Almanya’da 'kıl payı' Türkiye’ye yaradı
Abone olAlmanya'da Başbakan Angela Merkel'in genel seçimde tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşamaması, Türkiye'nin AB üyeliğine daha olumlu bakan koalisyon ortakları olacağı için Ankara'ya yarayan bir sonuç olarak görülüyor. Brüksel'den Güven Özalp yazdı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in pazar günkü seçimlerden her açıdan çok önemli bir zaferle çıkması, tecrübeli siyasetçinin Almanların “annesi” olma pozisyonunu güçlendirdiği kadar Avrupa Birliği’ndeki “eli maşalı lider” konumunu da pekiştirdi.
Merkel’in Almanya’nın efsane liderlerinden Konrad Adenauer’den bu yana ilk kez koalisyonsuz iktidar keyfini yaşama şansını kıl payı kaçırması ise Türkiye’ye yaradı.
Almanya’nın özellikle Türkiye-AB ilişkileri açısından Ankara’ya yaklaşımı başından bu yana sorunlu.
Merkel iktidara geldiğinden bu yana Türkiye’nin üyeliğine karşı olduğunu, bunun yerine farklı bir ilişkiyi tercih ettiğini gizlemiyor.
Kendi içinde tutarlı olarak nitelendirilebilecek bu yaklaşımı, Fransa’nın özellikle Nicolas Sarkozy’nin döneminde devreye soktuğu ve süreci büyük ölçüde bloke etme yaklaşımından ayıran ise “sonuç odaklı” olması.
Merkel başından bu yana Türkiye’yle üyelik sürecinin, başka bir deyişle komada da olsa ara sıra yaşam belirtisi veren müzakere sürecinin sürmesinden yana tavır koydu, anlamsız bahaneler öne sürerek süreci tamamen bloke etme yoluna gitmedi.
En fazla başlık Almanya'yla
Türkiye’nin bugüne kadar en fazla başlığı 2007’de Almanya’nın AB Dönem Başkanlığı sırasında açtığını da unutmamak gerekiyor.
Normalde geçtiğimiz aylarda açılması öngörülen bölgesel politikalarla ilgili başlık konusunda yaşananlar da Almanya’nın tutumunu net şekilde özetliyor. Teknik olarak sorunu bulunmayan ve açılması konusunda ilke olarak anlaşılan bu başlığın son dakikada açılmasını engelleyen isim Merkel’di.
Bu adıma rağmen sürecin tamamen durmasını ve kopma yaşanmasını engellemek için en fazla çabalayan ve orta yol formülü bulunması için yoğun çaba harcayan da yine Almanya oldu.
Bu tablo bile Almanya’da Merkel önderliğinde bir koalisyonun Türkiye için “mutlak Merkel iktidarından” daha hayırlı olduğunu gösteriyor.
Merkel’i Türkiye konusunda frenleyen hep koalisyon ortakları oldu. 2005’ten itibaren bu rolü sosyal demokratlar oynarken 2009 sonrasında “bu görev” son seçimlerde parlamento dışında kalan liberallere düştü.
Gelinen aşamada Merkel’in oluşturmayı planladığı koalisyonda yer alması olası partiler de Türkiye konusunda yapıcı yaklaşım izlemeleriyle dikkat çekiyor.
Her ne kadar SPD zaman zaman sorunlu bir profil çizse de gerektiğinde ağırlığını Türkiye’den yana koyduğu dönemler hiç de az değil. Yeşiller’in Türkiye karnesi ise daha parlak.
Haftalar alması olasılığı oldukça yüksek olan koalisyon pazarlıklarında Türkiye konusu gündem maddeleri arasında yer alacak olsa da bunun öncelikli başlıklar arasında olacağını söylemek pek mümkün değil.
Tüm bu veriler önümüzdeki dönemde Almanya’nın AB bağlamındaki Türkiye politikasında çok radikal bir değişikliğin beklenmediğine işaret ediyor. “3. Merkel” döneminde Berlin’in izleyeceği Türkiye politikasının nüanslarının şekillenmesinde ise koalisyonun küçük ortağı ya da ortaklarının etkisi ve ağırlığı belirleyici olacak.