Alpay'dan ilginç HDP ve 2015 genel seçim iddiası
Abone olZaman gazetesi yazarı Şahin Alpay, 2015 genel seçiminde HDP'nin rolüne ilişkin analizler yaptı.
İNTERNETHABER.COM - Zaman
gazetesi yazarı Şahin Alpay, 2015 genele seçimlerine ilişkin kaleme
aldığı bugünkü yazısında Ayvalık'ta AK Parti düşmalığından dolayı
HDP'ye destek vereceğini söyleyenlerin olduğunu öne
sürdü.
HDP'ye oy vermeyi düşünenlerin 'elbette' HDP’nin programını
benimsediğini söyleyen Şahin Alpay, "HDP’nin
barajı aşması, AKP’nin Türk usulü başkanlık sistemi getirmesini
önler. Güçlü bir şekilde meclise girmesi, HDP’yi bir 'Türkiye
partisi' haline getirir; bir CHP–HDP iktidarına dahi yol açabilir"
diye konuşulduğunu aktardı.
2015 genel seçiminde bütün ülkede CHP’den HDP’ye doğru
hissedilir bir oy kayması yaşanabileceğini öne süren Şahin Alpay,
"CHP’nin yaptırdığı, sonuçları kulağıma gelen bir yoklamaya göre
HDP, CHP’den % 1,2, AKP’den % 2,5 oranında oy çalacak" iddiasında
bulundu.
Şahin Alpay'ın 'Demirtaş’ın cazibesi yeter mi?' başlıklı bugünkü
yazısı şöyle:
AK PARTİ KARŞITI OLDUKLARI İÇİN DEMİRTAŞ'I
SEVİYORLAR
Birkaç gündür memleketim Ayvalık’tayım. Malum, burası CHP’nin
kalelerinden biri. Tanıdıklarımla konuşuyorum. Aralarında İzmir’den
gelenler de var. Hemen hepsi bugüne kadar CHP’den başka bir partiye
oy vermemiş kimseler. Ancak ilginçtir çoğu 7 Haziran’da HDP’ye oy
vermeyi düşünüyor.
Niye? HDP’nin programını benimsedikleri için değil elbette.
Şöyle düşünüyorlar: HDP’nin barajı aşması, AKP’nin Türk usulü
başkanlık sistemi getirmesini önler. Güçlü bir şekilde meclise
girmesi, HDP’yi bir “Türkiye partisi” haline getirir; bir CHP–HDP
iktidarına dahi yol açabilir. CHP’nin performansından hayal
kırıklığı duyuyorlar; buna karşılık Selahattin Demirtaş’ı takdir
ediyorlar. Büyük bir garez duydukları AKP iktidarını “en iyi o
silkeliyor…” diyorlar.
CHP VE AK PARTİ'DEN HDP'YE NE KADAR OY
KAYAR?
Evet, 7 Haziran’da bütün ülkede CHP’den HDP’ye doğru hissedilir bir oy kayması yaşanabilir. CHP’nin yaptırdığı, sonuçları kulağıma gelen bir yoklamaya göre HDP, CHP’den % 1,2, AKP’den % 2,5 oranında oy çalacak. Belli ki, önce CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç’un, “AKP ile HDP arasında kapı önünde kavga, kapı arkasında seçim işbirliği var. AKP-PKK çekişmesi oluyormuş algısı yaratılmaya çalışılıyor…” demesi (4 Mart), ardından Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun aynı şekilde konuşması (5 Mart) tesadüf değil. CHP’yi, HDP’ye kaybedilecek oyların telaşı sarmış olabilir.
Gelelim HDP’ye. Eş genel başkan Selahattin Demirtaş, haftalardır
“Barajı aşarak meclise gireceğiz ve AKP’nin tek başına anayasa
yapma tehlikesini biz bertaraf edeceğiz!” diyor. Peki HDP’liler
barajı aşıp meclise gireceklerinden emin mi? Kürt çoğunluklu
bölgeden edindiğim bilgiler şöyle: Parti merkezine yakın HDP’lilere
göre, bunu başarmak kendi ellerinde; “İstersek aşarız…” diyorlar.
Onlara göre barajı aşmak için sosyal demokrat eğilimli
CHP’lilerden, dindar-muhafazakar Kürtlere; sol’dan Hizmet
Hareketi’ne yakın seçmenlere kadar geniş bir yelpazeden oy almaya
yönelik bir strateji izlenmesi gerekiyor. Bunun için de seçime bu
kesimlerin benimseyebileceği adaylarla girilmeli.
KÜRT HAREKETİ BARAJI AŞMAYI İSTİYOR
MU?
Ne var ki, aynı HDP’liler adayların kimin tarafından
belirleneceğinden emin olmadıkları gibi Kürt siyasi hareketinin
barajı aşmayı isteyip istemediği konusunda da kuşkulu. Zira hareket
içinde bu konuda üç farklı yaklaşım olduğu görülmekte: 1) Demirtaş
ve HDP yönetimine göre, Kürt taleplerini elde etmenin en etkin yolu
meclise girmekten ve siyasi mücadeleyi esas almaktan geçiyor. 2)
Hareketin doğal lideri, İmralı’da hükümlü Abdullah Öcalan barajın
altında kalınmasını, böylelikle AKP’ye anayasayı mecliste ya da
referandumla değiştirme imkanı verilmesini yeğliyor. Bu şekilde
Erdoğan’ın Kürtlere istediklerini verebilecek güce ulaşacağını
hesap ediyor. (Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Demirtaş’ı
“Öcalan’ı itibarsızlaştırmaya çalışmakla” suçlamasının, Erdoğan’ın
“Bunlar iki maymunu oynuyor…” demesinin, AKP sözcülerinin
Demirtaş’ı çözüm sürecinin engeli ilan etmelerinin nedeni herhalde
bu.) 3) Hareketin fiili lideri Kandil ise, meclis dışında
kalınmasına, böylelikle Kürtlerin kendi bölge parlamentolarını
kurmalarının meşruiyet kazanmasına öncelik veriyor.
HDP'NİN DİZGİNLERİ İMRALI VE KANDİL'İN
ELİNDE Mİ?
Evet, rejimin geleceği Kürt siyasi hareketinin elinde. Ne var ki, yukarıdaki varsayımlar doğru ise, sorulması gereken sorular şunlar: HDP, barajı geçmek için gereken çabayı gösterecek mi? Diyelim ki (gerekli çabayı göstermese dahi) barajı geçti; dizginler kendisinin mi, yoksa İmralı ya da Kandil’in elinde mi olacak? Dizginler kendi elinde olmayacaksa (ki buna inanmak için her türlü neden var) meclisteki HDP, iktidarı elinde tutmak için herşeyi göze alabilecek olan Erdoğan ile bir al–vere girmez mi? Ya da Kılıçdaroğlu ile Koç’un söyledikleri doğru çıkar mı?