Alman tarafgirliği ve Gazze

Hamas ve örgütle bağlantılı İzzeddin el Kassam Tugayları; İsrail, ABD, AB, Almanya ve İngiltere tarafından "terör örgütü" olarak tanımlanmasına rağmen ülkelerini savunan direnişçilerdir bizim gözümüzde.

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 17 Kasım Cuma günü için çok önceden programlanmış Almanya ziyareti gündemde. Alman basını bu ziyarete gölge düşürmenin hatta daha ileri giderek ziyareti engellemek için kamuoyu manipülasyonuna başlamış durumda.

Alman medyasının gücünü elinde tutan Siyonizim çizgisindeki sermaye çevreleri bu ziyaretten oldukça rahatsız.

Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hamas'ı terörist ilan etmedi, terörist sıfatını duymak isteyenlerin direnişçiler ifadesini duyması, İşgal altındaki toprakları için mücadele verenler şeklinde ifade edilmesini hazmedemediler.

Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi dönüşünde yaptığı açıklamada : 17 Kasım'da Almanya ziyaretinin olacağından ve bu ziyarette Batı ülkelerine, Batı ülkelerinin en güçlülerinden olan Almanya ya mesajları olacağını mesajlarında Avrupa’ya bir ses olmasını ifade etti.

Var olan yaşanan bu sorun 7 Ekim’den bu yana değil 1948’den bu yana devam etmektedir. Tel-Aviv’de toplanan Yahudi Milli Konseyinin, İsrail Devletinin kurulduğunu ilan etmesinden birkaç saat sonra Arap Birliğinin İsrail’e savaş ilanıyla başlamış, İsrail %56 olan Filistin toprağını %78’e çıkarmış, 700.000 Filistinli yerlerini terk etmiştir. Uzun yıllar Yahudiler Mısır’da Cezayir’de kovuldu, vatandaşlıkları ellerinden alındı. Göçe zorlandılar. Her iki ülkenin yaşadığı zorluklar çok uzun yıllar devam etti. ABD ve İngiltere’nin desteğiyle palazlanan sorunlar bugünlere kadar gelmiştir.

Erdoğan’ın en başından beri iki devletli çözüm önerisi olmadan bu sorunun çözülemeyeceği aşikar. Akıtılan kanın, öldürülen insanların, yok edilen şehirlerin-ülkelerin tarihi arka planına mutlaka vurgu yapılarak, çözüm getirilmelidir.

Hamas'ın, Filistin davasındaki yeri meşrudur.
Hamas, Filistin'in birliği uğruna yapılması gerekenleri yapmaktadır.
Hamas, Ahmet Yasin’in emanetidir.

2006'daki seçimde Hamas sürpriz bir şekilde sandalyelerin önemli bir kısmını kazanmış olmasına karşın kurulan hükümet kısa sürmüştür. Hamas Fetih'le yaşanan gerilimin ardından sadece Gazze Şeridi'nin yönetimi devralmıştır.

2012'deki tutuklu değişimi ve 2014'teki birlik hükümeti girişimleri de kalıcı bir birlikteliğe yol açamamıştır. Filistin Anayasası'na göre 4 yılda bir genel seçimlerin yapılması gerekiyor. Ancak 2006 yılından bu yana seçim yapılamıyor.

Hamas ve örgütle bağlantılı İzzeddin el Kassam Tugayları; İsrail, ABD, AB, Almanya ve İngiltere tarafından "terör örgütü" olarak tanımlanmasına rağmen ülkelerini savunan direnişçilerdir bizim gözümüzde.

Erdoğan 7 Ekim’den bu yana itidal çağrısı yapıyor, bu çağrıyı Almanya’da da yüksek sesle tekrar ederek Avrupa’ya bu mesajı iletmesi, Türkiye’nin garantör ülke olma isteğini tekrarlaması ve işgalin durdurulması. Bu işgalin insanlık ve savaş suçu olduğunu ifade etmesi Türkiye açısından siyasi perspektiften durduğu yerin göstergesi olacaktır.

