Allahsız gazeteci kansere yakalanınca
Abone olAllah'a inanmayan ve dinleri alabildiğince yerden yere vuran İngiliz gazeteci kansere yakalandı, olay oldu.
Batı dünyası kansere yakalanan ateist İngiliz gazeteci
Christopher Hitchens'i konuşuyor. 11 Eylül sonrası Irak'ın işgalini
savunan , hristiyan din adamlarının bedduasını aldı. Aykırı isim
tepkilere yine aynı sertlikte karşılık verdi.
‘Tanrı Büyük Değildir’ kitabıyla inananları çileden çıkaran
gazeteciyi Milliyet yazarı Mehveş Evin, köşesine taşıdı. Fransa'da
hakkında çıkan yorum ve eleştirileri yazan Evin, gazetecinin
kariyerini ve yazarın hastalığa bakışını kaleme aldı:
"Haziranda aniden rahatsızlanmış, temmuzda teşhis koyulmuş bu hızla
ilerleyen hastalığa. Hitchens ise her zamanki acımasız mizahi
üslubunu, kendi hastalığı hakkında da yazarken elden
bırakmıyor.
Ne kadar ironik... Özellikle ‘Tanrı Büyük
Değildir’ kitabıyla dindarları öfkeden çıldırtan Hitchens,
hastalığının duyulmasıyla bu defa din adamlarının “Allah
seni de kurtarsın” duaları ile “Cehennemde yanasın
inşallah” diyenlerin arasında kalmış!
Acımasız entelektüel
Vanity Fair’in son
sayısında Hitchens, ‘Cevabı olmayan dualar’
başlığıyla yine dindar insanları delirtmeyi başarıyor. 20 Eylül’ün
kendisine dua günü ilan edildiğini duyan Hitchens, “Manasız
haykırışlarınızla sağır gökyüzünü boşuna rahatsız etmeyin. Tabii,
bu sizi iyi hissettirecekse ayrı” diye yazıyor.
Sırf ateist olduğu ve dinleri acımasızca, fütursuzca eleştirdiği
için kansere yakalanmasını “Oh oldu” diye yorumlayanlar var, olacak
da. Doğrudur, Hitchens, İslam başta olmak üzere bütün dinlerin
savunduğu tezleri acımasızca sorguladı.
Çoğu dindar için bunların sorgulanması bile hakaret ve bağışlanamaz
bir günah. Doğrudur, 11 Eylül sonrası Irak işgalinin en ateşli
savunucularından oldu. Ancak Hitchens, hem çağın en büyük
entelektüellerinden biri, hem de gazetecilik stiliyle mesleğin
duayenlerinden sayılır.
Hitchens, ölümcül bir hastalığa yakalandıktan sonra insanın
kendini ve sevdiklerini ölüme hazırlamanın epey bir zamanını
aldığını yazmış son yazısında: “İlginç bir şekilde aynı anda
hayatta kalabilme işiyle had safhada ilgileniyorsunuz. Sabah
avukatlar, öğlen doktorlarla görüşmek, her zamankinden daha fazla
yaşamakla ilgilenmeniz demek. Aynısı benim için dua edenler için de
geçerli. Benim son anda ‘ışığı görmemi’ isteyen Katolik, Protestan
hatta Müslümanlar var. Hani birini seçsem öteki alınacak. Benim
için dua ettiklerini söyleyenlere şöyle diyorum:
Ne için?”
Dine dönecek mi
Hitchens, gırtlak kanserine yakalanmasını “Tanrı’nın bir
cezası” olarak yorumlayanlara ters cevaplarını sıralıyor:
“Sakın yaşam biçimim dolayısıyla gırtlak kanserine
yakalanmış olmayayım. Hem başka cezalandıracak organlarım da
var!” Kendi ifadesiyle “Bir katırı öldürebilecek kadar”
çok alkol ve sigara tüketen, çılgınca yaşayan biriydi ne de olsa.
“Böyle bir durumdayken bile niye kendisine dua etmek
isteyenlere bu kadar sert tepki veriyor?” diye
düşünebiliriz. Sanırım Hitchens’ın ateistliği de bir nevi din
olmuş. Ölene kadar ateist kalmakta kararlı bir insanla uğraşmanın
ne manası var?
Hem bakarsınız beddualara rağmen ölmez hemen! Emin olun kalemi
daha da keskinleşecek. İnternet sitelerinde “Hitchens ölüme
yaklaşırken dine dönecek mi?” iddiaları bile dönerken
“Sesim gitse bile dini konularda polemik yazmaya devam
edeceğim, en azından eski dostum karanlık gelene kadar. Sahi neden
beyin tümörü çıkmadı ki bende?” diyecek kadar, nefesinin
son anına kadar sinir etmeye devam edecek. ‘Diğer taraf’tan
bildiremeyeceğine göre...
HERKESE ÇAKAN YAZAR
* 70’lerin başında, gazetecilik kariyerinin ilk yıllarında New
Statesman’de çalışıp Vietnam savaşı, Kissinger ve Katolik
Kilisesi’ni fena halde hedef alan yazılar yazdı.
* Yunanistan’daki askeri cunta haberi ilk kez kapağa çıktı.
* 80’lerde Amerika’ya yerleşti ve The Nation’a yazmaya başladı.
Derginin Kıbrıs temsilcisiydi fakat Uganda’dan Sudan’a Irak’tan
Kuzey Kore’ye, 60 ülkeyi gezip haberciliği kendi yorumuyla
birleştirdi.
* Reagan, Baba Bush ve Amerika’nın özellikle Güney Afrika’daki dış
politikalarını en sert eleştiren isimlerindendi.
* 11 Eylül sonrası ABD’nin Irak işgalini en çok savunan yazarlardan
biri haline geldi.
* Yazar ve polemikçilerin şahı Gore Vidal bir zamanlar onu veliahtı
olarak gösterirken Hitchens, Vidal’ın 9/11 komplo teorilerini
bağrına basmasına dayanamayıp ona da bir salvo atmayı ihmal
etmedi.
* 1992’den beri Vanity Fair dergisine düzenli olarak yazıyor.
Sadece politika değil, kültür, edebiyat, yeme-içme üzerine de
yazıyor. Kah Ortadoğu’da geziyor, kah sağlıklı bir yaşam merkezinde
ağzında puroyla poz veriyor.
* Atlantic Monthly’ye ayda bir kitap eleştirisi yazıyor.
‘Unacknowledged Legislation: Writers in the Public Sphere’ adlı
kitabını bu eleştirilerden derledi. En bilinen kitapları ‘Why
Orwell Matters, “The Trial Of Henry Kissinger’ ve ‘God Is Not
Great.’