Alperenlerden Mustafa Destici’ye sert tepki
Abone olAlperen Ocakları, Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleme kararı alan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye sert tepki gösterd...
Alperen Ocakları, Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu
destekleme kararı alan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye sert
tepki gösterdi.
Alperen Ocakları Genel Başkanı Serkan Tüzün, “Alperen Ocakları’ndan
Büyük Birlik Partisi Yönetim Kuruluna Ültimatom” başlığı altında
bir açıklama yaparak BBP lideri Destici’yi suçladı. İşte o
açıklama:
"Ülkemizin dar boğazlardan geçtiği-geçirildiği şu günlerde,
sinelerimizde adeta urlaşmış halde bulunan kanaatlerimizi samimi
beyanlarla ifade etmek elzem hale gelmiş bulunduğundan
huzurlarındayız… Bildiğiniz gibi, bin yıllık bir fikir geleneğinin
çağımızdaki mücessem organizasyonu olarak, adımıza evvela “Nizam-ı
Alem Ocakları”, şartların sürüklediği bir heyulayla da daha sonra
“Alperen Ocakları” denilmiştir. Bin yılın fikir soluğunu çağımızda
ismi ve çilesi etrafında halkalayan kişi de yine bildiğiniz üzere
Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’dur. Biz, Muhsin Yazıcıoğlu’ndan alınmış
bulunulan terbiye icabı bugüne kadar, gündelik politikanın her
zaman dışında bulunmaya gayret etmiş, toplum meselelerini de ancak
ulvi siyaset penceresinden takip etmeye azim göstermiş bir sivil
toplum kuruluşuyuz. Bizi seven ya da sevmeyen bütün kamuoyu da
takdir edecektir ki; Bosna zulmünde, Çeçenistan işgalinde, Filistin
mezaliminde, Doğu Türkistan ağıtında bizler hep, kaynayan ve
ağlayan toplum kitlelerinin başını çekmiş ama ağız dalaşıyla ifade
olunabilecek politik çekişmelerin daima dışında durmuş bir iman
hareketiyiz. Ekonomik anlamda, orta düzey ve üstünü ifade eden
kimselerce asla çalınmayan kapılarımız bugün hala açıksa, bugün
için bunu biz, gündelik nafakasını Ocaklarımıza çay-şeker almak
için kullanan, ayakkabıları eski, ceket astarları yırtık ama
yürekleri her an yiğitlik cilasıyla parlak, göğüsleri iman
vakarıyla dimdik kardeşlerimizin himmetlerine borçluyuzdur.
Ocaklarımızın bugüne kadar tütmesini sağlayan bu gerçeklik,
imanından az da olsa taviz vermek suretiyle nice imkân edinebilecek
ama bu tavizi asla vermediği için de kış günü parti makamında
paltosuyla oturan Muhsin Yazıcıoğlu’ndan ilham ve kuvvet bulmuş ve
sadece varlığıyla bile aramızdayken O, her bir Alperen, dağa sırt
vermiş bir çilekeş namıyla davaya omuz vermiştir.
PEKİ BUGÜN İÇİN GELİNEN NOKTADA VAZİYET NASILDIR?
Şunu saklamadan ve gayet net bir dille ifade edelim ki, Büyük
Birlik Partisi, Alperen Ocaklarının gönül bağıyla bağlı olduğu bir
müessesedir. Kişilerin gelip geçici oldukları bir vazife
intikalinde adını zikrettiğimiz bu iki kurum, rahmetli başkanımız
zamanında senfonik bir uyumla birlikte yürürlerken, İslam davasına
karınca kararınca katkı sağlamış ve kişisel menfaatleri değil, her
zaman millet menfaatlerini ön planda tutucu adımlar atmışlardır.
Ama yiğit liderimizin aramızdan ayrılmasıyla beraber zamanla
akustiği bozulan bu senfonik uyum, kişisel ikbalini önde tutucu
insanların fikri bir tutum takınamamaları nedeniyle aksamış ve
gitgide Büyük Birlik Partisinin, Alperen Ocaklarından kurtulma
kavgasına dönüştürülmüştür.
