Almanya'da Türkler ne istiyor?
Abone olSon kamuoyu yoklamaları, iktidardaki Hrıstiyan Birlik Partileri-Liberaller koalisyonunun çoğunluğu elde edemeyeceğini gösteriyor.
Almanya’da seçmenler pazar günü genel seçimler için
sandık başına gidiyor.
Forsa araştırma kuruluşunun yaptığı ankete göre Hrıstiyan Birlik
Partilerinin oy oranı yüzde 39. Mevcut koalisyonun işe devam
etmesinin önündeki en büyük engel ise küçük ortak liberallerin
durumu. Başbakan Merkel’in gönlünde yatan koalisyon ortağı bir nevi
siyasî ölüm-kalım savaşı veriyor. Son dönemde yoğun kan kaybı
yaşayan Hür Demokrat Parti’nin yüzde 5 barajını aşıp Federal
Meclis’e girebileceği şüpheli. 10-16 Eylül tarihleri arasında
temsilî 2 bin 502 kişiyle yapılan anketlere dayanan araştırmaya
göre ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti’nin oy oranı ise yüzde
25. Sosyal Demokratların geleneksel koalisyon ortağı Yeşiller yüzde
9, Sol Parti ise yüzde 10’luk oy oranına sahip.Anket sonuçlarının
sandığa yansıması durumunda Hrıstiyan Birlik partileri ve
liberallerden oluşan koalisyon hükümeti çoğunluğa ulaşamayacak.
Ancak ana muhalefetteki Sosyal Demokratlar da hem Yeşiller hem de
Sol Parti’yi yanına alsa bile koalisyon için çoğunluğu elde
edemeyecek.
800 BİN TÜRK SEÇMEN BULUNUYOR
Almanya’da genel seçimler için geri sayım başladı. 22 Eylül pazar
günü yapılacak seçimlerde 61 milyon 800 dolayında seçmen oy
kullanacak. Almanya’da oy verecek Türk kökenli seçmenlerin sayısı
ise 700 bin ila 800 bin arasında.
Berlin’de psikoloji bölümünde üniversite eğitimi alan Rabia Keskin
(23) de Türk kökenli Alman vatandaşlarından biri. Oy kullanma hakkı
olan Keskin, "Almanya genelinde büyük bir sayıda olduğumuz için
seçimlere katılmanın çok önemli bir husus olduğunu düşünüyorum.
Özellikle genç nesil olarak burada yaşayan biri olarak, kesinlikle
kendi yaşıtlarımın da yarınki seçimlere katılmalarını şiddetle
tavsiye ediyorum" dedi. İlk nesil buraya işçi olarak geldiğini
belirten Keskin, "Artık bir şeylerin değişmesi zamanı geldi. Bu
değişim de öncelikle kendi vatandaşlık görevimizi yaparak yerine
getirebiliriz. Bu da seçimlerle başlıyor" şeklinde konuştu.
Seçimlerden beklentisine ilişkin de açıklamalarda bulunan Keskin,
oyunu SPD’ye vereceğini belirterek, "Biz azınlık, Türklerin,
özellikle de Müslümanların haklarına sadece yazılı olarak değil,
fiili olarak da önemsenmesi, haklarımızın tanınması ve göz ardı
edilmememiz önemli" ifadelerini kullandı.
TÜRKLERİN EN BÜYÜK TALEBİ ÇİFTE VATANDAŞLIK
1988’den beri Almanya’da yaşayan Günay isimli Türk vatandaşı,
"Burada yaşanılıyor ve çocuklarımız burada okula gidiyor,
Almanlarla kardeş gibi yaşıyorsak, bence Türk vatandaşı olanlar da
seçime gidebilmeli. Eğer Türk vatandaşı olanlar da seçime
katılabilseydi, ben de giderdim, gitme hakkım olmadığı için
açıkçası politikalarını da takip etmiyorum, etme gereği de
duymuyorum. Madem seçme şansım yok, o zaman onları dinlemeye mecbur
değilim onları dinlemeye. Yeni seçimlerde kim başa gelirse gelsin
ben hiçbir şeyin düzeleceğine inanmıyorum. Açıkçası insanlar sadece
seçilmek için kendilerini iyi gösteriyorlar ama hiçbir sorunu
halledemiyorlar, çünkü Almanya’yı batıran da bu politika. Kiraya
çözüm bulamıyorlar, insanların iş hakları yok, hala Almanya’da
yabancı, Türk ayrımı var" şeklinde konuştu.
