Almanya trenine binen mülteciler, Macar kampında indirildi

Macaristan'da, Budapeşte'den Almanya'ya doğru yola çıkacaklarını düşünürken kentin batısında trenden inmeye zorlanan mültecilerle polis arasında gerilim yaşandı.

Polis, Bicske kasabasını 'operasyon alanı' ilan ederek gazetecileri bölgeden uzaklaştırmak istedi.

Mültecilerin durumu konusunda Avrupalı liderler arasındaki görüş ayrılığı ise derinleşiyor.

Brüksel'de konuşan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, mülteciler Almanya'ya gitmek istedikleri için krizi bir 'Alman sorunu' olarak niteledi.

Günlerdir Budapeşte istasyonunu ve civarında bekleyen mültecilerin bir bölümüne bugün trenlere binme izni verildi.

Ancak mülteciler, kendilerini Avusturya sınırına götüreceği umuduyla bindikleri trenden, 40 kilometre sonra büyük bir mülteci kampının bulunduğu Bicske kasabasında inmeye zorlandılar.

Önce trenden inen bazı mülteciler, kayıtlarının Macaristan kampında yapılacağını anlayınca yeniden trene dönmeye çalıştılar.

Mültecilerin kaygısı kampta kayıtlarının yapılmasının ardından Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde sığınma başvuru yapmalarının zorlaşacağı ihtimalinden kaynaklanıyor.

Macar Başbakan, "Hiç kimse Macaristan'da, Slovakya, Polonya ya da Estonya'da kalmak istemiyor. Hepsi Almanya'ya gitmek istiyor. Bizim işimiz onları kaydetmek. Avrupa düzeyinde açıkça belirlenmiş kurallarımız var. Alman Başbakanı dün hiç kimsenin kaydolmadan Almanya'ya gidemeyeceğini söyledi. Alman Başbakanı kayıtta ısrar ediyorsa bunu yapacağız, yapmak zorundayız" diye konuştu.

Martin Schulz ise "Avrupa ideali dayanışma üzerine kurulmuştur. Şu anda gördüğümüz egoizm ve AB'ye yönelik asıl tehdit bu" dedi.

Macaristan Başbakanı Orban Alman Frankurter Allgemeine Zeitung gazetesi için yazdığı makalede de "ülkesinin Avrupa'nın Hristiyan köklerinin tehdit eden sığınmacılarla istila edildiğini" söyledi.

Avrupa Birliği ise, en az 100 bin mültecinin üye ülkeler arasında paylaşılması önerisini tartışıyor.

Mülteci krizinin insani felaket boyutu dün Bodrum sahilinde üç yaşındaki bir Suriyelinin cesedinin fotoğrafının uluslararası basına yansımasından sonra daha yoğun şekilde konuşulmaya başlandı.

Alabora olan teknede hayatını kaybeden 12 kişiden beşinin çocuk olduğu belirlendi.

İngiltere Başbakanı David Cameron, bir baba olarak fotoğraftan çok etkilendiğini belirtti ve İngiltere'nin ahlaki sorumluluklarının gereğini yerine getireceğini söyledi.