Alperen Ocaklarını daima ayağına bağ gibi gören, şahsi menfaat
senaryolarını sergilerken yiğit Ocaklarımızın varlığını tehdit gibi
algılayan bir zihniyet, Büyük Birlik Partisi başkanlığına oturur
oturmaz Ocakları kapatmak için adım atmış ama hadisenin
duyulmasıyla beraber gelen tepkilerle geri adım atarak olayı ört
pas etmişlerdir. Ocakların kapısını kilitleyerek yok
edemeyeceklerini anlayan bu insanlar gene de durmamış, Ocak
geleneğimizi tarumar edici bir mantıkla yeni bir sistem oluşturmaya
kalkmış, “Vakıf” adı altında Ocaklarımızı etkisizleştirici bir
rotaya sokmuş, bununla da yetinmemiş, kendi müessesesini akim
kılmaya çalışıcı bir tavırla tuzaklar kurmaya yeltenmiştir.
GENEL BAŞKAN BİZDEN İĞRENİYOR
Allah’ı şahit tutmak kaydıyla yiğit Alperenlere buradan haykırırız
ki; Büyük Birlik Partisi genel başkanlığını yürüten irade, köklü
ocak geleneğimizden de, onun garip mensuplarından da iğrenmektedir.
Bunu şahsımıza karşı bile defalarca beyan etmişlerken “Kol kırılır
yen içinde kalır!” hassasiyetiyle susmuş, teşkilatlarımızın
huzurunu esas tutmuş ve iki yılı aşkın bir süredir yiğitlik
hudutları dışında serdedilen her yakışıksız davranışı sinemize
çekmişizdir.
Tüm Alperenlere gene Allah’ı şahit tutmak kaydıyla beyan ediyoruz
ki; Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun akamete uğratılmaya
çalışılan davasını canlı ve gündemde tutmak için ne zaman eylem
hazırlığına girişsek, Parti genel başkanından telefon almış,
eylemlerden vazgeçmemiş istenmiş, yapılan birçok eylemi de bunlara
rağmen yapabilmiştik. Hükümetle olan iyi ilişkileri bozulmasın,
basın ile olan ilişkileri seçimler öncesinde sekteye uğramasın
diye, rahmetli liderimizin cenaze resimlerini yayınlayan haber
kanalının önüne eksi 25 derecede hem İstanbul, hem de Ankara’da
yönleniyorken Parti genel başkanından gene telefon almış “Seçim
arifesinde bu mevzuyu kaşımayın, kaşırsanız görevden alırım!”
ikazlarına muhatap olmuşuzdur. Buna rağmen cenaze üzerinden reyting
kaygısına girmiş kanal önünde toplanmış, Alperen Ocakları olarak
ültimatomumuzu vermiş ve görüntülerin yayınlanmasını engellemiştik.
Şimdi bütün teşkilatlarımıza, BBP genel başkanı Mustafa
Destici’nin, hükümetle iyi ilişkiler sürdürdüğü günlerinde çok
sıklıkla kullandığı bir cümlesini hatırlatmak istiyoruz:
“Büyük bir evliyayla konuştum! Bu mevzu kazadır ve siz de kapatın
diyor! Yoksa Muhsin Yazıcıoğlu’nun ruhunu zedelersiniz!”
PAZARLIK KONUSU YAPILAMAZ
O günlerde ismini bile veremediği kişilerden aktardığı gıyabi
cümlelerle Şehit liderimizin davasını his planında sulandıran
Mustafa Destici, son zamanlarda da karanlık cümlelerle
teşkilatlarımıza Liderimizi hükümetin katlettirdiğine dair imalarda
bulunmakta, birtakım ses ve görüntü kayıtları dinleyip ve izlediği
imajı oluşturmakta, böylece evvela hükümeti sevindirerek, şimdi de
hükümeti üzerek yanlış bir dava takibatı yürütmekte, bu omurgasız
hareket planında da olan liderimizin dava sürecine olmaktadır.
