Alman Cumhurbaşkanı sordu: Türkiye neden...
Abone olCumhurbaşkanı Abdullah Gül, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Alman Cumhurbaşkanı Gauck, Twitter yasağından Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın açıklamalarına kadar bir çok konuda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Gauck 'Hükümet önemli bir seçim zaferiyle bu kadar büyük bir güce sahipken neden yargıya müdahale etmeli' diye sordu.
İşte ortak basın toplantısından çıkan önemli notlar...
"BİZ GEREKENİ YAPTIK MI"
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un açıklamaları şöyle:
Mülteci kamplarını görünce çok etkilendik. Bunu Almanya’ya dönünce anlatacağız. Ülkeme dönünce şunu da soracağız, “Biz acaba yardım etmek için gerekeni yaptık mı?” Bu olayın kurbanı olan insanlara yardım etmemiz gerekiyor.
"EKONOMİK BAŞARININ YAŞANDIĞINI GÖRDÜM"
Türk ve Alman silahlı kuvvetleri arasında çok olumlu bir ilişki olduğunu gördük. Alman askerleri şehre istedikleri zaman inebildiklerini, çay içtiklerini hediye alabildiklerini söylediler. Başkentten çok uzakta olan bir ildeydim. Arabayla yüzlerce kilometre yol kat ettim. Ama ne kadar büyük bir ekonomik başarının yaşandığını gördüm bu seyahatte. Yeni bir orta sınıfın ortaya çıktığını gördüm.
"SUÇUMUZU VE UTANCIMIZI İFADE ETTİK"
Azınlıklarla barışma, Kürtlerle Alevilerle yeni ilişkilerin gelişmesi gibi unsurlara değindik. Ermeni dediğimizde Türkiye için çok hoş olmayan anılar ortaya çıkıyor. Sayın Cumhurbaşkanı Sayın Başbakan’ın sözlerini hatırlattı. Demokratik bir toplum kendi geçmişini sorgulayabilmeli. Bu, Almanya’yı güçsüz kılmadı. Suçumuzu ve utancımızı ifade ettik. Bu bize bir zaaf katmadı. Türkiye’deki bu ifadeler olumlu algılandı.
"DOSTLAR DUYMAKTAN HOŞLANMAYACAĞI ŞEYLERİ DE SÖYLEYEBİLMELİ"
Dostlar bir araya geldiğinde diğerinin duymaktan hoşlanmayacağı şeyleri de söyleyebilmelidir. Bugüne kadar kimsenin sormadığı soruları sormuyoruz. Toplumun içinde bulunduğu konulara değiniyoruz.
“TWITTER VE YOUTUBE YASAKLANMAK ZORUNDA MI”
Örneğin Twitter ve YouTube yasaklanmak zorunda mı? Anayasa Mahkemesi başkanı neden bu kadar eleştirel konuştu? Şimdiki hükümetin önemli bir seçim zaferiyle bu kadar büyük bir güce sahipken neden yargıya müdahale etmeli? Bu gerçekten demokrasiyi güçlendirecek mi? Bu soruları birbirimize soruyoruz…
"AB VE AB DEĞERLERİNE KESİN BAĞLILIK"
Şunu da tespit ettik, sayın cumhurbaşkanı kendi bakış açısına sahip bu konuda ve bunu da ifade ediyor. Beni en çok memnun eden AB’ye ve AB değerlerine kesin bir bağlılık ifadesiydi sayın cumhurbaşkanından duyduğumuz. Bizi birleştiren değerler Türkiye için de geleceğe yönelik değerler. Avrupalılar zaman zaman yeterince dost olmadığı şeklinde algıladıysa Türkiye bunlar geçici diye düşünüyorum.
Başka ülkelerde Türkiye için bir rol modeli göremedik. Bu büyük ülkenin geleceğini sadece ve daha da yoğun bir şekilde Avrupa ile işbirliği içinde düşünüyoruz. Bunun zamanına değinemeyiz bunu bilmiyoruz ama ortak olarak yönümüzü belirlemiş bulunuyoruz. Eleştirel sorular sormuş olsam dahi son derece dostane bir görüşmeydi. Birbirimize bağlı olduğumuzu gösteren bir görüşmeydi.
Basın toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan iki liderin diğer açıklamaları ise şöyle:
MISIR'DAKİ İDAM KARARLARI
ABDULLAH GÜL: Akıl almaz inanılmaz bu tip cezaları kabullenmek mümkün değil. Bugünkü çağda olacak şeyler değil. Bu Mısır’ın geleceğini aslında çok büyük bir kötülük olarak görüyorum bu kararı. Mısır’ın istikrara ihtiyacı var. Ümit ediyorum ki bunlar uygulanmaz ve bütün mahkumlar serbest bırakılır ve Mısır’da tekrar demokrasinin e özgür seçimlerin önü açılır.
