Görmek istemeyen gözlerini
aç ve oku yazıyı!
Hayatımda yazdığım en sert
yazılardan biri olacak bu!
Çünkü senin kalbinin
kapıları kilitli ve anahtarı yok!
Ve çünkü sende vicdan,
merhamet, hayâ yok!
Hiç mi acı
bilmezsin?
Hiç mi bir ana-baba için
evlat acısı ne demektir tahayyül edemezsin!
Ve bir ölünün arkasından
konuşmak dinimizde çok büyük günahtır, inanmasan da saygı
gösteremez misin!
O saçma sapan inancını
bizlere Müslümanlık diye yutturacağını sanıyorsan
aldanıyorsun!
Ve utanmadan gencecik
yaşta toprağa girecek güzelim çocuklara iftira
atıyorsun!
Sonra da namaza
gidiyorsun!
İnan bana mide
bulandırıyorsun!
Tekrar
ediyorum;
Kulaklarını mı açarsın,
göremeyen gözlerini mi açarsın, bilirim kalbinde gözün yok,
doğrulardan kaçarsın!
Cenazesi geldiğinde Erol
Can’ın evindeydim…
Cansız bedeni eve
geldiğinde annesinin halini görmeliydin!
Belki biraz insafa
gelirdin!
Babası daha yeni yeni
iyileşmeye başladığı için çocuğunun öldüğünü bile toprağa
verileceği gün öğrendi!
Zaten konuşamıyor, tek
başına yürüyemiyor!
Peki, bu sana ne ifade
ediyor?
Ben söyleyeyim, hiçbir
şey!
…
Annesi bitkin, yorgun, tek
evladını toprağa verecek olmanın üzüntüsüyle gözü toprağa
bakıyor!
Sen ne
yapıyorsun?
Olayı Gazze’deki saldırıya
bağlayıp, ailelere baş sağlığı bile dilemiyorsun!
Ve bunun adına Müslümanlık
diyorsun!
Peki, Gazze’dekiler niye
öldü düşünüyor musun?
Onlarda mı yılbaşı
kutladı, onlarda mı alkol aldı?
Sen tüm bunları
anlayamazsın, ben de kime anlatıyorum!
Söyleyeceklerim burada
yayınlanmaz diye bu kadar yazıyorum!
Allah sizleri ıslah
etsin, başka bir şey demiyorum!