Şunu herkes bilmelidir ki; Muhsin Yazıcıoğlu davası, gündelik
politikalarda pazarlık konusu yapılabilecek bir dava değildir.
Elinde belge ve bilgi olan, ses kaydı dinleyip görüntü izlediğini
söyleyen her kimse bunları kapalı kapılar ardında gündelik
politikalarına kulvar açmak için kullanmamalı, gereğini yaparak
yetkili mercilere ulaştırmalıdır. Gereğini yapabilecek hiç kimsenin
bulunmadığı bir arz planında bilinmelidir ki, Muhsin Yazıcıoğlu’nu
sadece tanımayan, aynı zamanda onu anlayan on binlerce Alperen,
hala şehit liderimizin ruhi asaletini üzerinde taşıyacak bir
kuvvette ve gereğini yapacak el nizamındadır.
"CHP LOKOMOTİFİ PEŞİNE TAKILAN BİR GÜRUH ARASINA..."
Değerli Alperenler, Kıymetli Basın Mensupları
Bugüne kadar sabırla bizleri suskun kalmaya zorlayan şartlara,
artık tahammülü kabul edilemez başkaca bir cinayet eklenmiştir ki,
kanaatlerimizi kamuoyu ve gönüldaşlarımızla paylaşma ihtiyacı da
buradan hasıl olmuştur. Cumhurbaşkanlığı seçimleri münasebetiyle,
bütün Büyük Birlik Partililer ve bütün Alperen Ocaklılarla yapılmış
bir istişare kararıymış gibi Büyük Birliik Partisi genel başkanı
tarafından yapılan Ekmelettin İhsanoğlu’na destek açıklaması, asla
bir araya gelemeyecek olan CHP ve BBP isimlerini bir araya getirmiş
ve bu da Büyük Birlik Partisi kurucusu Muhsin Yazıcıoğlu eliyle
oluşturulmuş Büyük Birlik ruhunu bağrından hançerlemiştir. Tüm
Alperenler bilmelidirler ki, bu konuda Alperen Ocaklarıyla yapılmış
herhangi bir istişare yoktur. Bizimle istişare yapılmamasından da
öte, itibarlı itibarsız birçok vagoncuk eklenmek suretiyle CHP
lokomotifi peşine takılan bir güruh arasına BBP adının yazılması,
21 yıllık temiz mazisiyle Büyük Birlik Partisi’ne yapılabilecek en
büyük kötülüktür. Bir senfonya düşünün, içerisinde şehit liderimize
cenaze günü yayınlarında “İyi bilmezdik!” diye manşet atan Türk
solunun, şehit liderimizi katil diye her an yaftalayan İşçi
Partisi’nin, tarikat liderliğiyle tencere pazarlamacılığı arasında
gidip gelen Haydar Baş’ın, bil cümle Marksist-Leninist sol
franksiyonların bulunduğu bu senfonyada Büyük Birlik Partisi’ni
alet çalıcılık derecesine düşürmek, o senfonyayı yöneten CHP
şefinin dümen suyuna girmek demek değil midir? CHP ile değil aynı
irade ortaklığında bulunmak, bütün yiğit Alperenlerin vicdanlarına
havale ederek seslenelim ki, misal, CHP milletvekili Hüseyin
Aygün’ün su içtiği tastan su içmeyi bile biz imani bir zafiyet
sayar, Büyük Birlik Partisi’nin milletimiz nezdindeki itibarını
sıfırlayanları da ikaz ederiz.
Bütün Anadolu ve bütün dünya bilmelidir ki, Büyük Birlik Partisi ve
Alperen Ocakları, milletin iman haznelerini muhafaza etmek
anlamında var iseler eğer, bu millet değerlerimize çullanmaktan
başka varlık sebebi tanımayan CHP var diyedir. Varlık sebebini
İslam davasını sürdürmek diye açıkça ortaya koymuş bir hareket,
elleri üzerinde hala on binlerce müslümanın kan izi bulunan ve
uslanmaz bir saldırganlıkla millet değerlerimizle hala çatışan
CHP’nin değil dümen suyuna girmek, CHP’nin dümenini kırmayı en
halis niyetlerinden biri olarak ortaya koymuştur. Şehit liderimizin
yiğitçe seslenişiyle seslendiği ve “Sen milletimizin başına bela
mısın!” dediği CHP, bugün Büyük Birlik Partisini yönettiğini
zannedenlerce Haçlı ittifakında buluşulmuş bir kader ortağı haline
getirilmiştir.
