdı. Rakamları da yeniden verdi... Türkiye'de hafta içi dört
milyon, pazar günleri ise dört buçuk milyon gazete satılıyordu...
70 milyonluk Türkiye gazete tirajı konusunda, kendi nüfusu ile
kıyaslanmayacak Yunanistan'ı, Portekiz'i aşıyordu ama 61 milyonluk
Fransa ile 57 milyonluk İtalya'nın epey ardından geliyordu.
Fransa'da toplam günlük tiraj 8.5 milyondu, İtalya'da ise 6.3
milyon... 40 milyonluk İspanya'da da günlük tiraj 4.3 milyona
varmıştı... *** Ben, Dünya Ticaret Örgütü'nün pazar günü aldığı
kararların izini sürmeye devam ettim... Dünya basınını da merak
ettim... Özellikle, bizden daha az nüfuslu olmasına rağmen bize
gazete tirajı konusunda fark atan Fransız basınını... Bir akşam
gazetesi olan ve ciddiyetiyle ünlü Le Monde'un üç Ağustos tarihli
nüshasında konu birinci sayfanın göbeğindeydi. İçerde bir buçuk
sayfa ne olup bittiğine ayrılmış, baş yazı da bu konu üzerine
kaleme alınmıştı. *** Dünya Ticaret Örgütü anlaşması, özellikle
Avrupa Birliği'nin tarımdaki ihracata verdiği desteğin belirli bir
sürede kaldırılması gereğini kabul ediyordu. Avrupa Birliği de
ABD'de ihraç mallarına verilen kredilerin azaltılmasını talep
etmekteydi... Amerika'nın ihracatçıya verdiği kredinin altı ayda
geri dönmesi sağlanacaktı. Ayrıca Kanada ve Avustralya'nın kendi
buğdayına verdiği devlet desteğinin elimine edilmesi de
öngörülüyordu. Anlaşmanın önemli olarak kabul ettiği yenilikler
arasında gümrük vergileri vardı. En yüksek koruma oranları için en
büyük indirimler yapılmıştı... Ancak, gelişmiş ülkeler bu konuları
kendileri için hassas saydıklarından bazı ayrıcalıklar edindiler.
Pirinç Japonya için, süt şeker, sığır eti Avrupa için
ayrıcalıklıydı. Ama bu ülkelerde gümrüklerini indirerek ya da kota
ayırarak pazarlarını diğer ülke ürünlerine açacaktı. Üye ülkeler
kendileri için hassas ürünleri belirleyebileceklerdi ama bunların
sayısı tartışmaya açılacaktı. Anlaşma, ülke içi desteklere de
kısıtlamalar getirmekteydi. Ülkenin tarıma verdiği destek, toplam
tarım üretiminin değerinin yüzde 5'ini aşamayacaktı. Pamuk
konusunda da, ABD ile Afrikalı üretici ülkelerin çıkarlarını
dengelemek için özel bir komite kurulması kararlaştırılmıştı. Tabii
anlaşma tarımdan ibaret değildi. Tarımsal olmayan ürünler,
hizmetler, yatırım ve rekabet konularında da yenilikler
getirmekteydi. *** Le Monde ise başyazısında, imzalanan anlaşmanın
boşluklarından ve uygulamadaki zorluklardan söz etmekteydi.
Kısacası, biz tirajlarımızla övünürken tarım ülkesi Türkiye'yi en
fazla ilgilendiren konuyu, en geniş biçimde bir Fransız gazetesinde
bulduk... Türk köylüsü geleceğini çok yakından ilgilendiren
gelişmeleri görmek ve önlem almak için ne yapsın şimdi? Fransız
gazetesi mi okusun? Yazı: Mehmet Altan Kaynak: Sabah