Alparslan Türkeş öldürüldü mü?
Abone olEski MHP Erzurum Milletvekili Rıza Müftüoğlu, eski MHP lideri Alparslan Türkeş'in öldürüldüğünü öne sürdü. Müftüoğlu, son kitabında müthiş iddialarda bulundu.
Müftüoğlu, hareketin bilinmeyen yönlerini "Derin Sayfalarıyla
Milliyetçi Hareket" adlı kitapta topladı. Ülkücü mafyanın devlet
tarafından piyasaya sürüldüğünü savunan Müftüoğlu, şunları
kaydetti: "Dönemin Başbakanı Turgut Özal'a çıkan görevliler, ülkücü
mafyanın piyasaya sürülmesi teklifinde bulundu... Ülkücü mafyanın
eline, Ermeni işadamlarının da bulunduğu listeler verildi. Daha
sonra da çek senet tahsilatına sevk edildiler. Türkeş, ülkücü
mafyaya karşı çıktı." Müftüoğlu, Abdullah Öcalan'a Suriye'de
düzenlenmesi planlanan suikastla ilgili şu bilgileri verdi:
"Başbuğ, V.K adlı arkadaşımızı görevlendirdi. 3 ülkücü Suriye'ye
gidip Öcalan'ın evini buldu. Tam harekete geçecekken, Suriye
görevlilerince evin sarıldığını gördüler. Tedbirler, Çiller'in o
sırada gazetelerde yayımlanan 'Özel Harekât Dairesi'nin en uzman
elemanlarından oluşan 4 ayrı tim Öcalan'ı vurmak için harekete
geçti' demeci üzerine alınmıştı. Bu demeç Çiller tarafından
verilmedi. Çiller'in ağzından başka biri bu haberin verilmesini
sağladı... " 1994'te de dönemin Suriye İç İstihbarat Başkanı'nın
yeğeniyle irtibat kurulduğunu ve "10 milyon dolar karşılığında
Öcalan'ın Türkiye sınırları içinde teslim alınması" konusunda
anlaşma sağlandığını da açıklayan Müftüoğlu, Türkeş'in bu durumu
Başbakan'a ilettiğini, ancak hiçbir yanıt verilmediğini savundu.
Müftüoğlu, "Yine biri bu işin bizim vasıtamızla yapılmasını
istememiş ya da Öcalan yine korunmuştu" dedi. Potasyum şüphesi 4
Nisan 1997'de vefat eden Türkeş'in öldürüldüğünü de öne süren
Müftüoğlu, "Ölüm, Alparslan Türkeş gibi bir lidere gelince,
'suikast' kelimesi öne çıkabilir" dedi. Müftüoğlu, şunları
kaydetti: "Başbuğ'un öldürüldüğü kanaatindeyim. Mart 1997'de
Almanya'da gittiği doktorun 'Kalbiniz saat gibi' dediğini bize
anlatmıştı. Bu doktor da Başbuğ'un ölümünden 1 yıl sonra, kalp
durmasından hayatını kaybetmişti. Bir gün bana CIA'da çalışan bir
Türk'ten bir rapor ulaştı. Bir siyasi partinin liderine
gönderilmişti. Raporda hem Başbuğ'un, hem de Özal'ın öldürüldüğü
yazıyordu. Potasyum yüklemesi yapılarak, iz bırakmadan ölümler
gerçekleştirilebiliyordu" Müftüoğlu, kimlerin Türkeş'i öldürmüş
olabileceğini konusunda da başta Almanya olmak üzere Avrupa'yı
işaret etti. Polisle gerginlik Türkeş'in ilk olarak Devlet
Mezarlığı'nın önündeki arazide gömülmesinin kararlaştırıldığını
belirten Müftüoğlu, ordunun buna karşı çıktığını, dönemin Başbakanı
Necmettin Erbakan ve yardımcısı Çiller'in bir şey yapamadığını
vurguladı. Türkeş'in emniyete yazdığı gizli mektuba da yer veren
Müftüoğlu, "Emekli Hâkim Albay Kaya Alpkartal'ın Başbuğ'a sunduğu
belgede polis okullarında okutulan 'Devlet Güvenliği ve İstihbarat'
kitabında MHP'nin suçlandığı yer alıyordu. 1993'te Emniyet'e
yazdığı mektupta, 'Bütün cinayetlerin arkasında ya bir MİT ya da
emniyet mensubu görülmüştür' ifadesine yer verildi" dedi. Nâzım'ın
şiirini niçin okudu? Müftüoğlu, 1994'teki MHP Olağan Kongresi'nde
Nâzım Hikmet'in "Bu memleket bizim" şiirini okuyan Türkeş'in, "Bunu
neden yaptınız" sorusuna "Bölücüler azıttı. Milli blok
oluşturmalıyız. Bu blokta solcular, Nâzım'ı da sevenler bulunmalı.
Onlara bir zeytin dalı uzattım. Beraber olmalıyız mesajı verdim"
yanıtını verdiğini açıkladı. Bazı tarikatlar bizi destekledi
Müftüoğlu, tarikatların MHP'ye desteğini, "MHP'yi destekleyen dini
gruplar ve tarikatlar vardı. Mamak askeri cezaevinde bile Mehmet
Fevzi Efendi'nin müritleri bizi yalnız bırakmadı. Her hafta
Mamak'taydılar ve her hafta elleri, arabaları dolu gelirlerdi"
söyleriyle açıkladı. Kızılay'a cami yapma hayali Türkeş'in
Kızılay'ın göbeğine cami yapılmasını istediğini vurgulayan
Müftüoğlu, MHP liderinin sık sık, Güvenpark'ı işaret ederek,
"Şurada cami ne güzel olur değil mi? İktidar olursak inşallah
yaptıracağız" dediğini kaydetti. Müftüoğlu, ilk kez açıkladığı bu
bilginin MHP yönetimince vasiyet olarak algılanmasını istedi.
Haber: Önder Yılmaz Kaynak: Milliyet Gazetesi