Allah erotik filmlerden razı olsun!
Abone olErotik filmleriyle bir döneme damgasını vuran Arzu Okay, o dönem çektiği filmleri anlattı.
Milliyet'ten Defne Samyeli'ye konuşan Arzu Okay yıllar sonra
yaptığı açıklamalarla yine dikkat çekti.. Erotik filmleriyle bir
döneme damgasını vuran Arzu Okay Paris'teki hayatını, o dönem
çektiği filmlerini anlattı.
İşte o röportajın bir kısmı
Kendini hayatla ilgili nerede hissediyorsun?
Şimdi benim olduğum yerle benim tanındığım yer arasında uçurum var. Ben kendimi çok doğru bir yerde buluyorum. Olduğum yere çok emekle, zor geldim. Ama iyi de bir yere geldim. Hatta geçmişimde yanlış yaptığımı da söylemem. Yani belki sonraları canımı acıtacak bir şeyler yaşamışımdır ama o gün için onlar bana göre doğruydu.
Erotik filmler niye senin üzerinde bir etiket olarak
kaldı? Çünkü esasen senin çevirdiğin filmlerin 5'te 1'i
kadar.
Evet, sadece o kadar. Ama son dönemimde onlar var. Köy filmleriyle bitseydi sinema kariyerim, köy filmleriyle hatırlanırdım.
Film çevirmek senin için ne ifade ediyordu? 'Ekmek kazanmak' mı, yoksa artistliği sevdin mi? Kiminin çocukluk hayalidir...
Yok ben oyuncu olmak istemiyordum, fizikçi olmak istiyordum. Ben okulun ya birincisi ya da ikincisiydim. Ciddi ciddi fizikçi olmak istiyordum. Çok da istiyordum, çok da kafa yoruyordum. Olmadı çünkü geçim derdi var, evin geçindirilmesi lazım.
Kaç yaşındaydın o zaman?
Ben 14 yaşımda başladım bu işlere. İlk olarak bir fotoromanda oynadım.
Nasıl buldular peki seni?
Yarışma ile. Annem beni yarışmaya soktu. Resmimi gönderdiler. Sonra Saklambaç'ta Zeki Müren'le oynadık. Ondan sonra Saklambaç Günaydın'ın ekiydi, ben Günaydın'ın maaşlı memuru gibi oldum. Hafta sonları okul olmadığı günlerde pay kuponu dağıtılıyordu, onları 1 ay topluyorsun işte tencere, tabak mikser, saç kurutma makinesi, artık ne veriyorlarsa alıyordun. Ben onların fotomodelliğini, tanıtımını yapıyordum. İşte elimde mikser, bilmemne saç kurutma makinesi, neyse.
"KADİR İNANIR'LA MAAŞ KUYRUĞUNA GİRERDİK"
Ne kazanıyordun hatırlıyor musun? Ya da oradan kazandığınla
ne yapıyordun?
Eve getiriyordum. Bayağı kazanıyordum ama. Fotoroman başına 500 lira alıyordum. Çok faydası oluyordu. Günaydın Gazetesi'nin altında bir vezne vardı. Bütün gazeteciler, ben, bir de Kadir İnanır, o da fotoromanlarda oynuyordu o zamanlar. Hepimiz kuyruğa giriyorduk. Ay başında maaş almak için.
Ailen film hayatının her aşamasında yanında oldu mu? Erotik dönem başladığında tepkileri ne oldu?
Annem dedi ki bir gün, "Utanmıyor musun böyle resim çektirmeye", "Yoo" dedim. "Sen benim çektirdiğim o resimlerin parasıyla yaşamaya utanmıyorsan ben niye utanayım?"
"ARZU SEN KENDİNE HAKSIZLIK EDİYORSUN
DEDİM"
Kırılma noktası nasıl oldu?
Ben bu işi artık yapamayacağım dedim ve bitti. Çünkü bir iş
yapıyorsun, oradan çıkıyorsun başka bir insan olarak yaşantına
devam ediyorsun. Tabii ki oyunculukta illa hayatındaki gibi roller
düşmüyor sana. Ama ne olursa olsun kendine saygını yitirmemen
lazım. Başkalarının sana saygı duyup duymaması onların problemi,
beni çok ilgilendirmiyor. Kendime bir yerden sonra "Arzu sen
kendine haksızlık ediyorsun, artık yeter" dedim.
Yeni hayat için yeteri kadar paran var mıydı?
"ALLAH RAZI OLSUN EROTİK FİLMLERDEN"
Erotik filmler sayesinde param vardı, Allah razı olsun onlardan. 80
küsur diğer filmlerimden hiç para kazanamamıştım. Ciddi ciddi aç
kaldım. Yoksa zevkine mi gideceğim, oynayacağım erotik
filmlerde.