18 senedir Berlin’de yaşayan Salim Sütçü ise, "Maalesef son hükümet
geldiğinden beri yabancıların birçok hakları elinden alındı. Zaten
seçme seçilme hakkını sadece Alman vatandaşlarına veriyorlar.
Hükümet niye çifte vatandaşlık vermiyor. Niye böyle bir ayrımcılık
var. Neden Türkiye’den evlenen insanlar buraya eşlerini getirirken
Almanca sınavlarına tabi tutuluyor da, Avrupa Birliği’ne üye olan
ülkeler tutulmuyor? Bu ayrımcılıklar başta gelenler. Benim çok
arkadaşım var, Türkiye’den evlenip, hanımını getiremediği için
boşanmak zorunda kaldılar. Ayrıca işsizlik de bir problem. Ayrıca
Saat ücreti 3-4 eurodan kazanan ne yapabilir ki? Gerçekten buranın
durumu pek iç açıcı değil" diye konuştu.
Berlin’de yaşayan 41 yaşındaki Mehmet Kaya da "Hangi parti
yabancılara daha ılımlı ise, daha hoşgörülüyse onun gelmesini
istiyorum. Daha çözüm olacak, üretecek daha çok yabancılar üzerinde
pozitif çalışacak kişinin başa gelmesini istiyorum. Yabancılar
için, Almanya için hayırlı olsun bu seçimler" dedi.
"İKTİDAR OLURSAK ÇİFTE VATANDAŞLIĞI
GETİRECEĞİZ"
Yeşiller Partisi Berlin Eyalet Meclisi Milletvekili Turgut Altuğ
da, "Şu anda seçim kampanyası yapıyoruz. Bu seçim için yoğun bir
çalışma gösterdik. Berlin’de yaşayan 466 bin kişinin oy kullanma
hakkı bulunmuyor. Bu hakkı almaları için uğraşıyoruz. Bunun yanı
sıra opsiyon modelinin kaldırılmasından yanayız. Bunu da
programımıza aldık. Opsiyon modeline göre, 1990’dan itibaren burada
doğan gençlerin, 19-23 yaşları arasında Türk ya da Alman
vatandaşlığına karar vermeleri gerekiyor. Bunun yanlış olduğunu
söylüyoruz. İktidara gelirsek opsiyon modelini kaldıracağız ve
çifte vatandaşlığı getireceğiz" dedi. Altuğ konuşmasına şöyle devam
etti:
"Yarınki seçimlerde başa baş bir mücadele söz konusu. Amacımız
Sosyal Demokratlar’la iktidara gelmek. Çünkü Almanya’da yapılması
gereken birçok reformlar, birçok yenilikler söz konusu. Merkel
hükümetinin son 8 yılda bu yenilikleri yapmadığını görüyoruz.
Önemli olan konulardan bir tanesi, enerjinin doğal kaynaklardan
sağlanması. Şu anki hükümet bu konuda sınıfta kaldı. En önemli
konulardan birisi enerji ağırlıklı sanayinin vergiden ve bir takım
mükellefiyetlerden muaf tutulması. Bunun doğru olmadığın
düşünüyoruz. Çünkü elektrik fiyatları artıyor ve bunun da
ceremesini vatandaşlar çekiyor."
"ÇİFTE VATANDAŞLIK, ASGARİ ÜCRET VE KİRA FİYATLARI EN BÜYÜK
PROBLEMLER"
Sosyal Demokrat Parti’nin Kreuzberg Bölge Başkanı olan Sevim Aydın,
"Özellikle Kreuzberg bölgesinde, seçim kampanyasında özellikle
Türkler için fark ettiğimiz önemli bir faktör var. Bu da çifte
vatandaşlık. Biz SPD olarak bunu değiştirmek istiyoruz. Çünkü
burada gerçekten çok büyük bir potansiyel var, ama ne yazık ki
seçimlerde oy kullanma hakları bulunuyor" şeklinde konuştu. Aydın
ayrıca, asgari ücretin artırılması ve ev kiralarının çok yüksek
olması konusunda da belli bir sınırlamanın getirilmesi için
çalıştıklarını söyledi.