Altan Tan'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a jet yanıt!
Abone olHDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan İnternethaber'e konuştu.
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Trabzon'da konuşan ve "Çözüm süreci gayrimeşruluğa, şımarıklığa
gözyummak değildir. Tehditlerden korkup geri çekilmek değildir.
Bizileri çözüm sürecini böyle şımarıklık olarak algılıyorsa çok
yanılıyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçiminde saygıdan, sevgiden
bahsedeceksin, sonra da utanmadan milleti sokağa davet edeceksin.
Sonra da çıkıp 'ben bunu şiddete karışmak' için demedim diyorsun.
Ne diye dedin? Silahlarla, molotoflarla..." diyen Erdoğan'a
ilk cevap HDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan'dan geldi.
Tan, "Ne yapacaksanız elinizi çabuk tutun" dedi.
NE YAPIYORLARSA YAPSINLAR
"Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ne yapıyorlarsa yapsınlar ama
sadece ellerini çabuk tutsunlar ve çok çok çok acele etsinler.
Çünkü Ortadoğu'nun yeniden dizaynı ne AKP'nin keyfini bekler ne de
bir başkasının. Dolayısıyla karşılıklı olarak şu an birbirimizi
tehdit etmemiz ve birbirimizi azarlamamız veya birbirimizle polemik
yapmamız sorunu çözmüyor. Ortadoğu yeniden şekilleniyor, bu yeniden
şekillenme de Kürt sorunu, Alevi sorunu, Sünnilik, Şiilik, laiklik,
dindarlık birer enstürman olarak kullanılıyor. bunun yolu önce olan
biteni doğru anlamaktan geçiyor.
ACİLEN BİR DEMOKRASİ
PLANI
Dünya ne yapmak istiyor, Batı ne yapmak istiyor, biz hangi
durumdayız ve ne yapmamız lazım. Bunu doğru olarak tespit ettikten
sonra acilen gereğini yapmamız gerekiyor. Türkiye kendi içinde
sorunlarını çözmeden dışarıda hiçbir şey yapamaz. Kürt sorununu,
Alevi sorununu, laiklerin endişelerini, dindarların taleplerini
karşılamadan, yeni bir Anayasa, demokratik bir Türkiye
oluşturmadan, Türkiye'nin içinde tansiyonu düşürmeden, toplumsal
bir uzlaşma sağlamadan, iç barışı sağlamadan dışarıda hiçbir şey
yapamaz.
Hükumete çağrımız şu; acilen bir demokrasi planı, acilen bir yeni
Anayasa, acilen bir uzlaşma projesi, bütün kanaat önderlerini
toplayarak, tansiyonu düşürerek, dilini değiştirmesi.
YAĞMALAYARAK HAK ARAMA
OLMAZ
HDP'nin de üzerine düşenler var tabii. Sokaklarda demokrasi
istemek, çözüm istemek, protesto eylemleri herkesin en meşru hakkı.
Ama yakarak, yıkarak, karanlık güçlere zemin hazırlayarak,
yağmaların önünü açarak hak arama olmaz. Bunlar enfeksiyonu daha da
arttırır, ülkeyi daha da karıştırır.
Hiçbir arkadaşımız, çıkın yağma yapın demedi ama atılacak adımlar
doğru düzgün hesaplanmazsa, kitleler kontrol edilemezse bu karanlık
eller devreye girer. Bize düşen de bu karanlık ellerin devreye
girmesini engellemek, bütün protestoları makul ve meşru bir zeminde
tutmak, taleplerimizi rasyonel bir hale getirmek olmalıdır.