DESTİCİ İLE AYRIŞILAN 3 NOKTA
Hayata midesinden değil kalbinden bağlı yiğit Alperenler, mesele
imani hususiyetlerimiz olunca gemileri yakan bir sollukla size
sesleniyoruz. Bakın sayın Mustafa Destici, CHP ile aynı kanaatte
buluşmalarının gerekçesini 3 maddeyle nasıl açıklıyor:
1-) Şehit liderimizin dosyasına hükümetçe gösterilen
ilgisizlik…
Soruyoruz; daha evvel az önce bahsettiğimiz gibi, Alperen
Ocaklarının ekser girişimlerine engel olmaya ve hükümeti
incitmemeye çalışan sen değil miydin? Tüm siyasi kararlarını, Şehit
Liderimizin dosyasıyla ilgiliyse eğer, 2010 yılında tam destek
verdiğiniz refarandumda neden Şehit Liderimizin davasını masaya
sürmeyip, hükümetle beraber şen aile profili çizmiştiniz?
2-) Hükümetin çözüm süreci ile ilgili attığı adımlardan duyduğu
endişeler… Soruyoruz; hem işbirliği yaptığınız CHP, hem de onun
şapkadan tavşan çıkarırcasına ortaya attığı çatı aday Ekmelettin
İhsanoğlu, kameralar önünde açık açık çözüm sürecine destek
olduklarını açıklamıyorlar mı?
3-) Ekmelettin İhsanoğlu’ndan sivil anayasa yapmak noktasında güya
alınan söz…Soruyoruz; yeni yasama döneminden beri sivil anayasa
yapmak noktasında atılan her adımın karşısında yıkıcı bir
muhalefetle yer alan CHP değil midir? Şimdi bu CHP’nin bir biblo
olarak bulup ortaya çıkardığı Ekmeletin İhsanoğlu’ndan mı himmet
beklenmektedir?
"ALPEREN OCAKLARI OLTA BALIKÇILIĞI FEDERASYONU DEĞİL"
Hiç kimse kimseyi kandırmamalı, kapalı kapılar ardında yapılan
ticari pazarlıkları siyasi ve ilkeli birer tutummuş gibi bizlere
yutturmaya çalışmamalıdır! Artık takke düşmüş, siyasi kellik
fecaati görünmüştür. Kapalı kapılar ardında yaşanan pazarlıklarla,
parti başkanlığını iş takip bürosu gibi kullanmak günlerinin sonu
gelmiştir. Türkiye’nin bütün yazmalı ninelerine, aksakallı
dedelerine, evlatlarını mukaddesatlarına göre yetiştirmek
derdindeki anne ve babalarına sesleniyor, Allah ve Resulü’nün bu
ülkedeki ezeli ve ebedi düşmanı olan CHP’ye partimiz namına gerekli
istişareler yapılmadan destek açıklayanları da Büyük Birlik Partili
saymamalarını istiyoruz. Zira Muhsin Yazıcıoğlu’nun 40 yılda alna
çektiği nur çizgileri, siyaseti ticaret belleyenlerce bir hamlede
zifte inkılâp edebilecektir. Allah şahit olsun ki; İslam dinini
kuvvelendirmek için milletimizi kuvvetli kılmaktan başka muradı
olanlara ne bu hareketi, ne de Muhsin Yazıcıoğlu’nu teslim
etmeyeceğiz. And olsun!
Son söz babında sayın Mustafa Destici’ye tüm yiğit Alperenler
namına sesleniyoruz! Ey Mustafa Destici! Sen Muhsin Yazıcıoğlu
değilsin, Alperen Ocakları da olta balıkçılığı federasyonu
değildir!"
(İHA)