Alo başbakanım çatışalım mı?
Abone olCHP'den Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'e zor soru
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Lübnan'a asker
gönderilmesi konusunu değerlendirerek, ''Bir çatışma durumu olunca
Sayın Abdullah Gül'e, Sayın Başbakan'a telefon ederek 'Çatışmaya
girelim mi girmeyelim mi?' diye sormayacaklar'' dedi.
Öymen, partisinin Kayseri İl Başkanlığında düzenlediği basın
toplantısında, hükümetin Lübnan'a asker gönderme konusunda halka ve
Meclise gerçekleri söylemesi gerektiğini söyledi.
Bunu yapmadığı taktirde tarih karşısındaki sorumluluğu üstlenmiş
olacağını ifade eden Öymen, ''Abdullah Gül'ün memleketinde dış
politika konularını eleştirmek istemezdim. Biz CHP olarak dış
politika konularında, milli menfaatleri ilgilendiren konularda
iktidar muhalefet ayrımı gözetmeyiz. Ancak içinde bulunduğumuz
koşullar ve alınacak kararın önemi, bize Kayseri'de gerçekleri
vatandaşlara, basın mensuplarına açıklamak zorunda bırakıyor'' diye
konuştu. Öymen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün dün akşama kadar yaptıkları
konuşmalarda Lübnan'a gidecek askerlerin hiçbir çatışmaya
katılmayacaklarını söylediklerini ifade ederek, şöyle devam
etti:
''Sanki bizim askerimiz çatışmamak koşuluyla gidecek, kapı kapı
dolaşıp insani yardım dağıtmak için gidecek, Kızılay görevi
yapacak. Böyle bir şey yok. Siz askerinizi gönderdiğiniz andan
itibaren Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü komutanının emrine
verilir. Artık, oradaki askerleriniz sizin komutanızda değildir.
Bir çatışma durumu olunca Sayın Abdullah Gül'e, Sayın Başbakan'a
telefon ederek 'Çatışmaya girelim mi girmeyelim mi?' diye
sormayacaklar. Barış Gücü Komutanı ne derse onu yapacaklar.
Birleşmiş Milletler Çatışma Kuralları Belgesi'nde bu çok açıkça
görülüyor. Zaten bütün Barış Gücü operasyonlarında da kural budur,
usul budur.''
-''SÜNGÜ SAVAŞINA GİREBİLİRİZ''-
BM'nin kararlarının Hizbullah'ın silahsızlandırılmasını öngördüğünü
savunan Öymen, bu konuda Başbakan'ın yanlış bilgilendirildiğini öne
sürdü. Öymen, BM Çatışma Kuralları Belgesi'nde Barış Gücünün
kendisine yönelik bir saldırı olmasa bile silah kullanabileceğinin
yer aldığını belirterek, şunları anlattı: ''Belgede, 'bir tehdidin
varlığını hissederse' diyor. Kimse size ateş açmasa bile komutan
size 'Şuradan bir tehdit gelebilir, oraya karşı silah
kullanacaksınız' diyebilir. Sivillere yönelik saldırı olursa orada
da silah kullanabiliriz diyor. Bu belge çok açıkça yazıyor. Sayın
bakan bugünkü konuşmasında da 'Süngü kullanılacağı ifadeleri
tamamen yanlıştır. Muhalefet çarpıtıyor' diyor. Biz hiçbir zaman
boş laf söylemeyiz. Çatışma Kuralları Belgesinde 'Kullanılacak
silahlar, ateşli silahları ve süngüleri kapsar' diyor. Bu süngüleri
ne için kullanacaklar askerler? Patates soymak için mi
kullanacaklar? Yani bir süngü savaşına da girebilirsiniz. Bu ciddi
bir durum. Böyle bir ortama biz Türk askerini sürükleyeceğiz.
Meclis'e böyle bir kararın kabul edilmesini öneriyorsanız
gerçekleri olduğu gibi anlatmak cesareti göstereceksiniz.''
Başbakan Erdoğan'ın Temmuz ayında ''ABD bizden Lübnan'a asker
göndermemizi istedi'' diye açıklama yaptığını kaydeden Öymen, dün
akşam ki açıklamasında ise kendi kendisini tekzip ederek bunu
Lübnan'ın, Suriye'nin, İsrail'in istediğini söylediğini
savundu.
-''ÖNCE KUZEY IRAK'A ASKER GÖNDERİN''
Öymen, Türkiye'nin öncelikle kendi güvenliğini tehdit eden Irak'ın
kuzeyine asker göndermesi gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini
şöyle sürdürdü: ''Yıllardır söylüyoruz. Ya siz yapın ya da ABD'yi
ikna edin onlar tasfiye etsin. Sizden önceki hükümetler Kuzey
Irak'a asker gönderdi. PKK ile çatıştılar ve etkisiz hale
getirdiler. Siz Meclis'ten 2 kere yetki aldınız, ancak
uygulayamadınız. Kendinize yönelik tehdidi durdurmak için asker
gönderme gerektiğinde büyük devlet olduğunuzu niçin
hatırlamıyorsunuz? Bunun tek bir nedeni var. Çünkü, Kuzey Irak'a
asker göndermenize ABD izin vermiyor. Sınırınızın korunması,
teröristlerle mücadele etmek için asker göndermeye gücünüz
yetmiyor, cesaretiniz yetmiyor.''
İsrail'in, Lübnan'a kendisini korumak için saldırdığını
açıkladığını anımsatan Öymen, BM kararının İsrail'in savunma amaçlı
saldırılarını engellemediğini öne sürdü. BM kararının İsrail'i
himaye ettiğini de savunan Öymen, ''Hükümet, halka ve
milletvekillerine doğruları anlatmalı, milletvekillerini,
vicdanları ile seçim sandığı arasına sıkıştırmamalıdır. Yani,
'Asker gönderilmesine ret oyu verecek arkadaşları, seçimlerde aday
göstermeyiz' diye hava atmasınlar. Bırakın milletvekilleri özgür
iradesiyle karar versin'' diye konuştu. Öymen, Türkiye'nin BM
bayrağı altında bugüne dek 731 şehit verdiğini ifade ederek,
ABD'den sonra en çok şehit veren ikinci ülke olduğunu sözlerine
ekledi.