DÜNÜN GÜNEŞİYLE BUGÜN Kİ ÇAMAŞIR KURUTULMAZ İYİ PARTİDE SULAR DURULMUYOR

Son zamanlarda siyaset kulislerinde; CHP'deki genel başkan değişi, seçimler ve diğer siyasi pek çok gündemden ziyade İyi Parti'deki durulmayan sular konuşuluyor.

Aslında kurulduğu zamandan bu yana hep bir çalkantı vardı bir türlü bitmek bilmedi.

Kurucularıyla başlayan istifalar zinciri, seçim öncesi ve sonrasında da devam etti.

Her istifa ardından yapılan basın açıklamaları partiyi ister istemez yıprattı.

Partiden o kadar çok ayrılan oldu ki, Ayrılanlardan Ümit Özdağ partisini kurdu. 

Yavuz Ağıralioğlu'nun partisi pişmek üzere servise hazır.

Büyük iddialarla yola çıkan İyi Parti 7 yılda vaat ettiği yeri bulamadı. Milliyetçi ve sağ tabanı çekemedi.

Sekülerleşme yolunda ilerlerken parti içi istifalar, üyelikten istifalar derken garip bir şekilde yolsuzluk söylentileriyle istifalar ayyuka çıktı.

Yolsuzluk iddialarında ilk adımı da Meral Akşener'in en yakınındaki isim Ümit Dikbayır attı. Akşener, Dikbayır’ın halası, partinin kilit ismi. Partinin en güvenilir ismi Ümit Dikbayır Partinin kasası.

Dikbayır, disiplin kuruluna verdiği dilekçede, İyi Parti Genel Başkanı Akşener'in, aile bireylerinin, özel kalem müdürü ve eşinin banka hesaplarının inceletilmesini, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerindeki ihale ilişkilerinin de sorgulanmasını istedi.

Bu arada Akşener’in oğlu Fatih Akşener’in böyle bir para trafiğinin içinde olmayacağını bilecek kadar yakın tanırım. Akşener’in eşi zaten varlıklı ve zengin bir iş insanı. Bu söylentinin altından bakalım neler çıkacak. Parasal iddialar parti içi tartışmalara zemin hazırlayarak ilerliyor.

Bu parasal şok henüz atlatılamadan istifalar bomba gibi düştü İyi Parti’ye.

Genel İdare Kurulu Üyesi Hukuk Profesörü Bahadır Erdem, Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın istifası.

Bahadır Erdem'in, kendi açıklamasında görüldüğü gibi yerel seçimlerde tek başına girilmesine karşı çıkışı böyle bir karar almasına neden olduğunu ifade etti.

İyi Parti'de gerilim bitmiyor gündem hep yoğun. Öyle ki parti içi sis perdesi çoğu zaman dışarıyı görmeye engel oluyor.

İyi Parti pek çok partinin bileşeni, toplaması. Küreselciler, milliyetçiler, liberaller, sekülerler, muhafazakarlar…

Yerel seçimlerde; Akşener'in Ekrem İmamoğlu ile abla kardeş yakınlığındaki ilişkisinin yanı sıra, CHP kurultayını İmamoğlu'nun kazanıp kazanmayacağına göre hareket edeceğini daha öncede söylemiştim.

Kurultayı, İmamoğlu'nun desteğiyle Özgür Özel aldı. CHP Genel Başkanı seçildi. Akşener'in CHP'deki beklentisi gerçekleşmiş oldu.
Akşener, CHP ile ittifak yapacak mı?

İttifak olsa da, olmasa da

Her iki durumda da parti içi ve dışı saldırıların,

Karışıklığın artarak devam edeceği anlamına geliyor.

Akşener bu süreci nasıl yönetir, ne kadar dayanır, son anda yeter artık der mi, son seçimden sonra partinin geriye doğru gitmesinin sebeplerini dikkate alıp, hiçbir partinin şemsiyesi altına girmeden ilerler mi bilemem.

Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz demem o ki CHP ile yol almak yerine merkez sağ olmaktır doğru siyasi hamle.