Altan, Başbakan'dan korkuyor mu?
Abone olStar gazetesi başyazarı Mehmet Altan, Başbakan Erdoğan ve kardeşi Ahmet Altan arasındaki dava sürecini nasıl yorumluyor? Köşesini kaybetmekten korkuyor mu?
İkinci Cumhuriyet'in isim babası, İstanbul Üniversitesi İktisat
Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Mehmet
Altan, kardeşinin Genel Yayın Yönetmeni olduğu Taraf
gazetesine açtığı 50 bin TL'lik davayı nasıl değerlendiriyor?
Köşesini kaybetmekten korkuyor mu?
Star gazetesi başyazarı, Mehmet Altan t24.com.tr'den Selin
Ongun'un sorularını yanıtladı:
TARAF'A DAVA SİNDİRME YÖNTEMİ
"Bu dava Başbakan’ın kendisine kibar davranılmadığını düşündüğü bir
konuda yaptığı kaba hamlelerden sadece biri. Taraf gibi, ayakta
kalmak için ciddi mücadele veren bir gazeteye 50 bin liralık dava
açmak, sadece hakarete uğradığınızı düşündüğünüz için tazminat
istemek anlamına gelmez. Bu da bir başka sindirme yöntemi.
Kaldı ki, orada çalışan, gazeteciler aylardır maaş almadan
çalışıyor. 50 bin değil, 5 bin lira istese Ahmet’in onu bile
verebileceğini tahmin etmiyorum.
Fakat bir vicdan, sağduyu var. Başbakan’a “Hukuktan ayrılma”
demenin bedeli bu mu? Acaba Taraf gibi bir gazete olmasaydı, son üç
yıl içinde nasıl bir Türkiye olurdu? İnsanlar, özellikle
Başbakan’ın sık sık atıfta bulunduğu “muhafazakârlar” bence bunu
düşünecektir.
BAŞBAKAN'DAN KORKMUYORUM DEMEK KOMİK
- Siz, Başbakan’dan korkuyor musunuz?
"Hayır, Başbakan’dan korkmuyorum. Ve üstelik bunu telaffuz
etmek durumunda kalmak komik.
Ben AK Parti’den önce de vardım ve aynı ilkeleri tekrarlıyordum.
Başbakan 50 bin liralık dava ile Ahmet’i korkutacağını düşünüyorsa
unutuyor; biz çok sert bir muhalefetten geliyoruz.
Bir başka mesele: Kemalizmin rövanşını ondan daha sert ve gittikçe
muhafazakârlaşan ve yine tek adamlıktan beslenen bir yapıyla almaya
kalkarsan tahmin edemeyeceğin kadar sert bir dalga gelir seni
vurur.
"STAR'DAKİ YERİMDEN ENDİŞE ETMİYORUM
ÇÜNKÜ..."
-Siz Star gazetesindeki yerinizden endişe ediyor
musunuz?
Elbette etmiyorum, umurumda olmaz. Zaten endişesi olan
insan da bunları söylemez, yazmaz, sorgulamaz. Fakat endişesi
olanların nasıl bir omurgasızlıkla dalkavukluk yaptığını görüyorum.
Fikir tutarlılığının, şefiniz olmadan özerk ve özgür bir adam
olmanın maliyeti çok yüksek.
“Köşemi kaybedeceğim” korkusu olanlar da zaten yazarlık işlerine
girmesin. Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim; Başbakan’ın
eleştirmeyenin, Başbakan’ı övmesinin bir anlamı yok.
Kaldı ki Başbakan’ın şöyle hoş bir özelliği de var: Kendisiyle
kavga etmeyi göze alamazsan, dost da olamazsın. Başbakan,
kendisiyle kavga da edebilen adamlara saygı duyuyor. Fakat burası
demokrat bir ülke olmadığı için bu dostane uyarılar dahi
algılanmıyor.
Herkes siyasetten ikbal aldığı, siyasette vanayı ele geçiren de
“tek adamlığını” ilan ettiği ve buna yönelik bir demokratik direnç
henüz yerleşmediği için bunları konuşuyoruz.