Almanya'nın ihracat başarısının sırrı
Abone olKalkınmakta olan ülke halklarının ihtiyaçlarını üreten Almanya'da, emek piyasasının daha korunaklı olması da ihracat ekonomisini güçlendiriyor.
Bu aslında basit bir sır. Almanya kalkınmakta olan ülkelerdeki insanların satın almak istediği şeyleri üretiyor.
Çin ekonomisi büyürken, Çin'deki fabrikaların makine ihtiyacı artıyor. Varlıklılık göstergesi donanımlara sahip olmak isteyen yeni zengin kesimlerin örneğin son model bir BMW ya da Mercedes ihtiyaçları da.
Küresel resesyonla birlikte yaşanan keskin düşüşten çıkışın da
aynı keskinlikte gerçekleşiyor olmasının da bir sonucu olabilir
ihracat artışı hızı bu.
Alman ekonomisi, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri ile kıyaslandığında yüksek sayılabilecek olan yüzde 3.6 oranında büyüyor.
Ancak, ekonomilerin hızla dibe vurduktan sonra sıçrama açıklaması, Almanya'nın durumunu tam olarak açıklamıyor çünkü düşüş İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nde de aynı derecede keskindi.
Ev satın alma yerine, kiralama kültürü
Alman ekonomisi ile ABD ve İngiltere ekonomileri arasındaki temel farklardan biri, Almanya'da patlayan bir şişkin emlak piyasası balonunun olmaması.
Almanya'da ev kiralamak son derece saygın. İngiltere ve ABD'de ise eve sahip olma konusunda yoğun bir istek ve toplumsal baskı söz konusu.
Bu baskı, insanları yetersiz ekonomik durumlarına rağmen büyük borçların altına girerek ev sahibi olmaya itiyor.
Ev için borçlanma, İngiltere'de hane başına düşen borcun, Almanya'dakine oranla yüzde 50'nin üzerinde olmasına yol açıyor.
Küresel ekonomik krizden önce Almanya modeli çok revaçta değildi.
Almanlar, geçmişin ekonomik düzenine takılıp kalmaktan şikayet ediyorlardı.
10 yıllık bir süre boyunca yüzde 1'lerde seyreden büyüme oranı, İngiltere ve ABD ile kıyaslandığında düşük görülüyordu.
Esasen, bu büyüme oranına sahipken Almanya'nın nüfusunun azalmakta, İngiltere ve ABD'de ise artmakta olduğuna dikkat etmek gerek.
Dolayısıyla, Almanya'daki büyüme bu bakımdan olduğundan görece daha yüksek olarak değerlendirilmeli.
Değişime ayak uydurma isteğiyle birlikte, Alman firmaları ve hükümeti emek piyasasında reformlara gittiler.
Ancak bu reformlar, İngiltere ve ABD'dekine oranla daha yavaş ve daha ölçülü yapıldı.
Şu anda Almanya'da birini işe almak ya da çıkarmak 10 yıl öncesine göre daha kolay.
İşten çıkarma yerine, kısa işgünü
Fakat, resesyon döneminde işçilerin işine son vermek, Almanya'da diğer birçok Batı ülkesine göre daha zordu.
Berlin Borsası yetkilisi Artur Fisher, Almanya'nın krizin ilk dönemlerinde hem erken harekete geçtiğini hem de doğru bazı adımlar attığını söylüyor.
Bu adımlardan biri de, firmaların, işçi çıkarma yerine iş saatlerini kısaltmaya yönelmelerini sağlamak.
Fisher'a göre, euro bölgesi içinde olmak da kriz karşısındaAlmanya'ya yardım etti.
Yunanistan, İrlanda ve Portekiz'in sorunları nedeniyle Almanya'da euro sistemine yönelik bir tepki gelişirken, Alman ihracatının euro bölgesinde olmaktan ne kadar faydalanıyor olduğu görmezlikten gelinebiliyor.