GAUCK: Almanya’da idam cezası yok. Almanya bu cezayı reddediyoruz. Avrupalılar için anlaşılabilir değil idam cezası ve biz çok endişeliyiz. Böyle geçiş dönemlerinde öncekinde daha üstün bir yargı anlayışı tesis edilmeli. Şimdiki yönetimle temasa geçilip daha ölçülü bir yargıya geçilmesini isteyebiliriz.
BÖYLE BİR TÜRKİYE'NİN AB'DE YERİ VAR MI?
GÜL: Açık ve dürüst konuşmak gerekir. Türkiye son 10 yıl içinde olağanüstü reformlar yapmış bir ülke. Önündeki birçok problemleri kaldırmış tabuları yok etmiş. Birçok kişinin hayal edemeyeceği uygulamaları hayata geçirmiş reformist çizgide gelmiş bir ülke. Hiçbir ülke mükemmel olduğunu iddia etmemesi gerekir. Almanya’da da aşırı sağcıların katlettiği insanlar ve uzun süre ailelerin öldürdüğünü iddia etmeleri ve ortaya çıktığında utanıldığını biliyoruz. Bunlar AB’ye yakışır mı diye sorduğumuzda AB değerlerine yakışmadığını söyleyebiliriz. Biz de benzer durumlar var. Önemli olan noksanlıkların farkında olmak ve düzeltmek için çabalamaktır.
GAUCK: Biz çok uzun bir zaman önce başlamış süreçteyiz. Açılan açılacak fasıllar var. Türkiye’nin AB’ye üye olup olmayacağı sorgulanmıyor. Değindiğimiz iki fasıl yargı hukuk devleti ve insan hakları fasılları açıldığında zaten mevcut olan dinamizm daha büyük bir ivme kazanmayacak mı?
Demokrasi herkesin hemfikir olduğu bir yapı olamaz. Demokrasi sürekli canlı ve sistematik bir diyalog halidir toplumdaki farklı güçler arasında. Toplum kendi içinde müzakereleri sürdürecek. Bir tam üyelik ya da Norveç gibi bir modelle ortaklıklarımız nasıl ortaya çıkarabiliriz. Bu kadar güçlü bir hükümet yargı yada medyaya neden tepki gösteriyor. Bu soruyu birbirimize soruyoruz.
Ben sayın Gül ile hemfikirim. Biz dışarıdan gelen sorulara muhtacız. Birbirimizle sahip olduğumuz dostluğumuz tehlikeye atmamalıyız. Türk demokrasisinin oluşmakta olan bir süreç olarak görüyorum. Benim gönlümde ve aklımda bir iyimserlik var. Sayın Gül gibi güvendiğimiz kişilerle karşılaştığımızda soruları açıkça ifade etmek gerekiyor.
HÜKÜMET ELEŞTİRİLERİ UMURSAMIYOR MU?
GÜL: Türkiye değişti derken fikrinin arkasında şiddet olmasın, hükümeti de tenkit edebilir, herkesin bunun yapabildiği söyledim. Sayın Başbakan’la ilgi, şirketin Türkiye’de ofis açmasını ve en çok kullanılan uluslararası platformlarından birisi, ofis açmasını ve burada da vergi ödemesini söylüyor. Böyle bir beklendi yanlış değil.
GAUCK: Sayın Başbakan’ı görmeden önce o konulara değinmek istemiyorum. Böyle bir görüşmede aynı temelden hareket edeceğiz. Tabi ki saygı ve takdirimi ifade edeceğiz. Neden söylememeyim bunları. Böyle başarılı bir politikacıyla tanışmaktan ve onun yanıtlarını duymaktan mutlu olacağım.
Bana sorduğunuz soruların aynısını da onlara soracağız. Bu hükümetin tehdit altında olmadığını düşünüyorum. Seçimlerle meşruiyet kazanmış bir hükümet ve rahat olabilir. Bunu mutlaka ifade edeceğiz.
ERDOĞAN'IN 1915 MESAJI
GAUCK: Bizim Almanya’da milli bir bilincimiz yok. Zamanla özeleştiri yapmaya başladık. Özgüveni olan bir sivil toplumun göstergesi bence. Sayın başbakan gibi muhafazakar bir politikacının yeni bir tarzı ifade etmesi çok olumlu ve yeni bir sayfa. Burada herhangi bir sansür uygulanmaması gerektiğini düşünüyorum kelimeleri seçerken.
GÜL: Daha önce de ben yaşanan acıların ortak acılar olduğunu söylemiştim. Sayın Başbakan’ın bu açıklaması da gayet yerinde ve doğru bir açıklama oldu.