ALMANYA’NIN DERİN DAVASI BAŞLIYOR
Abone olAlmanya’da 8’i Türk, 10 kişiyi öldürmekle suçlanan aşırı sağcı "Nasyonel Sosyalist Yeraltı" (NSU) örgütünün davası Münih Eyalet Yüksek Mah...
Almanya’da 8’i Türk, 10 kişiyi öldürmekle suçlanan aşırı sağcı
"Nasyonel Sosyalist Yeraltı" (NSU) örgütünün davası Münih Eyalet
Yüksek Mahkemesi’nde başlıyor.
TSİ 11.00’de başlayacak davanın ilk duruşması öncesinde Alman
polisi geniş güvenlik önlemleri aldı. Mahkeme binası önünde
ırkçılığa karşı protesto eylemleri düzenlenmesi bekleniyor. Gösteri
düzenleyecek gruplar arasında Türk organizasyonları da
bulunuyor.
2000-2007 yıllarında meydana gelen cinayetlerde, iç istihbarat
teşkilatı ile örgüt arasında ilişki bulunduğu şüpheleri nedeniyle
"derin devlet" iddialarına da cevap aranacak.
Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde baş sanık olarak NSU üyesi Beate
Zschaepe ve ona yardım ettiği öne sürülen üç kişi hakim karşısına
çıkacak. Örgütün diğer iki üyesi Uwe Mundlos ve Uwe Bönhardt,
2011’de Eisenach kentinde bir karavan içinde ölü bulunmuştu. Alman
polisi, olayın intihar olduğunu açıklamıştı. Daha sonra yürütülen
soruşturmalarda örgüte yardım eden kişiler olduğu tespit
edilmişti.
Zschaepe’nin teslim olmasının ardından yaptığı ifşaatlar NSU ile
istihbarat ve polis teşkilatı arasında ilişki olabileceği
sorularını gündeme getirmişti. Devlete yönelik suçlamaların artması
üzerine Almanya parlamentosunda NSU cinayetleri için bir komisyon
oluşturuldu. Komisyonun çalışmaları sırasında, soruşturmayla ilgili
olarak Almanya iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın
elinde bulunan bilgilerin şüpheli bir şekilde imha edildiği ortaya
çıkmıştı.
Davada kurban yakınlarını temsil edecek olan avukatlar, aşırı sağcı
terör saldırılarının tüm yönleriyle davada aydınlatılmasını talep
ediyor.
NSU’nun işlediği cinayetlerden sadece üç aşırı sağcının sorumlu
olduğunu düşünmenin zor olduğunu dile getiren avukatlar,
müvekkillerinin davadan daha fazlasına beklediğine, olayın tüm
yönleriyle aydınlatılmasına istediklerine dikkat çekiyor.
Federal Emniyet Teşkilatı ve savcılığın NSU örgütüne yardım
ettikleri gerekçesiyle çok sayıda kişi hakkında soruşturma açtığına
işaret eden avukatlar, iç istihbarat servisi için çalışan bazı
muhbirlerin NSU’ya doğrudan ya da dolaylı olarak yardım ettiği
yönünde bilgiler bulunduğunu kaydetti.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün
açıklamasında,"Türkiye’den gelen insanlar artık Alman toplumunun
bir parçası, insanların babası öldürülmüş, eşi öldürülmüş, oğlu
öldürülmüş ama bu ülkeyi terk etmemişler. Bu ülkeyi ikinci vatan
bilmişler, geleceklerini burada inşa etmeye karar vermişler.
Dolayısıyla bu 3,5 milyon insan burada geleceğini kurmak istiyor. O
bakımdan Alman hükümeti de, Alman toplumu da, Alman medyası da bunu
böyle bilmeli diye düşünüyoruz. Buna göre artık politikalar
geliştirilmesi lazım. Eğitim hayatında, iş hayatında, günlük
hayatta, medyada herkesin buna göre pozisyon alması lazım. Böyle
pozisyon alınırsa bu sorunların aza ineceğini düşünüyoruz. Son 2012
yılında yaptığımız bir araştırmada, Avrupa genelinde 108 tane ırkçı
saldırı olmuş. Bunlardan 67’si Almanya’da gerçekleştirilmiş. Ve bu
saldırılar ciddi saldırılar, kundaklamadan yaralamaya kadar...
Demek ki bu ırkçılık meselesi, hem Avrupa’da hem Almanya’da devam
ediyor. Önlem alınmazsa da belki de büyüyerek devam edecek. Bu tabi
önce gelip Almanya’yı ve Avrupa’yı vurur. Ondan sonra belki sonra
bizim toplumumuzu vurur. O yüzden buna tedbir almak önce
Almanya’nın, sonra Avrupa’nın menfaatinedir. Menfaatlerinin bu
yönde olduğunu anlayacaklardır ve gerekli tedbiri alacaklardır diye
ümit ediyoruz" dedi.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi Kerim Özkül ise, “ Her
şeyden önce yargılamanın adil ve şeffaf olmasını bekliyoruz.
Öncelikle faillerin hakkettikleri cezaya çarptırılmalarını
bekliyoruz. Failleri suç işlemeye iten temel temel neden olan
ırkçılığın mahkeme tarafından insanlık suçu olduğu tespiti ve bunun
mahkum edilmesini bekliyoruz. Ayrıca sadece faillerle sınırlı
tutulmamasını ve faillerin arkasında varsa örgüt yapılanması ya da
bir organizasyon varsa bunun ortaya çıkartılmasıyla ilgili bir
çalışma bekliyoruz. Şu an mahkemeden beklentilerimiz TBMM Heyeti
olarak bunlar. Vahim olan bir suç var. Suçun kendisi vahim. Daha
vahim olansa bunun arkasında bir örgütsel, organizasyon yapının
olduğu gibi bir kanaat ve izlenim var. Bunun ortaya çıkartılmasının
daha elzem olduğu, toplum için daha önemli olduğu kanaatindeyiz”
dedi.
(İHA)