Yazarlığa, yaklaşık 5 yıl önce Gazeteciler.com’da başladım.
Yazılarım bir süre sonra İnternethaber’de de yayınlanmaya
başlandı.
***
Grubun imtiyaz sahibi Hadi Özışık, tek başına ortaya büyük bir
yayın grubu çıkarmıştı.
Tebrike şayan bir hikayesi var.
Ben de bu hikayede kendimce bir rol aldım.
Hadi Özışık yıllardır onca tehdit, onca baskıya rağmen tek bir
taviz vermeden hem beni hem de sitenin bağımsızlığını ve
tarafsızlığını sonuna kadar savundu.
***
Bu sayede özgürce yazdım. Lafımı esirgemedim.
“Söylenmesi gerek” diye düşündüğüm her şeyi
söyledim.
Yazıya amatörce başlamıştım.
Zamanla daha da amatörleştim.
Profesyonellerin özenle kaçınabildiği konulara dala çıka
bugünlere geldim…
***
Tek derdim vardı: Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir
olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.
Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle;
milliyetçisi, solcusuyla… hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.
Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.
Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı
koşullarda…
***
Lafı fazla uzatmamayım.
Veda zamanı geldi.
***
Yazdığım süre zarfında, bana bu alanı açan, sonuna kadar arkamda
duran, sitenin sahibi Hadi Özışık’a çok teşekkür ediyorum.
İnternethaber’in yayın yönetmeni değerli gazeteci Hacer Alkan’a,
sitenin editörlerinden Bülent’e ve İdris’e de ayrı ayrı teşekkür
ediyorum.
“Peki her şey bu kadar güzelse niye ayrıldın? Derdin
neydi?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Hayat bu. Hiçbirimiz hiçbir mevkide sonsuza dek duramıyoruz.
Ayrılmamız, ara vermemiz kaçınılmaz hale geliyor.
En çok da size, sevgili okurlar, şükranlarımı, minnetlerimi
sunuyorum.
Yazdıklarımı okunmaya, üzerinde konuşulmaya değer bulan, bana
cesaret ve umut veren size…
Allahaısmarladık.
Haydi, kalın sağlıcakla. Twitter.com/acikcenk